Dört yıllık hedeften anlıyoruz ki çocuklar için seçenekler şöyle: İmam hatiplerde eğitim almak ya da meslek liselerinde çocuk işçiye dönüşmek. Bu ikiliye bir de üçüncü seçenek olarak özel okullar eklenmiş durumda
Milli Eğitim Bakanlığı 2024-2028 Stratejik Planı’nı yayımladı. Toplamda 33 hedef, 130 performans göstergesi ve 147 strateji bulunan stratejik planın öne çıkan başlıklarını sizin için inceledik.
Toplamda altı başlık altında toplanan programlar, kendi içinde alt programlara ayrılıyor. Bizim ise daha çok üzerinde duracağımız programlar ve alt başlıkları Ortaöğretim ve Temel Eğitim başlığı olacak. Burada ise temel olarak din eğitimi, çocuk işçiliği ve özel okullar üzerine hedeflenenler başta olmak üzere, programda dikkat çekici bazı diğer durumlara da değineceğiz.
Dört yıllık stratejik plan beş kısımdan oluşuyor. Biz ikinci ve üçüncü bölüm olan Durum Analizi ve Geleceğe Bakış kısımlarını inceleyeceğiz. Bu iki kısmı konularına göre bir araya getirerek; piyasacılık, çocukları işçileştirme ve gericilik odağında inceleyeceğiz. Hazırlık, Maliyetlendirme ve İzleme ve Değerlendirme başlıklarında süreç incelendiği için bu kısımları değerlendirmemize almadık.
Stratejik planın yedi amacının sınıflandırıldığı diyagramdan bizim de üzerinde daha çok duracağımız temel ve orta eğitime ait kısım şöyle yer alıyor:
İncelememizin ana temasını oluşturan dört yıllık hedeflerin incelemesi üçüncü bölüm olan Geleceğe Bakış kısmında yer alıyor. Bakanlık burada misyonu, vizyonu ve temel değerler olarak şunları söylüyor.
“Millî, manevi ve kültürel değerlerine bağlı, sağlıklı nesiller yetiştirme” ana hedefi üzerinde şekillenen dört yıllık eğitim stratejisinin temel değerleri ise yukarıda görüleceği üzere; din, “ahlak ve değerlere bağlılık” ve “vatanseverlik”.
Toplam 7 amaç etrafında hazırlanan stratejik planda değineceğimiz amaçlar ve bu amaçların hedeflerinde en çok dikkat çeken ise “milli ve manevi değerler”. Stratejik planın ana odağı da bunun üzerinden şekillenmiş görünüyor. Cumhuriyetin ikinci yüzyılı Türkiye Yüzyılı olarak lanse ediliyor. Bu iki nokta eğitim politikalarında yaşanan 20 yıllık dönüşümün nasıl sonuçlandırılmak istendiği konusunda ipuçları veriyor.
Aşağıda ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz amaç ve hedefler, “Bu kadarını da yapamazlar” dediğimiz her şeyin aslında nasıl yapıldığı ve artık dönüşümün tamamlanması için kalan birkaç eksiği işaret ediyor.
Temel ve ortaöğretimde din öğretimi hedefinin “başarıldığı” ve aynı şekilde devam edileceği belirtiliyor. Okullarda ÇEDES’le birlikte nasıl uygulamalar yapıldığı, Diyanet ve cemaatlerin nasıl eğitime dahil edildiğini de görüyoruz. Çocuklar okullarda şeytan taşlıyor, Kâbe etrafında dönüyor, camilere “gezi”ye gidiyor.
Tüm hedefler içerisinde yer alan sorumlu ve işbirliği yapılacak birimler incelemesinde 22 bakanlık hizmet biriminden bu çalışmalarda (33 hedefte) en çok yer alan birimler şöyle;
22 hizmet birimini tek tek yazmadık ama yukarıda yazdıklarımızdan da anlaşılacağı üzere Din Öğretimi Genel Müdürlüğü (DÖGM) buraya yazılmayan 16 birimden daha çok etkin ve burada yazılan Temel, Orta, Özel ve Meslek Eğitim Müdürlükleriyle benzer oranda eğitimden sorumlu. DÖGM’nin asıl sorumlu olduğu iki hedef ise şunlar:
Bu plan içerisinde yer alan işbirliği yapılacak ve sorumlu birimlerden biri olan Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün, neredeyse her amaç ve hedefte nasıl söz sahibi olabildiğini anlamak da zor değil.
Akademik olarak niteliği artırma için uygulanacak tüm öneri ve geliştirmeler sadece imam hatip okulları için hedefleniyor. Bunun yanında diğer bir amaç, “nitelikli insan kaynağı yetiştiren, ekonomiye katkı sunan” ortaöğretim programları oluyor. Şu an için dört yıllık hedeften anlıyoruz ki çocuklar için seçenekler şöyle: İmam hatiplerde eğitim almak ya da meslek liselerinde çocuk işçiye dönüşmek. Bu ikiliye bir de üçüncü seçenek olarak özel okullar eklenmiş durumda.
Hedef 2.3: İmam hatip okullarında bilgi, beceri ve yeterlilikler odağında, akademik başarı ve değerlere yönelik çalışmalar, proje ve sosyal etkinlikler yaygınlaştırılacaktır.
S-2.3.2: İmam hatip okullarında inanç ve değerler alanında yürütülen çalışmalar yükseköğretim kurumları ile iş birliğinde geliştirilecektir.
S-2.3.4: Ülkemizdeki din eğitimi modeli ve kurumlarının uluslararası düzeyde tanıtımına ve uygulanmasına yönelik çalışmalar yürütülecek ve bu bağlamda din, dil, tarih ve kültürel bağımız olan ülke ve topluluklarla işbirlikleri geliştirilecektir.
İhtiyaçlar: Eğitimin niteliğinin geliştirilmesine yönelik Diyanet İşleri Başkanlığı, yerel yönetimler, üniversiteler vd. paydaşlarla iş birliklerinin artırılması.
Eğitime Erişim ve Fırsat Eşitliği, Genel Ortaöğretim, Din Öğretimi, Mesleki ve Teknik Eğitim olarak alt programa ayrılan bölümde ise dikkat çeken bazı ifadeler şöyle yer alıyor:
AP hedefine yönelik öğrenciler için söz konusu faaliyetlerin cazibesini artıracak bir yol izlenerek öğrencilerin faaliyetlere katılım oranları artırılmalıdır. Örneğin; diğer kamu kurum ve kuruluşlarının yanı sıra sivil toplum kuruluşları, özel sektör ve uluslararası kuruluşlarla iş birliğine gidilebilir. Ayrıca, bu hususta daha önce hayata geçirilen “EKİP Öğrenci Kulüpleri Projesi”, 2022-2023 eğitim öğretim yılında 38 ilde 100 okulda uygulanmıştır. Bu nedenle katılım oranlarının artması için daha fazla il ve okulda faaliyetler yürütülebilir ve öğrencilerin sosyal etkinliklere katılımını teşvik etmek için sportif müsabakalarda ödüllendirme sistemi kullanılabilir.
Bu anlatımdan anlaşılacağı üzere öğrencilerin çeşitli diğer kamu kurum ve sivil toplum kuruluşu gibi yerlerle ortaklaşılarak faaliyetlere katılımını teşvik edecek şeyler geliştirilmesinden bahsediliyor. ÇEDES uygulamasıyla birlikte gördüğümüz gibi Diyanet ve ‘STK’ olarak görülen cemaatlerle yapılan işbirlikleri, sosyal etkinlikler sosyal medyada çokça gündem oluyor. MEB dört yıllık stratejisinde çocukları, ödül sistemi ile cezbederek yapılmasını uygun gördüğü faaliyetlere sokmaya çalışıyor. Türkiye’nin birçok şehrinde çocukları ÇEDES kapsamında camilere, müftülüklere ve bir kısım derneklere götürüyorlar, maketten mezar yaparak ebeveynini kaybeden çocuklara ağıt yaktırıyorlar.
Din Öğretimi Alt Program Tespiti’ne göre hem ortaöğretim hem de temel eğitimdeki din öğretiminde istenilen hedefe ulaşılmış bulunuyor.
Alt programa ilişkin hedefe ulaşma düzeyi gösterge bazında değerlendirilmiş olup 2023 Performans Programı ile yayımlanan sonuçlara göre belirlenen hedefe başarıyla ulaşılmıştır. Alt program kapsamında belirlenen hedeflerde değişiklik ihtiyacı bulunmamaktadır.
Amaç 1’in bir hedef stratejisi ise çocukları gezi için de cami ve şehitliklere götürmek.
S-1.3.2: Türkiye Yüzyılı perspektifinde, ülkemizin gelecek vizyonu doğrultusunda yeni eserlerin bilim, kültür, sanayi ve teknoloji alanındaki gelişmelerin tanıtımı yapılacak; müze ve ören yerleri, tarihi eserler ve camiler, kaleler, şehitlikler, kütüphaneler, bilim merkezleri, üniversiteler vb. şehirlerimizin tarihi ve kültürel mekânlarının ziyaret edilmesi sağlanacaktır.
Aynı amaç ve hedefler içerisinde yer alan tespit ve sorunlar, “Okulların, çevrelerinde bulunan ve öğrencilerin gelişimlerine katkı sunabilecek kurum ve kuruluşlarla yeterince etkileşim içinde olmaması”, “İlgili kurum ve kuruluşlarla iş birliğinin artırılması” ihtiyacına işaret etmiş. Bunun en kolay yorumu ise bakanlığın “STK” olarak adlandırdığı yerler ile diyanetin bu ihtiyaca cevap verme olasılığının yüksek olduğu.
Çoklu Yabancı Dil Eğitim Modeli
Amaç 1’in bir diğer hedefi ise “Çoklu Yabancı Dil Eğitim Modeli”. Bu hedef şöyle açıklanıyor:
Hedef 1.5: Ortaokullarda yabancı dil ağırlıklı sınıflar yaygınlaştırılarak Çoklu Yabancı Dil Eğitim Modeli ile yeterli ve kalıcı dil becerilerinin kazanılması sağlanacaktır.
S-1.5.1: 26 ildeki 32 okulda Çoklu Yabancı Dil Eğitim Modeli uygulaması başlatılarak bu uygulama ülke genelinde yaygınlaştırılacaktır.
Burada dikkat çeken nokta ise Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün yabancı dil öğretiminde işbirliği yapılacak birimlerden biri olması. Bu da yabancı dilin hangi yabancı dil olabileceği konusunda bir ipucu veriyor bize. ÇEDES’te olduğu gibi, ismin arkasında yatan sebepleri anlayabiliyoruz. Temel eğitimden (anasınıfı ve ilkokul) başlanarak uygulanacak bu programda çocuklara küresel geçerliliği olan diller mi öğretilecek, birden fazla dil seçeneği mi sunulacak, yoksa Arapça mı öğretilecek?
Aile Okulu Projesi ile ailelere İslam hukuku öğretiliyor
Bu programın hedef ve stratejileri şöyle açıklanmış:
Hedef 3.4: Tüm bireylere yönelik günümüz ihtiyaçlarına uygun genel, mesleki ve teknik eğitim kurs programları hazırlanacaktır.
S-3.4.4: Aile Okulu Projesi ile aile değerleri, aile içi iletişim; sosyal, psikolojik ve duygusal gelişim, stres yönetimi, bağımlılıkları önlemeye ilişkin yaklaşımlar başta olmak üzere çeşitli alanlarda aileler desteklenecektir.
Burada amaca yönelik konan stratejide yer alan Aile Okulu Projesi, kendi sitesinde şöyle tanımlanıyor:
Covid-19 salgınının günlük yaşam tarzını değiştirmesi sonucu artan kaygı, uzaktan eğitim çalışmaları nedeniyle öğrencilerin okuldan uzak kalmaları sonucu okula karşı tutum ve algıların olumsuza dönmeye başlaması, sosyal ve duygusal gelişimin yavaşlaması, öğrencilerin kamu politikalarının uygulanma hizmetinden mahrum kalmaları, salgın sürecinde aile bireylerinin evde televizyon, bilgisayar, telefon ve internette geçirdikleri sürenin artması ve aile içi muhabbet ve sorumluluğun azaldığının tespit edilmesi vb. ortaya çıkan sorunları öğretmen, veli ve öğrenci işbirliği ile aşabilmek, bu sorunlarla baş edebilmenin yollarını hep birlikte bulabilmek için Mart 2022’de Aile Okulu Projesi hazırlanıp ve Aile Okulu Eğitimleri başlatıldı. Bu amaçla üç farklı eğitim planlanmıştır. Bunlardan birincisi, “Aile Okulu Eğitici Eğitimi Hizmet İçi Eğitim Kursu”, ikincisi “Aile Okulu Eğitici Eğitimi Yaygın Eğitim Kursu” ve üçüncüsü ise “Aile Okulu Eğitimi (Velilere Yönelik) Yaygın Eğitim Kursu”dur.
Bu proje içinde yer alan eğitimler, açıklanan amacının dışında faaliyet de gösteriyor. Örneğin Aile Hukuku başlığındaki ders içeriğine şöyle bir baktığımızda İslam hukukundan bahsedildiğini görüyoruz.
Hedef 4.3: Akademik, sosyal, duygusal ve mesleki gelişim alanlarında sunulan rehberlik hizmetleri desteklenecektir.
Amaç 4, Özel Eğitim ve Rehberlik başlığını içeriyor. Burada da sorumlu birimlerden biri Din Öğretimi Genel Müdürlüğü. manevi rehberlik adı altında ve ÇEDES’le okullara, yurtlara, üniversitelere giren din görevlileri, bu amaçta DÖGM’nin yer almasıyla akıllara manevi rehberleri getiriyor. Ayrıca hedefte yer alan mesleki gelişim için rehberlik sunma kısmı ise düşündürücü.
Devam edecek.
Yarın: Eğitimde dört yılda ne hedefleniyor? (2): Fırsat eşitliğinden anladıkları özel okulları artırmak
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.