“Bir kurtarıcı beklemiyoruz. Kurtuluş bizim elimizde; kurtuluş feminizmde! 25 Kasım’da sokaklara, meydanlara!”
“Kadınlar Burada” imzasıyla ilk eylemlerini Ankara Kızılay’da bugün (2 Kasım) saat 19.00’da düzenleyen grup bir basın açıklaması yaptı. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne çağrı yapan kadınlar “Yalnız ve çaresiz değiliz” yazılı pankart açtı. Eylemde “Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa” ve “Yaşasın kadın dayanışması” sloganları atıldı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Hayatlarımız ve birbirimiz için buradayız! Kadınlar burada!
Her gün tırmanan erkek şiddeti, artan yoksulluk içerisinde katmerlenen emek sömürüsü, bitmek bilmeyen bakım yükü, hakları için direnen her kesime yönelen devlet şiddeti, dinci gericilikle sarmalanmış kadın düşmanlığı… Daha sayamayacağımız pek çok kriz karabasan gibi üstümüze çökerken birbirimizi yalnız, çaresiz, örgütsüz bırakmıyoruz. Patriyarkal kapitalizme karşı, erkek-devlet şiddetine karşı kadınlar burada demek için, eşit ve özgür bir yaşam için, birbirimiz için yeni bir yola çıkıyoruz.
Seçimlerden bu yana ülkenin içine düştüğü, kutuplaşmanın ve umutsuzluğun egemen olduğu hal, kadın olmaktan kaynaklı sorunlarımızın da görünmezleşmesine sebep oluyor. Oysa patriyarkal kapitalizmin krizini, faşizmin saldırılarını en ağır biçimde bizler yaşıyoruz. Kadınlar olarak yaşadığımız yoksulluğun, emek-beden sömürüsünün giderek bizleri çırılçıplak bıraktığını hissediyoruz. Biz her yerde “İstanbul Sözleşmesi biziz” diyerek sözleşmede ısrarcıyken; Medeni Kanun, 6284 gibi kaldırılması teklif dahi edilemeyecek yasaların tırpanlandığını görüyoruz. Anayasa tartışmaları ile kadınların en temel haklarına saldırılıyor. Diyanet ve bakanlıklar eliyle, Aile ve İrşad Bürolarıyla, tarikat ve cemaatlar aracılığıyla, meclisteki gerici ittifaklarla toplumsal hayat dini referanslara göre dizayn edilirken aile dışında kadınların varlığı yok sayılıyor, şiddet meşrulaştırılıyor. İktidar nafaka hakkımıza saldırıyor. Devlet eliyle nefret körükleniyor, LGBTİ+ düşmanlığı üzerinden yeni Anayasa tartışmaları yapılıyor. ÇEDES uygulamaları ile liselerimize imam atanırken, liselerde üniversitelerde cinsiyetçi eğitime zorlanıyoruz. Niteliksiz yurtlarda barınma hakkımız gasp ediliyor.
Patriyarkaya karşı hayatta kalmak için savaşan kadınlar burada! Biliyoruz ki bu savaş yaşamlarımızın her alanında, her anında bizimle!
Kentlerini geri alacak kadınlar burada!
Yaşadığımız kentler kadın odaklı bir bakıştan yoksun. Güvensiz kentlerde; ulaşımdan adalete erişime; barınmadan beslenmeye dek uzanan birçok sorunla baş başayız. Bu yaşanan umutsuzluk ve kutuplaşmayı kıracak olan ise yine biz kadınlarız! Kentlerimizi, yaşam alanlarımızı, buralarda oluşan yıllardır beraber inşa ettiğimiz ortak kültürümüzü yok etmeye, rant alanına çevirmeye yemin etmiş bir neoliberal sistemin karşısında yaşama dair ne varsa savunan biz kadınlarız!
Kadınların depremlerle büyük kentsel yıkımlar yaşadıklarını, kendilerini yolda yürürken, işe giderken güvensiz hissettiklerini, ulaşımdan barınmaya, beslenmeden sağlığa erişimde tamamen eşitsizliğe uğradığını biliyoruz. Yıkılan, yok edilen kentlerimizi, kamusal alanlarımızı yeniden inşa edeceğiz. Bu eşitsizliğe karşı mücadele etmeye; sokakları, iş yerlerini, kent meydanlarını, kampüsleri, yoksul mahalleleri kısacası kenti kuşatmaya geliyoruz.
Yoksulluk karşısında kadınlar burada!
Tüm dünyada göçmenleşen, kadınlaşan bir emek rejimi var. Bu düzende kadınlar ucuz emek gücü olarak görülüyor. Esnek çalışma saati adı altında daha çok sömürülüyor, güvencesizleştiriliyoruz. Ücretli bir işte çalışan kadınlar hak ettiğinin çok altında bir maaşla, güvencesiz, uzun saatler çalıştırılırken; evde bakım emeği veren kadınlar çocukların beslenme çantasını doldurmanın, hasta bakıyorsa ilacını alacak parayı çıkarmanın derdine düşüyor. Bedeli çoğu kez hiç ödenmeden ya da sosyal yardım adı altında verilen üç kuruş para ile bakım emeği de kadınların sırtına yükleniyor. Birçok kadın ise bazen evden ek iş yaparak bazen ücretli tam zamanlı işlerde çalışarak bir de üzerine bu bakım emeğini yükleniyor. Bu dünya, görünmeyen emeğimizin gücü ile döndürülüyor. Emeğimiz ucuzlarken kadın yoksulluğu her geçen gün artıyor. Nafaka hakkımız gasp ediliyor. Gecinemiyoruz, barınamıyoruz. Şiddet gördüğümüz evlere, güvencesiz isyerlerine mahkum ediliyoruz. Bizi yoksul bırakan bu sistem karşısında isyanı büyütmeye geliyoruz!
Gericiliğin karşısında laikliği savunan kadınlar burada!
Gericilikten beslenen kadın düşmanlığından güç alan erkekler her gün kadınları katlediyor. Gerici ittifaklardan oluşan meclisin çoğunluğu ve kadın düşmanı Erdoğan iktidarı biz kadınları aileden ibaret görüyor. LGBTİ+’ların varoluşlarına “kutsal aile” söylemleriyle saldıran iktidar; aile içinde yaşanan istismarlara, kadın cinayetlerine gözlerini kapatıyor, cezasızlıkla failleri teşvik ediyor.
Eğitimden sağlığa, özel alana yaşamlarımız gericilikle kuşatılırken yoksulluk görünmezleştiriliyor, erkek şiddeti normalleştiriliyor. Kamusal alanda ancak birinin karısı, birinin kızı sıfatıyla var olunabileceğini söyleyen; ne giyeceğimize, kimi seveceğimize, nasıl yaşayacağımıza karar veren bu gerici sistem karşısında feminist laikliği savunuyoruz! Aile olarak değil; kadın olarak buradayız!
Bizler çetelerin elinde ölüme sürüklenen Aleyna Çakır için buradayız!
Bizler öz savunma hakkını kullanıp kendisine tecavüz eden erkeği öldüren Nevin Yıldırım için buradayız!
Bizler emeğine sahip çıktığı için kapının önüne koyulan günlerdir direnen Agrobay işçileri için buradayız!
Bizler bir köşede öldürülmemek, intihara sürüklenmemek için direnmiş trans kadın Hande Kader; Ankara’nın çetelerine karşı mücadele ederken kaybettiğimiz Dilek İnce için buradayız!
KYK yurdunda ihmaller sonucu katledilen Zeren için, üniversitelerde intihara sürüklenen arkadaşlarımız, eğitim ve barınma hakkımız için buradayız.
Bizler gericilik karşısında direnişi ile bizlere güç veren İranlı kadınlar ve LGBTİ+lar için, Mahsa Amini için buradayız!
Bizler işgal altındaki toprakları için direnen Filistinli kadınlar ve öldürülen çocuklar için Leyla Halid’in yoldaşları olarak buradayız!
Kirpiği yere düşen tüm kadınların sesi olmak için buradayız!
Korkunun karanlığını yırtacağız; başka bir dünyanın mümkün olduğunu biliyoruz!
Mirabel kardeşlerin direnişinden aldığımız güçle 25 Kasım Kadına Yönelik Uluslararası Mücadele gününde direnişin sesi olacağız. Yine meydanları dolduracak ve sokakları özgürleştireceğiz. Erkek şiddeti karşısında feminist özsavunmamızı kuşanıp yıkılan bu dünyayı yeniden inşa etmek için örgütleniyoruz. Haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkıyoruz. Kapitalizme ve emperyalizme karşı sosyalist bir feminist siyaset için harekete geçiyoruz. AKP’ye ve gerici ittifaklarına/kurumlarına karşı feminist laiklik bayrağını yükseltiyoruz. LGBTİ+ düşmanlığına, nefrete karşı gökkuşağını kuşanarak “alışın buradayız” diyoruz.
Bir kurtarıcı beklemiyoruz. Kurtuluş bizim elimizde; kurtuluş feminizmde! 25 Kasım’da sokaklara, meydanlara!
Kadınlar Burada: “Bir kurtarıcı beklemiyoruz. Kurtuluş bizim elimizde; kurtuluş feminizmde! 25 Kasım’da sokaklara, meydanlara!”https://t.co/5ocLHuvGuJ pic.twitter.com/rc62pgqc45
— sendika.org (@sendika_org) November 2, 2023
Sendika.Org