Kadınlar Birlikte Güçlü’nün çağrısıyla Kadıköy’de Khalkedon Meydan’da bir araya gelenler 14 Şubat dolayısıyla eylemdeydi. Eylemde Erzincan İliç’te meydana gelen maden göçmesi de gündemdi
Kadınlar Birlikte Güçlü tarafından “Şiddetin adına aşk demenizle, bizi hapsettiğiniz kutsal ailenizle bitmeyen bir hesabımız var” diyerek yapılan çağrı için 14 Şubat Sevgililer Günü dolayısıyla öldüren sevgi istemeyen kadınlar Kadıköy Khalkedon Meydan’da buluştu. Erzincan İliç’te meydana gelen maden göçüğü için de “Şiddetinizin üstünü örtmek için verilen altınların altında katliam var” denildi.
Kadınlar eylemde “Şiddet dolu aşkınız, kutsal aileniz sizin olsun” ve “Altınların ardında katliam var” yazılı pankartlar açarak sık sık “Gelsin baba, gelsin koca, gelsin devlet, gelsin cop; inadına isyan, inadına isyan, inadına özgürlük”, “Hediye değil eşitlik, tek taş değil özgürlük”, “Eşitlik olmadan aşk olmaz”, “Kadinlar birlikte, birlikte güçlü” ve “Öldüren sevgi istemiyoruz” sloganlarını attı.
Eylemde Erzincan İliç’te meydana gelen maden göçüğüne “Kader değil bu bir cinayet” ve “Kader değil bu bir katliam” sloganlarıyla tepki gösterildi. Geçen seneki “Öldüren sevgi istemiyoruz” eyleminin 6 Şubat depremleri dolayısıyla yapılamadığını hatırlatan kadınlar bu sene de maden göçüğünün şubat ayında olmasına dair “Hayır şubat ayında değildir sorun. Sorun bu iktidardır” dedi. 14 Şubat öncesinde mücevher ve takı reklamlarının ortaya çıktığına değinen kadınlar “Şiddetinizin üstünü örtmek için aldığınız altınların, kârınıza kâr katmak için çıkarttığınız altınların ardında kadın katliamı var işçi katliamı var doğa katliamı var” dedi.
Kadınlar Birlikte Güçlü’nün çağrısıyla Kadıköy’de Khalkedon Meydan’da bir araya gelenler 14 Şubat dolayısıyla eylemde #Erzincan İliç’te meydana gelen maden göçüğüne ses çıkarttılar
🗣”Kader değil bu bir cinayet”https://t.co/mQbwKdF8S6 pic.twitter.com/f2fQ1WUA8c
— sendika.org (@sendika_org) February 14, 2024
Kadınlar Birlikte Güçlü, 14 Şubat dolayısıyla eylemde
6 Şubat depremlerini hatırlatan kadınlar, “Bu iktidar felaketler iktidarıdır” dedihttps://t.co/mQbwKdF8S6 pic.twitter.com/8fK8OCi3UB
— sendika.org (@sendika_org) February 14, 2024
Kadınlar Birlikte Güçlü: “Hangi hediye çalınan saatlerimizi bize geri verebilir”https://t.co/mQbwKdF8S6 pic.twitter.com/tlZUImFoVQ
— sendika.org (@sendika_org) February 14, 2024
“Dolapta zıkkımın kökü, sokakta isyan var”https://t.co/mQbwKdF8S6 pic.twitter.com/NMEloydFEL
— sendika.org (@sendika_org) February 14, 2024
“Bedenimiz, hayatımız, geceler, sokaklar, meydanlar, emeğimiz, arzularımız, karar bizim. Senin mi sandın?”https://t.co/mQbwKdF8S6 pic.twitter.com/JI7q6QpURf
— sendika.org (@sendika_org) February 14, 2024
“Şiddetinizin üstünü örtmek için aldığınız altınların, kârınıza kâr katmak için çıkarttığınız altınların ardında kadın katliamı var işçi katliamı var doğa katliamı var”https://t.co/mQbwKdF8S6 pic.twitter.com/ygcYSPgKKT
— sendika.org (@sendika_org) February 14, 2024
“Bu sistem istismarı, şiddeti, sömürüyü bize aşk diye aile diye bize yutturmaya çalışıyor”https://t.co/mQbwKdF8S6 pic.twitter.com/GSgXXJgtH2
— sendika.org (@sendika_org) February 14, 2024
Öte yandan eylemde 5 Ocak 2020’de Dersim’de kaybedilen Gülistan Doku’nun arkadaşı 26 yaşındaki Rojvelat Kızmaz’ın cansız bedeninin birkaç gün önce Hasankeyf Barajı’nda bulunmasına dair de “Rojvelat’ın faili Gülistan’ın kaybolmasının üstünü kapatanlardır” denilerek “Kadın cinayetleri politiktir” sloganı atıldı.
Eylem basın açıklamasının okunmasıyla ve 8 Mart’ta yapılacak eylemlere çağrı ile sona erdi.
Açıklamayı Dilek Başaran ve Merve Altıntaş okudu. Basın açıklamasının tamamı şöyle:
Bugün 14 Şubat. Her sene olduğu gibi bugün de şiddet dolu aşklara, içine hapsedildiğimiz kutsal ailelere isyanımızı dile getirmek için buluşacaktık fakat dün Erzincan’da Çöpler Altın Madeni’nde milyonlarca ton zehirli toprağın kaydığını, 9 işçinin ise göçük altında kaldığını öğrendik. Daha önce de siyanür sızıntısı olduğu bilinirken uzmanlar tarafından defalarca kapatılma çağrısı yapılan, işçilerin güvensiz olduğunu söylediği maden kapatılmadı, bağlı olduğu Anagold Madencilik’in ruhsatı iptal edilmedi, bu da yetmezmiş gibi bizler gün geçtikçe yoksullaşırken Anagold’un vergi borçları silindi.
Güncel verilere göre dünyada çıkarılan toplam altının %50’den fazlası kuyumculuk, mücevherat sektöründe kullanılıyor. Madencileri öldüren, doğada dönülmez hasarlar bırakan altın madenlerinin sahipleri kar ederken, her sevgililer gününde televizyonlar, bilbordlar, altın, mücevher reklamlarıyla dolup taşıyor.
Bu iktidar da bu düzen de her gün işçileri, kadınları, doğayı katlediyor, hepsine de kader diyor, fıtrat diyor.
Bugün her yerde kırmızı renkli süsler, kalpler, reklamlarda birbirine sevgi dolu bakan makbul kabul edilen çiftler, ihtişamlı ‘aşk’ güzellemeleri var. bu güzellemeler ile “aşkını ispat” için alışveriş yapmamızı, daha çok tüketmemizi bekleyen reklamlarda ‘Bir anlık gözüm döndü’ ‘Çok sevdim, çok kıskandım’ bahaneleriyle aşk cinayetleri adı altında kadınları öldüren, 14 Şubat da dahil her gün şiddet uygulayan erkekler yok. Sömürülen ev içi emeğimiz ve bedenimiz, uğradığımız tacizler, tecavüzler yok. Kimi seveceği, kiminle birlikte olacağı yasalarla ve “genel ahlakla” kontrol altına alınmaya çalışılan, aşkları ve varlıkları için mücadele eden LGBTİ+lar yok.
Tüm bunlara rağmen Sevgililer Günü mü? 5 Ocak 2020 tarihinde Dersim’de kaybedilen ve hala akıbeti belli olmayan Gülistan Doku’nun üniversite arkadaşı 26 yaşındaki Rojvelat Kızmaz’ın cansız bedeni birkaç gün önce Hasankeyf Barajı’nda bulundu. Gerekli arama kurtarma çalışmaları, Rojvelat kaybolduktan günler sonra, kamuoyu baskısıyla yapılmaya başlandı. Bu coğrafyada her gün şüpheli kadın ölümlerinin haberini alırken bizden toz pembe reklamlarınıza, sevgililer gününüze kanmamızı beklemeyin.
Bugün herkes aşkı kutsuyor. Hangi aşk bu? Şiddetin çeşitli biçimlerine maruz kaldığımız, emeğimizin sömürüldüğü, bedenimizin kontrol altına alınmaya çalıştığı heteroseksüel aşklar. Ancak kadınla erkek arasında olursa, o da yetmez aile kurarlarsa yaşanabilecek aşklar. Hatta öyle ki deprem bölgesinde 1 sene geçmesine rağmen hala barınma sorunu, gıda, temiz su gibi en temel ihtiyaçlar karşılanmamışken iktidar müjde veriyor “deprem bölgesinde evlenmek isteyen gençlerimize maddi destek” diyerek! Biz bu klişelerinize sığmıyoruz, kalıplarınıza uymuyoruz. Makbul aşkla uzlaşmıyoruz!
Kutsal aileniz, aşk tanımınız koskocaman bir yalan Adem ve Havva’dan kalan. Biz o ailelerde kendi kimliğimizle var olduğumuz için şiddet görüyoruz, dışlanıyoruz, öldürülüyoruz. Sözde “bizi çok seven” ailemizden kapı dışarı ediliyoruz. Huzurlu aşkı kadının itaat ettiği, alttan aldığı, sustuğu kalıplarıyla inşa edip böylece ‘huzurlu aileyi’ yaratma çabanıza karşı susmadan korkmadan itaat etmeden haykırıyoruz: Kutsal ailenizi de aşk palavralarınızı da alaşağı edeceğiz.
Aşk adı altında psikolojik, cinsel, fiziksel, ekonomik şiddet meşrulaştırılıyor. Pek çok kadın; sevgilisinin, kocasının baskıcı sınırlandırmalarıyla karşı karşıya kalıyor. Bu ilişkilere mahkum olmadığımızı biliyoruz, “Eşitlik yoksa aşk da yok” haykırışımız dinmeyecek.
Otobüste sarılan bir çift görünce saldıran, sözde ahlak dersi veren, “o saatte orada ne işi varmış”, “kılık kıyafetine dön de bir bak” “sus alttan al, kocan o senin”, “erkek o kıskanır tabi” diyerek bizi ezen sömüren aşkınızı alıp başınıza çalın. Çünkü bu aşk değil, erkek şiddetinin ta kendisi. Heteroseksüel ilişki dışında bir ilişki görünce şiddet uygulayan “toplumun ahlak kuralına uyar mı” naralarınıza karşı standartlarınıza uymuyor, evet duymayan kalmasın başkaldırıyoruz.
Toplumun ahlak kurallarıymış! Hangi ahlak? Kimin ahlakı? Kutsal ailenizde tecavüze uğrarken, itaat etmediğimiz için şiddet görürken, reddettiğimiz için öldürülürken kurallar tacizcilere, tecavüzcülere, katillere işletilmiyor! Ne oluyor biliyor musunuz? Şikâyete gittiğimiz karakollardan geri çevriliyoruz, susmamız alttan almamız isteniyor. Mahkemelerde deliller incelenmek yerine yaşam tarzlarımız ne giydiğimiz, ne içtiğimiz didik didik inceleniyor. Hayır, erkek yargınız, erkek medyanız, erkek iktidar iyi duysun: Makbul kadın değilim, değiliz, OLMAYACAĞIZ! Haddimizi aşıyoruz haddinizi bildiriyoruz.
Şiddet dolu aşkınız da kutsal aileniz de sizin olsun!
Biz hayatı istiyoruz!
Kadınlar Birlikte Güçlü, “Öldüren sevgi istemiyoruz” eyleminde basın açıklaması yaptı
🗣”Bu iktidar da bu düzen de her gün işçileri, kadınları, doğayı katlediyor, hepsine de kader diyor, fıtrat diyor.”https://t.co/mQbwKdF8S6 pic.twitter.com/FeX5UAHSvI
— sendika.org (@sendika_org) February 14, 2024
Kadınlar, Aile ve Gençlik Fonu’nun bir müjde olarak “Deprem bölgesinde evlenmek isteyen gençlerimize maddi destek” şeklinde sunulmasına tepki gösterdi
🗣”Biz bu klişelerinize sığmıyoruz, kalıplarınıza uymuyoruz. Makbul aşkla uzlaşmıyoruz!”https://t.co/mQbwKdF8S6 pic.twitter.com/DwhKTsbWHK
— sendika.org (@sendika_org) February 14, 2024
Sendika.Org