Madımak Katliamı’nda yaşamını yitiren 33 kişi, Sivas’ta Madımak Oteli önünde ve Türkiye’nin pek çok yerinde anıldı
33 canın yakılarak katledildiği Sivas Madımak Katliamı’nın üzerinden 31 yıl geçti ancak asıl sorumluluğu olanlar adalet önünde hesap vermedi. Açılan tüm davalar zaman aşımına uğratılarak katliamı planlayanlar adeta gizli tutuldu. Alevi toplumu için derin bir yaranın adresi olan Madımak Oteli, geçen bunca yıla rağmen hala ‘Utanç Müzesi’ne dönüştürülmedi.
Katliamın 31. Yılında “Faşist ve Şeriatçı Kuşatmaya Karşı Laik, Demokratik Cumhuriyet İçin 2 Temmuz’da Sivas’tayız” çağrısıyla ülkenin birçok kentinden Sivas’a gelen yurttaşlar Cemevi önünde toplanarak yürüyüş için bir araya geldi.
Ali Baba Mahallesi’nde bulunan Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Sivas Şubesi ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Sivas Şubesi önünde bulunan Seyrantepe’den başlayıp, Mevlana Caddesi üzerinden Hükümet Meydan ve Madımak Oteli’nin bulunduğu yere kadar yapılacak yürüyüş güzergahı geceden bu yana polis barikatları ile çevrilmiş durumda.
Madımak Oteli önüne doğru yürüyüşe geçen Aleviler sık sık ‘Sivas’ı unutma, unutturma’, “Dün Maraş’ta bugün Sivas’ta”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Sivas’ın ışığı sönmeyecek”, “Sivas’ı yakanlar, AKP’yi kuranlar”, “Madımak Oteli müze olacak” sloganlarını atıyor. Yürüyüşte ayrıca katledilen 33 canın isimleri okunarak hep bir ağızdan “Yaşıyor” denildi.
Yürüyüşe Madımak’ta katledilenlerin aileleri başta olmak üzere Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD), Alevi Kültür Dernekleri, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Demokratik Alevi Dernekleri, Türkiye Alevi Federasyonu, Kızılırmak Yerel Dernekler Federasyonu, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Emek Partisi (EMEP), Sol Parti, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Halkevleri, Devrimci 78’liler Federasyonu, Kamu Emekçileri Sendikası Federasyonu (KESK) Şubeler Platformu, Dersimliler Dernekleri ve çok sayıda siyasi parti, sivil toplum örgütü ve demokrasi örgüt temsilcileri katıldı. Yürüyüşe CHP Genel Başkanı Özgür Özel, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ve Keskin Bayındır, Sebahat Tuncel, TİP Genel Başkanı Erkan Baş, DEM Parti ve CHP Milletvekilleri de katıldı.
Kitle, Mevlana Caddesi üzerinden Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. Madımak Oteli önünde katliamda öldürülenler için anma töreni yapıldı.
Taşıdıkları fotoğraflar ve karanfillerle Madımak Otelinin önüne gelen aileler, otelin “utanç müzesi” olması yönündeki taleplerini yinelediler.
Madımak Oteli’nin bulunduğu Sivas İl Özel İdaresi’ne ait Bilim ve Kültür Merkezi önüne katliamda yaşamını kaybeden 33 insanın aileleri tarafından kırmızı karanfiller bırakıldı. Hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Madımak Oteli önünde gerçekleşen anmada katledilen 33 can için semah dönüldü.
Kurumlar adına ortak açıklamayı okuyan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, 31 yıldır sürdürülen adalet mücadelesinin dünyada eşine az rastlanır bir direnişin tarihi olduğunu söyleyerek, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği genel örgütlülüğü, Alevi kurumları ve özelde de Sivas Madımak ailelerinin demokratik, insani ve vicdani talepleri bugüne kadar karşılanmadı. Üstelik aranmakta olan sanıklar yönünden devam eden Sivas Madımak davası, zaman aşımına uğratılarak düşürüldü. Sivas Madımak otelinin utanç müzesi yapılması, Madımak davasının da insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamına alınması talebimiz ise hiç duyulmadı. İktidarların bu ketum tutumları elbette siyasi ve ideolojik bir tutumdur. İktidarların katliamdan ve katliamcılardan yana olan bu tutumuna karşılık, bizim de adalet, eşitlik, demokrasi ve özgürlük mücadelemiz, halkların barış içinde, özgür ve eşit yurttaşlar olarak bir arada yaşama iradesine bağlılığımızdaki ısrarımız siyasi ve ideolojik bir tutumdur” dedi.
Sivas Madımak Katliamı’nın bugünkü siyasal iktidarın ve şeriatçı faşist politikaların önündeki engelleri temizlemeyi amaçlayan bir katliam olduğuna vurgu yapan Erçe, “Katliamlarla yüzleşmekten ve insani ve demokratik taleplerimizi görmezden gelen AKP/MHP koalisyonu, seçilmiş belediye başkanları yerine kayyum atayarak, sandıklara darbe yapıyor. Madımak otelini utanç müzesi yapmamak için direnen AKP/MHP ortaklığı, işçilerimizin maden sahalarında daha fazla rant ve kar uğruna katledilmesine göz yumuyor. Dersim, Koçgiri, Zini Gediği, Sivas, Maraş, Çorum, Gazi, Gezi, Suruç, 10 Ekim Ankara Gar başta olmak üzere yaşanmış katliamların bütün yönleri ile açığa çıkarılması ve gerçek sorumlularının açıklanması talebimize kulağını kapatan AKP/MHP iktidar bloku “dindar, kindar ve itaatkar bir neslin yetişmesi için özel programlar, projeler hazırlıyor ve yarının katliamcılarını yetiştirecek cemaat ve tarikatlarla protokoller imzalamaya devam ediyor” diye konuştu.
ÇEDES ve yeni müfredat uygulamalarını eleştiren Erçe, “Biz Aleviler her yerde ve her fırsatta, ‘inancımızı tarif etmeyin, tanıyın, cem ibadetimiz, Cemevleri ibadethanemizdir, Alevilik Aleviliktir, Alevilik vardır ve haktır, asimile etmeye çalışmayın dedik, onlar Aleviliği öldürmeyi, Alevileri kendi içlerinde bölüp parçalamayı hedefleyen ve asimilasyon üssü haline gelen “Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı”nı kurdular. Bu başkanlığı da Kültür ve Turizm Bakanlığına bağladılar” ifadelerini kullandı.
Erçe son olarak “Yaşadığımız onlarca sorun, derin yoksulluk, derin kriz, buna bağlı olarak gelişen umutsuzluk, çaresizlik, işsizlik, açlık, intiharlar ne kadar olumsuzluk var ise hepsinin ana nedeni olan tekçi, katliamcı, Türk, İslam ve erkek egemen sistem ve bu sistemin yürütücüsü siyasal iktidardır. Artarak devam eden kadın cinayetleri bu iktidar anlayışının eseridir. Bu iktidara ve maruz kaldığımız anti demokratik uygulamalara karşı birleşmek zorundayız. Faşist ve şeriatçı bir abluka altında yaşamak istemiyor isek laik ve demokratik bir cumhuriyet için ortak mücadele etmeliyiz. Bu mücadelenin en büyük buluşma noktalarından biri 2 Temmuzdur. Halkımızı, emekten, barıştan, demokrasiden, özgürlüklerden yana olan bütün kurumları çağrımıza destek vermeye ve alanlarda kol kola mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.
Madımak Oteli önünde tamamlanan yürüyüşte konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Madımak Katliamı’nı unutturmamak için 2 talepleri olduğunu söyleyerek, “Birinci talep bizim ve ailelerin ortak talebimiz. Madımak’ın bir utanç müzesi olmasıdır. Bu bilim ve kültür merkezi yazısını gören ailelerin içi yanıyor. ‘Biz bunu hak etmedik. Ne bilimi ne kültürü? İnsan yakmak bizim kültürümüzde var mı? Bilime kültüre inanan, sanata inanan canları burada yaktınız’ diyorlar. Burası utanç müzesi olacak. İkincisi de istinafta umudumuzu sürdürüyoruz. Ama eninde sonunda, bu kararların bozulup bunun insanlığa karşı suç olarak nitelendirilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Katliamın dava sürecindeki hukuksuzlukları ve katliamın faillerinin firari olduğunu hatırlatan Özel, “Firari olanlar kaçaktır, kaçak olanlar hakkında da karar verilebilir, ancak bu kararın insanlığa karşı işlenen suç üzerinden verilmesini son derece önemsiyoruz. Burada hayatını kaybeden herkes hepimizin ailelerinin büyüğüdür, yüreğimiz onlar için yanıyor” diye konuştu.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da “Burada yaşanan, göstere göstere gelen bir cinayetti. Bu cinayet işlendiğinde dönemin cumhurbaşkanı münferit bir olay olduğunu, kolluk kuvvetlerinin görevini yaptığını söylemişti. Bu ülkenin başbakanı da cumhurbaşkanına eşdeğer bir konuşma yaparak, ‘Halkımız çok şükür zarar görmemiştir, başına bir şey gelmemiştir’ demişti. Yani içeride yanan canları, Alevileri, Kürtleri yok sayan, acısını görmeyen; dışarıda kışkırtıcılık yapan, burayı yakmaya çalışanlar için de ‘Çok şükür onlara bir şey olmamıştır’ diyen bir yönetimin olduğu bir süreçte burada bir cinayet, bir katliam yaşandı ve süreç içerisinde de cezasızlıkla sonuçlandı. Gerçek failler ortaya çıkarılmadı. Sadece o dönem burada bulunan birkaç kişi yargılandı. Birçoğu da zaten tahliye edildi, beraat etti. Cumhurbaşkanı affıyla birlikte serbest bırakıldı” şeklinde konuştu.
Madımak Katliamı’nın insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunun vurgulayan Bakırhan, “Biz de DEM Parti olarak dün olduğu gibi bugün de Alevi yurttaşlarımızla bu ülkenin ezilenlerinin, sömürülenlerinin, katledenlerinin, katliamlara kurban gidenlerin davasının takipçisi olacağız, birlikte mücadele edeceğiz. Bir gün muhakkak bu topraklarda cezasızlık politikasıyla sonuçlanan bu davalar gerçek bir yargı karşısında yargılanacaktır ve gerçek sorumlular açığa çıkarılacaktır. Gerçek sorumlular açığa çıkarılıncaya kadar Alevi yoldaşlarımızla ve kurumlarımızla birlikte mücadelemize devam edeceğiz. Bu ülkede yaşanan hiçbir cinayet, hiçbir bir katliam cezasız kalmayacak. Tekrar Alevi ve Kürt yurttaşlarımızın acısını paylaşıyor, mücadelelerinin yanında olduğumuzu belirtiyorum” dedi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ise “Biz bugün burada, 31 yıl önceki bir gerici kalkışmanın bugün hala hedefe ilerlemek için çaba sarf eden, Türkiye’yi karanlığa boğmak isteyen anlayışa karşı laik bir ülke mücadelesini kararlılıkla devam ettiriyoruz” dedi.
EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, Madımak Katliamı’nın Soma, Ermenek, 10 Ekim, Suruç gibi Türkiye’nin karanlık tarihinden olduğunu ifade ederek “1993 Türkiye’de aynı zamanda faili meçhullerin de olduğu bir dönemdi. İnsanlığa karşı işlenmiş bir suçun affı olmaz. Biz Sivas’ta yakılan aydınlarımız için adalet gelene kadar, Türkiye’ye demokrasi gelene kadar, Kürt ve Türk halkı eşit bir şekilde kaygısız bir biçimde yaşayana kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise, katliamın devletin karanlık odakları tarafından yapıldığını kaydetti. Katliam davasının 30 yıl devam ettiğini ve zaman aşımıyla sonuçlandığını ifade eden Kılıçgün, “Bu katliam zihniyeti 31 yıl boyunca devam etti. Mahkemede zaman aşımı kararı verildiğinde aslında biz de şu sonucu gördük: İktidar, Alevilere yönelik katliamların cezasız kalacağının önünü açmış oldu ve 31 yıldır boş kalan sanık sandalyesine iktidarın kendisi oturmuş oldu” diye belirtti.
İktidarın katliamcı anlayışının sadece Alevilere dönük olmadığını söyleyen Uçar, “Bu ülkedeki çoğulcu yapıyı ortadan kaldırmak için, bu ülkedeki ortak yaşam iradesini ortadan kaldırarak milliyetçiliği, ırkçılığı, din, kültür, cinsiyet açısından tekçiliği dayattığı bir sistemi yaratmak için yürüttüğü politika olarak görüyoruz. Açık ifade edelim, Aleviler olarak, Kürtler olarak, Türkiye’de demokrasi mücadelesi yürütenler olarak zamanaşımı kararını kabul etmiyoruz. Zamanaşımına uğraması gereken şey iktidarın kendisidir mücadelemiz de bu zihniyeti değiştirmek ve bir daha bu katliamlara yol vermemek üzerinedir” dedi.
Anma, yapılan konuşmaların ardından otelin önüne karanfillerin bırakılmasıyla sona erdi.
“Madımak yanıyor, unutmadık, unutmayacağız” pankartı açılan açıklamada “Bu ülkede aydınların yakıldığını unutma, unutturma” ve “Şeriata, faşizme, karanlığa geçit yok” dövizleri taşındı. Kentte bulunan siyasi parti ve kurumların yanı sıra çok sayıda yurttaşın katıldığı açıklamada sık sık “Sivas’ı unutma unutturma”, “Sivas’ın ışığı sönmeyecek”, “Sivas’ı yakanlar, AKP’yi kuranlar” ve “Dün Maraş’ta, bugün Sivas’ta, çözüm faşizme karşı savaşta” sloganları atıldı.
Açıklamada konuşan Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Ege Bölge Sorumlusu Bahar Kaplan, Madımak Katliamı’nın insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu ve zaman aşımı kararını kabul etmediklerini vurguladı. Katliamın üzerinden geçen 31 yılın 22 yılında AKP iktidarının olduğunu anımsatan Kaplan, “İktidarlarının ilk gününden beri de katliamcı zihniyetin lehinde taraf olmuştur. Katillerin avukatlığını yapanları milletvekili yaparak işe başlayan AKP, sonunda suçları sabit olan ve hüküm giyen katilleri de affederek serbest bırakmıştır. İnsanlığa karşı işlenmiş bir suç olan bu katliamın yapıldığı Madımak Oteli’nin utanç müzesi olması yönündeki taleplerimizin karşılanması bir yana, cezaevinde kaç kişinin tutuklu olduğuyla ilgili dahi bilgi verilmemektedir. Şu günlerde siyasette normalleşmeden bahsedilmektedir. Eğer normalleşme adına bir adım atılacaksa işe, Diyanet İşleri’nin bütçesini tamamen sıfırlayarak, okullarda zorla verilen din derslerini kaldırarak, Alevi köylerine cami yapılmasından vazgeçilerek, AHİM’in Aleviler ile ilgili verdiği kararları uygulayarak ve Madımak Oteli’ni utanç müzesi yaparak başlanmalıdır” dedi.
Normalleşmenin Alevilerin tüm itirazlarına rağmen kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kapatılmasıyla olacağını belirten Kaplan, “Biz Aleviler, ezilenler ve ötekileştirilenler bir kez daha diyoruz ki; katliamın üzerinden 31 yıl geçmiş olmasına rağmen, bu acıyı ve öfkeyi unutmadık, unutturmayacağız. Adalet talebimizden asla vazgeçmeyeceğiz ve gerçek sorumluların yargılanması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Siyasal İslam’ın hayatın her alanını karanlığa boğmaya çalıştığı süreçte bizler asla karanlığa teslim olmayacağız. Anadolu’ya ışık olmaya devam edeceğiz. Alevi Bektaşi Federasyonu ve bileşenleri olarak, 2 Temmuz Sivas Madımak Katliamı’nın unutulmaması ve unutturulmaması için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha vurguluyoruz” diye belirtti.
2 Temmuz 1993 Madımak Katliamı’nın 31. yılı dolayısıyla Dersim’in Nazimiye ilçesinde bulunan Düzgün Baba Cemevi’nde bir anma düzenlendi. Katliamda yaşamını yitirenlerin anısına çerağlar uyandırılıp lokmalar pay edildi. Pirlerin ve anaların Gülbeng (gulbang) verdiği etkinliğe çok sayıda kişi katıldı.
Anmada Sivas’ta katledilenlerin isimleri tek tek okunarak ‘burada’ ve ‘yaşıyor’ denildi. Düzgün Baba Cemevi’nde Yol erkân hizmeti yürüten pir Kazım Açıktepe bir konuşma yaparak katliamı kınadı.
“Yaktıkları ışık yolumuzun ışığıdır” diyen Açıktepe, “Dünyada ve ülkemizde yaşayan halklar, inançlar arasında barış, huzur, dostluk ve kardeşliğe vesile olsun. Hiç bir coğrafyada çocuklar ölmesin, analar ağlamasın, acılar son bulsun” dedi.
Sivas Katliamı’nın 31. yıldönümünde, hayatını kaybedenler Malatya Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Şubesi, Demokratik Alevi Derneği (DAD), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Eğitim Sen Şubesi ve birçok sivil toplum kuruluşuyla birlikte Malatya Emeksiz Kavşağı’nda anıldı.
Paşaköşkü’nden Emeksiz üst kavşağına doğru yürüyen halk, Sivas Madımak Oteli’nde 33 canın dinci, ırkçı ve yobazlar tarafından yakılarak katledilmesini anmak için burada açıklama yaptılar. Malatya Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Şube Başkanı Latife Ulutaş, “2 Temmuz Sivas Madımak Katliamı’nın üzerinden 30+1. yılındayız. Acımız ilk günkü kadar taze, öfkemiz ise her geçen gün katlanarak büyüyor. Örgütümüz ve aileler başta olmak üzere Alevi kurumlarının, emek ve demokrasi güçlerinin, insan hakları savunucularının 31 yıldır, yılmadan usanmadan sürdürdüğü adalet mücadelesi, aynı zamanda dünyada eşine az rastlanır bir direnişin tarihidir. Bu mücadele ve direnişin tarihini yazanlara aşk olsun” açıklamasında bulundu.
Adıyaman Demokrasi Parkı’nda bir araya gelen Emek ve Demokrasi Platformu, 1993’de Madımak Oteli’nde gerici, yobaz ve şeriatçı grup tarafından katledilenleri andı.
Emek ve Demokrasi Platformu adına açıklamayı okuyan Dilan Güler, “2 Temmuz 1993’te yaşanan Sivas Katliamı’nın üzerinden 31 yıl geçtiğini belirterek, “31 yıl önce Madımak Oteli’ne düşen ateş yüreğimizi dağlamaya devam ediyor” dedi.
Sendika.Org, PİRHA