DİSK/Enerji-Sen, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, DGD-SEN, İnşaat-İş, Mağaza Market-Sen, Dev Tekstil, TOMİS ve KATAŞ-SEN’in asgari ücrete temmuz ayında zam yapılması için başlattığı kampanya yurt genelinde sürüyor. Kent meydanlarında imza toplayan sendikalar, topladıkları imzaları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na götürecek
DİSK/Enerji-Sen, Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, DGD-SEN, İnşaat-İş, Mağaza Market-Sen, Dev Tekstil, TOMİS ve KATAŞ-SEN’in asgari ücrete temmuz ayında zam yapılması için başlattığı kampanya yurt genelinde sürüyor. Kent meydanlarında imza toplayan sendikalar, topladıkları imzaları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na götürecek. Sendikalar herkesi imza vermeye çağırıyor
Tayyip Erdoğan ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın temmuzda asgari ücrete zam yapılmayacağı yönündeki açıklamalarının ardından sendikalar bu kampanyayı başlatmıştı. Sendikalar yüksek enflasyon ortamında insanca yaşam için asgari ücrete zam yapılması gerektiğini ifade ediyor.
Kampanyanın bir ayağı da change.org üzerinden başlatılan imza kampanyası. Kampanyaya imza vermek için tıklayınız.
Sendikaların açıklamasının tamamı şöyle:
Güzel günler gelmez bize, biz güzel günlere yürümedikçe…
İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz!
Ücretlerimiz yetmiyor, temel ihtiyaçlarımızı karşılamıyor. Karın tokluğuna dahi yetmeyecek ücretler ile yaşamamız isteniyor. Boğazımızdaki lokmaya dahi göz dikiyorlar.
Tüm değer ve zenginlikleri üreten işçileri 17 bin 2 liralık asgari ücrete mahkum ederek yoksulluğun dibini dayatıyorlar. Emeğimizin değeri kalmamış, emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Yıllarca düşük ücretlerle karın tokluğuna çalıştıktan sonra emekli olan işçileri ise adeta nüfus fazlası olarak görüyorlar, açlık koşullarında yaşam mücadelesi vermek zorunda bırakıyorlar. Hayat pahalılığı, alım gücünün düşmesi, yüksek enflasyon ortadayken asgari ücretin ve emekli aylığının yeteceğini hiç kimse iddia edemez.
İşçilerin payına yoksulluk düşerken, patronlar sınıfı servet üstüne servet katıyor. “Düşük asgari ücret” politikasıyla daha çok sömürü, ağır çalışma koşulları, baskı ve mobbing dayatıyorlar.
Patronlar için ülkeyi ucuz iş gücü cennetine çevirdikleri yetmezmiş gibi, vergi indirimleri, teşvikler gibi her türlü desteği sunmaya da devam ediyorlar. Hatta işçinin ücretinin bir kısmı yine işçiden toplanan parayla ödeniyor. Geçinemediği için intihar eden işçiler ülkesine dönerken, utanmadan hala kemer sıkmaktan bahsediyorlar.
Özetle, kölelik düzeninde hız kesmeden yola devam ediyorlar. Yaşamlarımızı çekilmez hale getirenler, boyun eğen, susan, korkan, el açan işçiler olmamızı istiyorlar.
Kabul etmiyoruz!
İşçilerin yaşamı çay-simit hesabıyla ölçülemez. “Asgari ücrete zam yapılacak mı” tartışmaları arasında yoksulluğa mahkum etmelerine izin vermeyeceğiz. Göstermelik kurulan masalarda işçilerin yaşamı dışında her şeyin konuşulduğunu biliyoruz.
Açlık sınırıyla yarışan asgari ücret düzenine son vermek için “Temmuz’da zam şart” diyoruz.
Üç kuruşa beş kuruş katmak için değil, insanca yaşamaya yetecek bir asgari ücret için “Temmuz’da zam şart” diyoruz.
Yaşamımızın patronların iki dudağı arasına bırakmamak için “Temmuz’da zam şart” diyoruz.
Emeklilerin seçim günleri hatırlanan birer oy deposu olarak görülmesine, sadakaya muhtaç bir emeklilik yaşamı dayatmasına karşı emekli aylığına “Temmuz’da zam şart” diyoruz.
Sendikal haklarımıza sahip çıkıyor, insanca çalışma ve yaşam koşulları için “Temmuz’da zam şart” diyoruz.
Bizi temsil etmeyenlerden beklentilere girmek yerine hakkımız olan “Temmuz’da zam şart” demek için birliğimizi, mücadelemizi, örgütlülüğümüzü büyütmeye çağırıyoruz.
Sendika.Org