Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, gazetecilere yönelik gözaltılara açıklama ile tepki gösterdi
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, gazetecilere yönelik gözaltılara karşı yazılı bir açıklama ile tepki gösterdi. Açıklamanın tamamı şöyle:
Türkiye çapında gazetecilere dönük baskı ve yıldırma politikaları artarak devam ediyor. Gün geçmiyor ki bir gazeteci gözaltına alınmasın veya tutuklanmasın. Özellikle sahada aktif çalışan ve halka doğruları ulaştırmayı ilke edinen gazeteci arkadaşlarımız direkt hedef haline getiriliyor.
Bunun son örneği de Mardin ve İstanbul’da yaşandı. Mezopotamya Ajansı muhabiri Ahmet Kanbal, Mardin’de evine düzenlenen baskınla gözaltına alındı. Baskın sırasında Kanbal’ın bilgisayarına ve kamera kartına el konuldu.
Yine İstanbul’da sabah saatlerinde Mücadele Birliği Gazetesi bürosu ve evlere yapılan polis baskınında Önsöz Kültür Sanat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Songül Yücel, Önsöz yazı kurulundan çizer Sena Şat ve Nuran Güvenilir gözaltına alındı. Ayrıca Mücadele Birliği Gazetesi Yazı Müdürü Ezgi Yergin ve Mücadele Birliği Platformu Temsilcisi Muhammed Hizmetçi de gözaltına alındı. Polis Mücadele Birliği Gazetesinin yayımlandığı Yeni Dönem Yayıncılık’a da kapıyı kırarak girdi ve içerideki elektronik malzemelere el koydu.
Son olarak Halk TV programcısı Serhan Asker, program çekimi yapmak için gittiği İzmir’de hakkında yakalama kararı olduğu gerekçesiyle havalimanında gözaltına alındı.
Bundan önce 3 Ekim günü Dersim’de Yeni Demokrasi Muhabiri Ertan Çıta ve Yazı İşleri Müdürü Tuba Apaydın gözaltına alınmış, Ertan Çıta 5 Ekim günü çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Yine aynı tarihte Halk TV’de yayınlanan bir program sırasında Ankara gerçekleştirilen bombalı saldırıya yönelik sarf ettiği sözler nedeniyle gazeteci Ayşenur Arslan hakkında soruşturma başlatılmış, akabinde gözaltına alınmıştı. Arslan’ın Halk TV’deki programı da yayından kaldırılmıştı.
Görüldüğü üzere gazetecilere yönelik dört bir koldan saldırı ve baskılar yapılmaktadır. Yukarıda saydıklarımız sadece 3 günlük bir bilanço. Bu kadar kısa bir zaman içerisinde bu denli kapsamlı bir yönelim, iktidar odaklarının gazetecilerden nasıl korktuklarının açık göstergesidir.
Bizler biliyoruz ki gazeteci Ahmet Kanbal, birçok kez ses getiren haberlere imza atmış ve yaşanan çok sayıda hukuksuzluğu dünya kamuoyuna duyurmuştur. Özellikle Mardin kayyumunun olumsuz icraatlarını güçlü bir habercilik becerisiyle ifşa eden Kanbal, birçok kez soruşturmalara maruz kalmıştır. Son günlerde yine tecavüze uğradıktan sonra ajanlığa sürüklenen kadın ve korucuların karıştığı tecavüz olayı ile kayyumların usulsüzlüklerini aktaran haberlere imza atan Kanbal’ın bu haberleri nedeniyle hedef haline getirildiğini tahmin etmekteyiz.
Ancak şunun bilinmesi gerekir ki, bu tarz yönelimlerle gerçekler karanlıkta bırakılamaz! Ahmet Kanbal’ı derdest ederek, prangalara vurarak susturamazsınız. Yürekli ve onurlu gazeteciler, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da kötülükleri ifşa etmeye, doğruları yazmaya, hakikati haykırmaya devam edecektir.
Bu vesileyle bir kez daha Mardin’de gözaltına alınan Ahmet Kanbal, İzmir’de Serhan Asker ile İstanbul’da Songül Yücel, Sena Şat, Nuran Güvenilir, Ezgi Yergin ve Muhammed Hizmetçi’nin derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Ayrıca 5 Ekim günü tutuklanan Yeni Demokrasi muhabiri Ertan Çıta’nın da bir an önce tahliye edilmesini bekliyoruz.
Tüm ulusal ve uluslararası basın meslek örgütleri, gazeteciler ve demokrasi çevrelerine de gazetecileri yalnız bırakmamaları, dayanışmayı büyütmeleri çağrısında bulunuyoruz.
Sendika.Org