Sancaktepeli kadınlar 25 Kasım dolayısıyla, Sarıgazi Demokrasi Caddesi’nde eylemdeydi
Sancaktepeli kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla, Sarıgazi Demokrasi Caddesi’nde eylemdeydi. Eylemde bir basın açıklaması yapıldı.
Açıklamada şunlar söylendi:
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslarası Mücadele Günü’nün ön günündeyiz. 1960 yılında Dominik Cumhuriyetinde diktatörlüğü karşı başlayan eşitlik ve özgürlük mücadelesi ataerkil düzeni sarstı. O dönem mücadesinin öncüleri Mirabel Kardeşler vahşice katledilirken dünyanın tüm emekçilerine ve kadınlara direnişin, mücadelenin mutlaka kazanacağını gösterdiler. 25 Kasım’ı bizlere armağan ettiler.
Alım gücümüzün her gün düştüğü, açlık ve yoksullukla sınandığımız bu düzende şiddetin farklı boyutlarını yaşıyoruz. Bu örneklerin başında yaşadığımız ekonomik şiddet geliyor. İşyerlerinde, fabrikalarda, maruz kaldığımız baskı ve mobbing, hakaretle devam ediyor. Yine işyerinde, evde, sokakta maruz kaldığımız taciz saldırılarıyla sürüyor. Fiziki şiddete maruz kalıyor, katlediliyoruz.
Yaşadığımız dünyayı saran ekonomik kriz biz emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarını her geç gün zorlaştırıyor. Artan hayat pahalılığı, ev kiralarındaki artış, çocuk-yaşlı bakımı, eğitim sağlık masrafları derken fatura iyice kabarıyor. Ev içi emeğimiz görünmez kılınıyor. Biz kadınlar sömürüyü daha fazla yaşıyoruz. Krizin faturası emekçilere kesiliyor. Kadınlar daha fazla güvencesizliğe mahkum ediliyor, çalışma süreleri uzuyor. Ücretler eriyor. Ekonomik krizin yanı başında işsizlik sopasıyla boyun eğdiriliyoruz. Kadın kimliğimizden kaynaklı yaşadığımız baskı, mobbing artıyor. Üretimde ikinci plana itiliyor, hor görülüyoruz.
Dünyayı saran savaş ve işgal politikalarıyla her gün kadın ve çocuklar katlediliyor. Ortadoğu’da, Rojava’da, Filistin’de, Ukrayna’da bombaların gölgesinde yaşam kurmaya çalışıyoruz. Savaşın en mağduru biz kadınlar ve çocuklar oluyoruz. Son örneğini gördüğümüz siyonist İsrail’in Filistin işgalinde şimdiye kadar 6 binin üzerinde çocuk ve kadın katledildi, katledilmeye devam ediyor.
2023 yılında en az 234 kadın katledildi. Bu katlimanın yanında intihar etti, yüksekten düştü gibi söylemlerle cinayet kapsamına alınmayan onlarca şüpheli ölüm var. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, istismar, taciz, tecavüz olayları artık rutin birer haber haline dönüştü. Sözde kadınların yaşamının güvenceye alınması öncelik deniyor. Ama failler aklanıyor, göstermelik cezalarla ödüllendiriliyor.
Şiddete, istismara karşı susmuyoruz, korkmuyoruz. Yanı başımızdaki Hiranur Vakfı kurucularının 6 yaşında bir çocuğu istismar etmesine nasıl göz yummadıysak, sessiz kalmadıysak bundan sonra da sessiz kalmayacağız.
Yaşadığımız tüm bu sorunların tek bir kaynağı var. Bu da yaşadığımız bu ataerkeil sömürü düzeni ve bu düzenin devam etmesini isteyen gerici AKP iktidarı. Öyle ki yarattıkları tek adam rejimi ile gericiliği, şiddeti bir yaşam biçimine dönüştürmeye çalışıyorlar. İktidarları sarsılmasın, karları azalmasın, çarklar istedikleri gibi dönsün diye öldürülüyor, katlediliyor, şiddete maruz kalıyoruz.
Şimdi sömürüye, savaşa, şiddete karşı her zamankinden fazla birlik olmaya, dayanışmaya, mücadeleye ihtiyaç var. Artan şiddete, dizginsiz sömürüye, gericiliğe, baskıya, mobbinge karşı 25 Kasım’da taleplerimizle alanlardayız. İnsanca bir yaşam, haklarımız, geleceğimiz için eşitlik ve özgürlüğümüz için mücadeleye sürdüreceğiz.
Sendika.Org