Ayaklanma döneminde de her iki ülke kendi sorunları ve vizyonları çerçevesinde hareket ederken Çin, mega projesi olan “kuşak ve yol girişimi”ne Suriye’yi de dahil etti. Geçtiğimiz yıl atılan imzaların ardından Suriye resmen dünya ticaret yollarını birbirine bağlamayı hedefleyen ve haliyle hem ticaret hem de ona bağlı güvenlik konseptlerini değiştirecek olan projenin parçası oldu
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, eşi Esma Esad ve Suriyeli yetkililerden oluşan bir heyetle Çin’e gitti. Esad’ın Çin ziyareti Asya Oyunları’nın açılış seremonisine katılmak için Çin’in daveti üzerine gerçekleşti. Esad ve beraberindeki heyet çeşitli Çin kentlerini ziyaret edecek, buralarda Çinli yetkililerle ve heyetlerle bir araya gelecekler. Ziyaretin en önemli etkinliği elbette Esad’ın Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile görüşmesi olacak.
Buraya kadar olan kısım resmi ziyaret programının öngördüğü içerik. Peki, Esad Çin’e niye gitti?
Aslında Çin ile Suriye arasındaki diplomatik ilişkiler 1956 yılına uzanıyor. Ancak iki ülke bir Rusya-Suriye veya İran-Suriye ilişkisine benzer derinlikte ve çeşitlilikte ilişki kuramadı.
Suriye Devlet Başkanının Çin’e son ziyareti 2004 yılında gerçekleşmiş olsa da Çin-Suriye ilişkisinin 2011 yılından itibaren derinleşmeye başladığını söylemek mümkün. O yıllarda hem Çin bölgemizdeki ülkelerle sınırlı ticari ilişkiler kuruyordu hem de Suriye, Türkiye ve Katar gibi ülkelerle yakınlaşmayı tercih ediyordu. Bölgedeki ABD varlığı ve Suriye’nin batıya açılma stratejisi ile yumuşayan havayla birlikte Çin’in içine kapanmayı tercih eden politikası ilişkilerin derinleşmesine engel oldu.
2011 yılından itibaren ise Çin açısından hem Suriye dosyasında etkili olmanın hem de Orta Doğu ülkeleri ile yakınlaşmanın önünü açan fırsatlar ortaya çıkmaya başladı.
Çin birçok defa Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde (BMGK) Suriye’ye yönelik hamleleri veto ederek süreçlerin seyrini değiştiren birkaç ülkeden biri oldu. Yine ayaklanma döneminde Çin’in ekonomik olarak Suriye’ye yardımcı olacağı, yeniden imar sürecinde etkin rol alacağı birçok kez gündeme geldi. Hatta bu yönde çok sayıda anlaşma da imzalandı ancak gerek Suriye’deki savaşın tamamen sona ermemesi ve gerekse Çin’in bölgedeki önceliklerinin farklı olması gibi sebeplerle ekonomik iş birlikleri istenen düzeyde gerçekleşmedi.
Çin, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini savunan ve Türkiye’nin desteklediği silahlı gruplar dahil Suriye topraklarındaki silahlı yapılara karşı olan ülkeler arasında.
Ayaklanma döneminde de her iki ülke kendi sorunları ve vizyonları çerçevesinde hareket ederken Çin, mega projesi olan “kuşak ve yol girişimi”ne Suriye’yi de dahil etti. Geçtiğimiz yıl atılan imzaların ardından Suriye resmen dünya ticaret yollarını birbirine bağlamayı hedefleyen ve haliyle hem ticaret hem de ona bağlı güvenlik konseptlerini değiştirecek olan projenin parçası oldu.
Şam’daki beklentilere bakılırsa Suriye, Çin ile ilişkilerini hızlı bir şekilde derinleştirme niyetinde.
Bütün bunlar göz önüne alındığında Esad’ın Çin ziyareti birkaç açıdan önemli:
– Ekonomi ve yaptırımlar: Suriye, ABD ve batılı ülkelerin yaptırımları nedeniyle savaş döneminden çok daha ağır bir dönem yaşıyor. Ülkenin yeniden imarı için gerekli ihtiyaçları ve teknolojiyi edinemediği gibi yeniden kalkınma sürecini başlatamıyor. Çin’in Batı yaptırımlarına rağmen Suriye’ye yardım edebileceği beklentisi hakim ancak bu beklentinin ne kadar gerçekçi olduğu tartışılır çünkü Çin her ne kadar Batı ve ABD karşıtı söylemlerle öne çıksa da Çinli şirketler bu söylemlerle hareket etmiyor. Çinli şirketlerin Batılı şirketlerle ilişkileri oldukça gelişmiş durumda. Dolayısıyla Suriye’de iş yapmayı ve bunun sonucunda da kara listelere girmeyi göze alan kaç şirket çıkacak bekleyip göreceğiz.
– Para ihtiyacı: Şam’ın en büyük sıkıntılarından biri de yine yaptırımlar sebebiyle dünya bankacılık sisteminden dışlanmış olması. Bu nedenle, ithalattan yeniden üretim için ham madde ihtiyacına kadar her alanda ihtiyacı olan kredileri temin edemiyor. Şam’daki beklentilerden biri de Çin’in Şam’ın ihtiyacı olan kredi hattını açması. Yani yine ticaret Çin ile olacak ancak bu ticaret Çin kredisi ile sağlanacak.
– Zamanlama: Şam’ın en önemli müttefikleri Rusya ve İran ancak Ukrayna savaşından dolayı Rusya kendi sorunları ile meşgul. Ayrıca yine Ukrayna meselesinden dolayı yaptırım üstüne yaptırım yiyen Rusya’nın Suriye’ye ihtiyaç duyulan seviyelerde yardım etmesi, kredi vermesi pek mümkün olmuyor. İran da keza nükleer enerjiden İsrail’in baskılarına ve yaptırımlara kadar birçok mesele ile uğraşıyor. Hem Rusya hem de İran kendilerine uygulanan yaptırımları delmeye çalışıyor. Böyle bir dönemde Batı karşıtı söylemlerle öne çıkan ancak Batı piyasalarına entegre Çin Şam için en uygun ülke.
– İzolasyonun kırılması: Şam açısından zorlayıcı olan tek şey ABD’nin ve Batı’nın yaptırımları değil, bölgesel ve uluslararası siyasetten izole edilmesi de Şam’ın önündeki büyük engellerden. Esad’ın Çin ziyareti ile birlikte bu izolasyonun kırılması beklentisi de öne çıkıyor. Elbette Çin ziyareti Şam’ın Batı ile yakınlaşmasını sağlamayacak ancak İran ve Suudi Arabistan’ı barıştıracak kadar büyük ve etkili bir güçle yakınlaşması birçok yol açabilir.
Çin ara buluculuğunda İran-Suudi Arabistan barışı demişken kim bilir belki de Asya Oyunları’nda Esad’ın çeşitli ülkelerle çarpıcı temaslarına da şahit oluruz!
Kaynak: Evrensel
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.