Saldırının ardından bir araya gelenler yırtılan pankartlarıyla yaptıkları 20 Kasım açıklamasında “Nefret suçlarına ve cinayetlerine karşı susmuyoruz!” diyerek 25 Kasım’da da sokaklarda buluşmaya çağırdı
Mersin Kadın Platformu, 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü’nde (bugün) basın açıklaması yapmak üzere için Pozcu Koton önüne çağrı yapmıştı.
Platform; Alanya Caddesi’ne yürüyüş için yöneldiği sırada polis, bayrak taşıyanlara saldırdı ve gözaltı girişiminde bulundu. Polis tarafından şiddetle alıkonulmaya çalışılanları, eyleme katılanlar geri aldı. Eyleme gelenler polis tarafından yerlerde sürüklenerek trafiğe doğru yola itildi.
Saldırının ardından bir araya gelenler yırtılan pankartlarıyla yaptıkları 20 Kasım açıklamasında “Nefret suçlarına ve cinayetlerine karşı susmuyoruz!” diyerek 25 Kasım’da da sokaklarda buluşmaya çağırdı. Açıklamada şunlar söylendi:
Erkek devlet şiddetine, nefrete, yoksulluğa, savaşa karşı 25 Kasım’da sokaklardayız.
25 Kasım’a giderken; bugün 20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Gününde nefret cinayetlerinde yitirdiğimiz transları anıyor, katillerden hesap soruyoruz. “Nefrete inat yaşasın hayat” diyerek transfobiye, homofobiye, kadın düşmanlığına, LGBTİ+ düşmanlığına, patriyarkaya karşı dayanışmayı büyütüyoruz.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken erkek-devlet şiddetine karşı mücadelemiz de sürüyor. Meşruiyetini yitirmiş olan iktidarın toplumun rızasını yeniden kazanmak için aile politikaları üzerinden kadınlara ve LGBTİ+’lara karşı açmış olduğu savaşa susmuyoruz!
Tek gecede tek adamın kararıyla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan iktidar bugün de LGBTİ+ düşmanlığı üzerinden kutsal aile yalanlarıyla Anayasa tartışmaları yapıyor. 6284 gibi kazanılmış haklarımıza göz dikilirken her geçen gün erkek şiddetinin dozu artıyor. Erkekler 2022 yılında en az 327 kadını öldürdü. Aralarında transların da olduğu en az 213 kadın şüpheli şekilde öldürüldü. 2023 yılının ilk 10 ayında en az 247 kadın erkek şiddeti ile katledildi. Faillerin çoğu es, eski eş ya da yakın akraba. Kadınları değil aileyi koruyan politikalara ve erkek şiddetine karşı 25 Kasım’da sokaktayız!
Cezasızlık politikaları, iktidarın en tepesinden örgütlenen nefret söylemleri LGBTİ+’lara yönelik şiddeti körüklüyor. Sokaklar, kamusal alanlar translar için güvensiz hale gelirken, bir yandan da aile bireyleri tarafından şiddete maruz bırakılıyoruz. Polis, bekçi aracılığıyla parklarda, sokaklarda devlet şiddetine uğruyoruz. Translar bin bir zorlukla öğrenimlerini bitirse dahi iş bulamıyor, şans eseri iş bulsa dahi kısa sürede işten çıkarılıyor. Nefret suçlarına ve cinayetlerine karşı susmuyoruz! Nefret sonucu katledilen, ölüme itilen Hande Kader, Çağla Joker, Didem Akay, Okyanus Efe Özyavuz, Ayaz Utku Karakulak, Eylül Cansın ve daha nice arkadaşımız için 25 Kasım’da sokaktayız!
Bir yandan erkek şiddeti ile mücadele ederken bir yandan da yoksullukla boğuşuyor, şiddet gördüğümüz evlere, ailelere mahkum ediliyoruz. Ekonomik krizin yükü daha fazla bakım emeği olarak sırtımıza yıkılırken, emeğimiz ucuzluyor. Guvencesiz işlerde çalıştırılıyor, işten çıkarmalarda ilk gözden çıkarılan biz oluyoruz. Gecinemiyoruz, barınamıyoruz, beslenemiyoruz! Yoksulluğa karşı dayanışmayı büyütmek için 25 Kasım’da sokaktayız!
Hayatlarımıza kast eden kadın düşmanlığı, LGBTİ+ düşmanlığı dinci gericilikten güç alıyor. Evlilik adı altında çocuk istismarı, türlü kadın düşmanlığı, LGBTİ+fobi dini referanslarla meşrulaştırılıyor. İktidar dinci gerici tarikatlar ve cemaatlerle kol kola büyük aile buluşmaları düzenleyerek LGBTİ+ düşmanlığını körüklüyor. Dinci gerici tarikatlar mücadelemizle kazandığımız haklarımıza bir bir saldırıyor. Gericiliğe karşı laikliği savunmak için 25 Kasım’da sokaktayız!
Kadın katilleri, çocuk istismarcıları, nefret suçu işleyenler infaz yasası ile salıverilirken, İstanbul Sözleşmesi’ni savunan kadınlar, 25 Kasım’da uğradığı polis işkencesini ifşa eden kadınlar hapis ile cezalandırılıyor. Katilleri koruyup, hakları, özgürlükleri için mücadele eden kadınları cezalandıran erkek-devlet şiddetine karşı 25 Kasım’da sokaktayız.
Emperyalist savaşlar ve işgal politikaları en çok kadınları etkiliyor. Bizler yoksullukla, şiddetle mücadele ederken iktidarlar kadınlara değil savaşa bütçe ayırıyor. Savaşlar, işgaller kadınlar için daha fazla yoksulluk, şiddet demek. Şu an Gazze’de ölenlerin ve evsiz kalanların çoğu kadınlar ve çocuklardan oluşuyor. Filistin’de ve Ortadoğu topraklarında işgale karşı direnen halklarla dayanışmayı büyütmek, emperyalist savaş politikalarına dur demek için 25 Kasım’da sokaktayız!
Bizleri erkek şiddetine, yoksulluğa, eşitsizliğe mahkum etmeye çalışan heteropatriyarkal düzene itaat etmiyoruz! Hayatlarımıza, haklarımıza, arzularımıza sahip çıkıyor, birbirimizin elini bırakmıyoruz. Erkek devlet şiddetine ve faşizme karşı 25 Kasım’da saat 18:30’da Kushimato Sokağında buluşuyoruz.
Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!
Sendika.Org