Kadınlar bir an olsun geri adım atmadan semt pazarlarını neden geri istediklerini anlattı. Aynı zamanda yıllardır Ümraniye’de AKP için çalışma yaptıklarını, şimdi belediyenin neden kendilerine bu kötülüğü yaptıklarını da sordular. Yerel seçim öncesinde pazarlarını kaldırmamaları gerektiğini, böyle giderse oy da vermeyeceklerini söylediler
Ümraniye Belediyesi bir buçuk yıl önce belediye meclisinden farklı partilerin oy birliği ile semt pazarlarının kaldırılarak kapalı bir pazar inşa edilme kararı aldı. Halka sormadan, plansız bir şekilde alınan bu karar sonucunda beş hafta önce Armağanevler semt pazarı kaldırıldı. Sıra Atakent ve Cumartesi pazarında…
Ümraniye Armağanevler Mahallesi’nde beş haftadır mahalleli kadınlar semt pazarlarının geri gelmesi için ısrarla ve inatla mücadele ediyor. Her hafta perşembe günü Ümraniye Belediyesi önüne semt pazarlarını neden geri istediklerini belediye başkanına ve kaymakama iletmek için gidiyorlar. Bu hafta ise ilk defa Ümraniye Belediye Başkanı İsmet Yıldırım ile yüz yüze görüşebildiler. Bu elbette kolay olmadı. Nice badirelerden sonra kazanıldı bu görüşme.
Son haftalarda mahallelerinde pazarın kurulduğu Sırt Sokak’ta hayatlarında hiç görmedikleri kadar çevik kuvvet ordusunun yığıldığını gördüler. Pazarın kurulduğu alanda yoldan geçmek, birini beklemek yasaktı. Belediye önüne geldiklerinde ise durum çok farklı değildi. Üzerlerine yürüyen, kendini emniyet müdürü olarak tanıtan bir adama kadınlar, pazarda ucuz ve taze sebze alabildiklerini, yaşlı ve engellileri olduğundan o kadar uzakta kurulan bir pazara gidemeyeceklerini anlatmaya çalışıyorlardı.
Emniyet Müdürü dinlemedi elbette, polis bariyerleri ile kadınların etraflarını sardırarak kadınları gözaltı çemberine aldı. Sonrasında kadınların belediye binası önünde “pazarıma dokunma” sesleri yükselince Belediye Başkan Yardımcısı içeri almak ve görüşmek zorunda kaldı. Görüşmede ise Başkan Yardımcısı her yönetici erkek gibi kadınları bir şeyden anlamadığı önyargısıyla konuyla alakası olmayan teknik ayrıntıları aktararak kadınları oyalamaktan bir şey yapmadı.
Kadınlar ise bu manipülatif tavrın karşısında bir an olsun geri adım atmadan semt pazarlarını neden geri istediklerini anlattı: Biri üç aileye baktığını, pazardan onların alışverişlerini yaptığını söylerken bir diğeri kapalı pazar alanına giderken bineceği dolmuşun gidiş dönüş parasının 30 lira ettiğini, bununla çocuğuna bir sebze yemeği yapabileceğini söyledi. Bir diğeri engelli çocuğunun olduğundan, ona bakarken evden bir saat uzaklaşma şansının olmadığından ve kapısının önündeki taze sebzeleri almanın hayatını ne kadar kolaylaştırdığından bahsetti. Bunları anlatan kadınlar aynı zamanda yıllardır Ümraniye’de AKP için çalışma yaptıklarını, şimdi belediyenin neden kendilerine bu kötülüğü yaptıklarını da sordu. Yerel seçim öncesinde pazarlarını kaldırmamaları gerektiğini, böyle giderse oy da vermeyeceklerini söylediler.
Kadınlar kapatılan pazarların kendileri için önemini anlatıyor:
💬”Marketler çok pahalı, gücümüz yetmiyor”
💬”Kapının önündeydi eskiden… Şimdi gidemeyiz o kadar uzaklara”https://t.co/WFqKye73eK pic.twitter.com/qR0FOLUchV— sendika.org (@sendika_org) September 28, 2023
Bir hafta sonra, yani bu yazının yazıldığı hafta pazarın kurulduğu sokak yine polis tarafından kuş uçurtmayan bir abluka altındaydı. Belediye önünde ise yine kadınları gözaltına almakla tehdit eden bir polis amiriyle 15 kadın baş başaydı. Bu sefer bir kadın olanca kaygısıyla her yıl lahana sarması yaptığını, bu sene saramadığını, çünkü pazarının kaldırıldığını, artık alabilme imkanının olmadığını anlatmaya çalışıyordu polis amirine. Bir diğeri ise pazarlarının 40 yıldır var olduğunu, pazarcıları eskiden beri tanıdıklarından parası olmadığında veresiye yazdırdığından, pazarcının bir maydanozun parasını almadığından, böylelikle ancak geçinebildiğinden bahsetti. Kadınlar bunları anlatırken emniyet amiri o esnada “Gözaltı aracını yanaştırın” diye sesleniyordu diğer polislere.
Kadınların ısrarlı bekleyişleri ve haklı öfkeleri sonucunda AKP’li Belediye Başkanı İsmet Yıldırım görüşmeyi kabul etti. İçeride yapılan görüşmede kadınları alaya alan, onların pazardan 5 lira daha ucuz alacakları soğanın derdinde olunmadığını her tavrıyla hissettiren bir görüşme yapıldı. Görüşmede sadece kadınlara değil, bu sefer pazarcılara da çoğunluğu Kürt olduğu için “anarşist, terörist” diyerek kendi rant projeleri ırkçı söylemlerle örtülmeye çalışıldı.
Sonuç olarak kadınlar pazarları geri gelene kadar belediyeye gelmeye devam edeceklerini bir kez daha dile getirip ayrıldılar belediyeden. Bu olay örgüsünü bugün iktidarın en basit kamusal hak talebine yaptığı muameleyi açık ettiği için ayrıntılarıyla anlattım. Peki nedir bu pazar alanının hikmeti de mahalleli kadınlar kararlı bir mücadeleyle bu kadar sahip çıkıyor semt pazarına?
Belediye Başkan Yardımcısı’nın kadınlarla görüşürken ağzından kaçırdığı cümle yeni pazar alanının belediye açısından hikmetini ortaya koyuyor: “O kadar yatırım yaptığımız sergi ve fuaye alanı olarak kullanacağımız kapalı pazar alanından vazgeçemeyiz, oranın işlemesi lazım.” Ümraniye Belediyesi kapalı pazar alanının kurulduğu alan önceden yeşil alan ve belediye hizmet alanı olarak kullanılıyordu. Kapalı pazar alanını inşa ettikten sonra bir kısmını lüks bir inşaat firmasına kiralamış [1] ve sadece alt katını pazar alanı olarak açmıştır. Yani Aktaş İnşaat’ın sürdürdüğü lüks konut projelerinden “Avrupa Konutları” projesinin inşaat alanı içerisine kurulan kapalı pazar alanı AKP’li belediyenin bir rant projesi. Belediye hizmetlerindeki kamusal yararın zorunluluğunu, halkın taleplerini rant için hiçe saydıklarını bir kez daha görüyoruz.
Mahallenin pazarı kaldırıldığında gelen kitlenin hepsinin kadınlardan oluşması da hiç şaşırtıcı değil. Maalesef ki içerisinde yaşadığımız, erkeklerin egemen olduğu toplum yapısında kadınlar ve erkeklere belirli roller verilir. Bu roller arasında kadınların doğal yaşamları ev içerisindeymiş gibi düşünülür, erkeklerin yaşam alanı ise ev dışındaki hayat, yani kamusal alanın kendisidir. Kadınların ev içerisinde yaptıkları işler, verdikleri emekler yaşamın dönmesini sağlayan ana işlerken görünmez ve ücretlendirilmez, kadınların “doğal görevi” olarak görülür. Bu nedenle de yaşamın sürdürülebilirliğini sağlamanın sadece ev yaşamının değil, mahalledeki kültürel-sosyal yaşamın da sürdürülebilirliğini sağlamak olduğunu en iyi bilenler kadınlardır.
Kadınlar açısından semt pazarının kaldırılmaması talebi sadece ekonomik değil, sosyal ve toplumsal bir talep olarak da değerlendirilmelidir. Pazar, bütün günü ev içerisinde yaşlıya, engelliye, çocuklara, kocaya bakmakla geçen kadınların dışarı çıkıp sosyalleşebilmeleri için bir sebep oluşturuyor. 40 yıldır tanıdığı büyüdüklerini gördüğü pazarcılarla, komşusuyla, esnafıyla sohbet edebiliyor. Pazar direnişinden bir kadının dediği gibi, pazar demek mahalle demektir. Bu nedenle mahallelerine, mahalle kültürlerine sahip çıkıyorlar bir yandan.
Tabii ekonomik yanını yadsımamak lazım. Yoksulluğun bu denli derinleştiği, her gün çocuğun beslenmesine ne koyacağını düşünen, Halk Ekmek kuyruklarında saatlerce bekleyip daha ucuza ekmek almak için çabalayan kadınlar, şimdi de pazardan ucuza ve taze alabildiği birçok malı mahalledeki zincir marketlerden pahalıya almak zorunda kalıyor. Pazarın kaldırılması kadınların “evde kâra geçebilme” stratejilerinde önemli kayıp oluşturuyor. Parası yetişmediğinde veresiye veren, iyi mal geldiğinde özellikle aldıran pazarcıların yerini karşılıklı diyalog kurup derdini anlatamadığı bir market çalışanı alıyor. Belediye aslında toplumsal dayanışma kültürünü doğrudan ortadan kaldırmış oluyor.
Mahalleli kadınların yaşamsal talepleri karşısına ise iktidarın çözüm olarak sunduğu bir ordu çevik kuvvet oluyor. Çoğunluğu yaşça büyük olan birçok kadını kalkanlarıyla iteleyerek saldırmaya çalışan bir devlet buluyorlar karşılarında. Elbette bu, kadınların akıllarındaki koruyan kollayan yoksulun elinden tutan AKP/devlet algısını da derinden sarsıyor. Burada artık devletin saldırdığı yalnızca kadınlar değil, geleneksel mahalle kültürü ve mahallelerdeki kadınların üretim ve yaşam tarzı oluyor. Kadınlar artık pazarda belediyeye aynı gözle bakmıyor, direnişin içerisinde gelişen bir bilinç ile bunların arkasındaki halk düşmanı rant politikalarını daha berrak biçimde okuyabiliyorlar. Uzun yıllardır AKP’nin neoliberal İslamcı politikalarıyla yarattığı hegemonyada hak mücadeleleri yarıklar oluşturabiliyor.
Armağanevler’deki kadınlar semt pazarları gelene kadar her perşembe belediye önüne gitmeye devam edecekler. Herkesi dayanışmaya bekliyoruz.
[1] AKP’li belediye pazar alanı yapacaktı, son hali hüsrana uğrattı (sozcu.com.tr)
AKP’li Ümraniye Belediyesi, lüks siteye kapalı pazar alanı verdi (cumhuriyet.com.tr)
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.