Depremin 7. ayında Hatay ve Adıyaman’da basın açıklaması yapan KESK, atılması gereken adımlara ve alınması gereken tedbirlere yönelik öneri ve taleplerini açıkladı
KESK Depremin 7. ayında Hatay ve Adıyaman’da işkolları MYK üyelerinin de katılımıyla basın açıklaması yaptı.
Pazarcık ve Elbistan merkezli iki depremin 11 ilde yol açtığı yıkımlardan bahseden KESK, deprem ve iktidar politikalarının binlerce yıllık tarihi hafızayı, kültürel dokuyu da alt üst ettiğini ifade etti. Depremler doğal olarak yaşanıyor olsa da Türkiye’de bilim insanlarının yıllardır yaptıkları uyarıların dikkate alınmadığı belirtilirken toplanan deprem vergilerinin dahi akibetinin açıklanmadığı vurgulandı.
Yıllardır alınmayan tedbirler sonucu depremin ilk üç günü iktidarın ortalıkta görünmediği söylenirken algı operasyonlarıyla sonucun bu denli ağır olmasına yol açan politikaların sorgulanmasının önüne geçtiği vurgulandı. Bugünlerde teker teker salıverilen bazı müteahhitleri tutuklayıp tepkileri onlara yönlendirerek kendini sıyırmaya çalışan iktidarın protesto gösterilerini “kimse kalkanları kaldırmayacağımız zannetmesin” tehdidiyle susturmak istediği söylendi. İktidarın acılardan oy devşirme konusunda sicilinin kabarık olduğu söylenirken “iktidar bloğu devletin görevi gereği yapması gerekenleri de seçim yatırımına dönüştürdü” denildi.
Sağlık sorunları ve sağlığa erişimde oldukça ciddi sorunlar yaşandığının altını çizen KESK, “Bulaşıcı hastalık ve salgın riski; birinci basamak sağlık hizmetlerinin halen sunulamadığı bölgelerde aşılama, gebe- bebek, kronik hasta izlemlerinin olmaması; ulaşım sorunu gibi nedenlerle depremzedelerin sağlık hizmeti alamaması en temel sağlık sorunları başlıkları olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.
Deprem bölgesinde toplam 42 hastane binasının ağır ve orta hasarlı durumda olduğu belirtilirken az hasarlı hastane binalarının sayısı ise 94 olduğunu belirten KESK felaketin büyüklüğü karşısında sağlık kurumlarının koruyucu sağlık hizmetleri ve tedavide yetersiz kaldığını belirtti.
Temiz içme suyunun belli bölgelerde hala şişe suyu ile karşılandığını belirtilirken dağıtılan miktarlarda ciddi bir azalma söz konusu olduğu söylendi. Su sorununun çözülmemesi durumunda başta salgınlar olmak üzere birçok sorunu beraberinde getireceğini belirten KESK, birçok yaşam alanında yemek yardımının da tamamen kesilmiş durumda olduğunu belirtti.
Deprem sürecinde okulların bir kısmının kademeli olarak açıldığını, bazılarının ise hiç açılmadığını, çocukların okula devam etmesi bir ihtiyaç olarak görülmediğini belirten KESK; nakilleri sağlanan çocuklara yönelik bir psikolojik destek süreci sağlanmadığını ve bu çocukların eğitim süreçlerine uyum sağlayarak katılamadığını belirtti. Mülteci çocukların eğitim haklarındaki kısıtlılıkların giderek arttığını belirten KESK kız çocuklarına yönelik şiddet ve istismar vakalarının yaygınlaştığını vurguladı.
Okulların yeni eğitim ve öğretim yılına ne kadar hazırlıklı ve yeni bir depreme ne kadar dayanıklı olduklarına dair aydınlatıcı ve şeffaf bilgi sunulmadığını belirten KESK, “Yıkılan, ağır hasar gören okulları yapan müteahhitler ve denetimsizliğin sorumluları ile ilgili caydırıcı cezaların verilip verilmediği konusunda da kamuoyu aydınlatılmış değildir” dedi.
Deprem illerinde hala binlerce binanın yıkılmayı beklediğini belirten KESK, TMMOB verilerine göre sadece Hatay’da Temmuz 2023 itibariyle yıkım ve enkaz kaldırma işlemi bekleyen bina sayısının 58 bin olduğunu söyledi.
Öte yandan yıkımların da ayrı bir sorun alanı olduğunu söyleyen KESK, “Molozların usulüne göre ayrıştırılmaması, ilgili mevzuata uyulmaması insan sağlığını olumsuz etkilemektedir. Enkazdan ve molozlardan çıkan tozlar birçok sağlık sorununa neden olmaktadır. Bilim çevrelerinin tüm uyarılarına rağmen yeterli tedbir alınmaması nedeniyle asbest nedeniyle gelecek yıllarda çok daha ciddi sağlık sorunları yaşanacağı tahmin edilmektedir” dedi.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği alanında da deprem bölgelerinde yıkımlara geçiş, enkaz kaldırma, taşıma, döküm ve temizlik çalışmalarıyla birlikte sorunların ve ihlallerin artış göstermeye başladığını belirten KESK, tedbirlerin yetersizliğinin yanı sıra Kişisel Koruyucu Donanım malzeme temininde de ciddi eksiklikler görüldüğünü söyledi. Aşırı sıcakların yaşandığı günlerde dahi beslenme ve sıvı alımı konusunda çalışma ve dinlenme saatlerine yönelik herhangi bir düzenleme yapılmadığını söyleyen KESK, son günlerde sık sık yıkımlar sırasında işçilerin enkaz altında kaldığını belirtti. KESK “Bu durum tamamen işçi sağlığı ve güvenliğinde mevzuata uyulmaması, denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının sonucudur” dedi.
KESK’in atılması gereken adımlara ve alınması gereken tedbirlere yönelik öneri ve talepleri şu şekilde:
Sendika.Org