Ortadoğu ülkeleri, Çin’den gelecek yatırımlar ve finansal destek için Uygurlardan desteği çekiyor ama Gazze savaşı için ilk Çin’i ziyaret ediyor. ABD Temsilciler Meclisi Eski Başkanı Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemeye gittiğinde eşinin ortak olduğu çip şirketleriyle görüşüyor, karşılık olarak Çin, fentonil ticaretini serbest bırakıyor
Pazar günü Erdoğan, Talebe Birliğinde yaptığı konuşmada, birçok başka konuyla birlikte Çin’deki Uygur azınlığın haklarının takipçisi olacağını söyledi. Bu, Türkiye’deki Uygur diasporasını umutlandırdı çünkü uzun zamandır AKP hükümeti Uygurlar konusunda sessizlik politikası izliyordu. En son geçen hafta, muhalefet tarafından TBMM Genel Kuruluna sunulan, Uygurlar üzerindeki baskı ve asimilasyonu incelemek üzere Çin’e bir heyet gönderilmesini talep eden bir diğer teklif daha, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. Muhalefetin eleştirilerine cevap olarak, Grup Başkan Yardımcısı Erkan Akçay, “Uygur meselesi ABD ve diğer emperyal güçlerin bayrakları altında ve FETÖ’nün stratejik meseleleri çerçevesinde değerlendirilemez. Türkiye’nin bir gündemi var ve MHP, hükümet ve Dışişleri Bakanlığı bu konuyu bu çerçeve içinde yakından takip ediyor” dedi.
“Türkiye’nin gündemi”nden kastedilen nedir bilmiyoruz ancak Türkiye, Uygurlar konusunda Çin devletini desteklediğini açıklayan Arap ve ağırlıklı olarak Müslüman ülkelerle birlikte Gazze Savaşı konusunda bir eylem grubu oluşturdu. Hakan Fidan’ın beraber hareket edeceklerini söylediği İslam İşbirliği Teşkilatı, 2019 yılında Çin devletinin Müslüman azınlığa karşı politikalarını destekleyeceğini açıklamıştı. Bu ülkeler, son yıllarda, Çin’den yüklü miktarda yüksek teknolojili sanayi yatırımı alıyor. Gazze Savaşı için oluşturulan Eylem Grubu’ndan Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır ve Endonezya’nın dışişleri bakanları Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin daimi üyelerine yapacakları ziyaretleri Çin’den başlattılar.
Müzakerelerin Çin’den başlamış olması, Çin’in Ortadoğu’daki barış elçiliği planlarının çok da bozulmadığı, hâlâ bölgede bir iddiası olduğu şeklinde yorumlandı. Çin, Suudi Arabistan, İran ve Suriye gibi bölgesel çatışma eksenlerinin yanı sıra, Filistin-İsrail meselesinde de ara buluculuğa niyetlenmiş, yılın başında Filistin Başbakanı Abbas’ı ağırlamış -ki, bu ziyaret Türkiye’deki Uygur diasporası tarafından tepkiyle karşılanmıştı,- kasımda ise İsrail Başbakanı Netanyahu’yu ağırlamaya hazırlanıyordu ki, Hamas saldırısına hazırlıksız yakalandı. Çin’in dış politikada ve uluslararası meselelerde sadece hükümetleri ya da devleti temsil eden aktörleri muhatap alma geleneği, Gazze Savaşı’na zamanında ve net bir tepki vermesini engellemişti. Bu gecikmeyle sarsılan ara bulucu statüsünü, İslam İşbirliği Teşkilatı Eylem Grubu’nu ilk ağırlayan BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olarak tamir etmeyi planlıyor. Elbette ilk ziyaret edilen ülke olmasında BMGK’nin başkanlığını devralmış olması etkili, ancak bu formalitenin ötesinde, Çin’in Ortadoğu Özel Temsilcisi Zhai Jun geçtiğimiz hafta bölgeyi ziyaret ederek Eylem Grubu’nun oluşturulması ve harekete geçmesinde önemli rol oynadı.
Çin, geç de olsa Gazze Savaşı’ndaki pozisyonunu Filistinlilerden yana netleştirdi. Bu pozisyonda karar kılmasının bir nedeni de, küresel rakibi ABD’nin İsrail’e koşulsuz desteğiydi. Hatta, Çin’in Fransa’daki elçiliği Gazze’yle Sincan’ı karşılaştıran bir tvit atarak, Çin’in Müslüman halklara İsrail’den (ve genel olarak, Batı’dan) daha iyi davrandığını ima etti.
Batılı ülkeler, bunu Çin’in samimiyetsizliği, Gazze’yi kendini Uygur meselesinde aklama vesilesi olarak kullanması şeklinde eleştirirken, Xi ve Biden’ın San Fransisko’daki buluşmasından Batı’nın bu pozisyonuna darbe vuracak bir sonuç çıktı: Biden yönetimi, ABD Ticaret Bakanlığının 2020’den itibaren Çin hükümetine bağlı Adli Bilimler Enstitüsüne yönelik uyguladığı yaptırımları kaldırıyor. Adli Bilimler Enstitüsü 2020’den beri Uygurlara ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik baskı, kitlesel keyfi gözaltı, zorla çalıştırma ve dijital gözetleme gibi insan hakları ihlalleriyle suçlanıyordu.
Karşılığında, Xi ve Biden narkotikle mücadele iş birliğini yeniden başlatma konusunda anlaştı ve Çin hükümeti, ABD’de her yıl on binlerce kişiyi öldüren yasa dışı fentanil üretiminde kullanılan kimyasalları üreten Çin şirketlerini kapatmaya söz verdi. Çin, ABD’yle narkotikle mücadelede iş birliğine Pelosi 2022’de Tayvan’ı ziyaret ettiğinde son vermişti. Biden’la Xi arasındaki bu anlaşmaya kadar, ABD Uygurların Çin’de uğradıkları insan hakları ihlallerine karşı en büyük destekçilerinden biriydi.
Ortadoğu ülkeleri, Çin’den gelecek yatırımlar ve finansal destek için Uygurlardan desteği çekiyor ama Gazze savaşı için ilk Çin’i ziyaret ediyor. ABD Temsilciler Meclisi Eski Başkanı Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemeye gittiğinde eşinin ortak olduğu çip şirketleriyle görüşüyor, karşılık olarak Çin, fentonil ticaretini serbest bırakıyor. ABD Başkanı, fentonille mücadele için Uygurlara desteğini kesiyor. ABD ve Ortadoğu ülkelerine Uygur meselesini şart koşan Çin, Gazze Savaşı’nda ara buluculuğa oynuyor. Devletler pazarlık masasındayken halklar ölüyor.
Kaynak: Evrensel
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.