Deştin Çevre Platformu ve Bodrum Çevre Platformu, yaptıkları ortak açıklamayla; Türkiye’nin dört bir yanındaki doğal alanların talan edilmesine, çevre katliamlarına, ÇED raporu ve imar planlarını iptal hükümlerine rağmen ÇED raporlarının altına imza atanlara tepki gösterdi
Deştin Çevre Platformu ve Bodrum Çevre Platformu, yaptıkları ortak açıklamayla; Türkiye’nin dört bir yanındaki doğal alanların talan edilmesine, çevre katliamlarına tepki gösterdi.
Yıllardır mahkeme yollarında olduklarını belirten Muğla Deştin ve Bodrum Kızılağaç Çamlık Yalıçiftlik köylüleri tek dertlerinin kendilerine sorulmadan yaşam alanlarına yapılmak istenen projelere her gün bir yenisin eklenmesi olduğunu belirtti.
Artık nefes alamadıklarını, tarlamızdan ürün alamadıklarını, tek geçim kaynakları zeytini toplayamadıklarını, hayvanlarımızı otlatacak mera bulamadıklarını söyleyen köylüler kamu yararı propagandası altında kendilerine zoraki dayatılan bu projelerin bütün yararının sadece zenginlere, parasına para katmak isteyenlere olduğunu vurguladı.
Bu projelerin bütün zararının ise başta köylüler olmak üzere bu memleketin havasını soluyan bütün vatandaşlara, bu dünyanın havasını soluyan bütün insanlığa, ormana, havaya, suya, toprağa olduğunu belirten köylüler “Biz köylüler olarak yıllardır büyüklerimizin bize bıraktığı bu topraklar üzerinde huzur ve barış içinde yaşamak için mücadele veriyoruz. Bir türlü rahat bırakılmıyoruz, sermaye devamlı köylerimize saldırıyor. Bizim bütün derdimiz yaşamak, üretmek, topraklarımızı ve doğayı koruyarak bizden sonraki nesillere bırakmak” dedi.
Son yıllarda Ankara’da hazırlanan birçok projenin kendilerine sorulmadan danışılmadan kendi yaşam alanlarında uygulamaya geçirilmeye çalışıldığını ifade eden köylüler “İtiraz ediyoruz sesimiz duyulmuyor. Hakkımızı aramak için mahkemelere başvuruyoruz ama kararlar elden geldiğince uzatılıyor, geç çıkıyor veya çıkan kararlara hiç kimse uymuyor”
Köylüler, daha önce aynı bölge için yapılan girişimde mahkemenin red kararına rağmen, ÇED raporunu ve imar planlarını iptal hükmüne rağmen, daha önceki 2 heyetin ve mevcut bilirkişi heyetinin oybirliğiyle lehimize olan bariz raporlarına rağmen hülle yapılmış başka bir şirketin aynı yerde aynı proje için bakanlıklardan tekrar ÇED raporunu onaylatarak hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam ettiğini ifade etti. Benzer bir durumun da Bodrum Güvercinlik RES projesi için geçerli olduğunu belirten köylüler “Mahkeme tam 3 kez reddetmesine rağmen davalı şirket yine aynı proje için bakanlığın yolunu tutuyor” dedi.
Muğla ve ilçelerinde çok yoğun bir şekilde yıkım projeleri devam ettiğini söyleyen işçiler, “Hemen hepsi sözüm ona kamu yararı. Sormak gerekir, Deştin’de ormanlık alanda, yaşam alanlarının içinde kurulacak çimento fabrikasındaki kamu yararı nedir? Deştin ve civarındaki köylerde yaşayan on binlerce insanı, bu projenin doğaya ve insanlara vereceği zararları hiç düşünen oldu mu?” dedi
Haklı olmalarına rağmen davalı şirketin hala faaliyetlerine devam ettiğini vurgulayan köylüler, yıllardır haklı oldukları bir davadan karar beklediklerini, ileride telafisi mümkün olmayan bir çok zarar meydana geleceğini söyledi.
Köylüler Akbelen hakkında ise “Diğer taraftan Akbelen’de yaşanan haksız, hukuksuz, adaletsiz duruma bütün ülke şahit oldu. Akbelen’de devam eden bu hukuksuzluk biran önce bitmelidir” dedi.
Bodrumda Cennet Koyunu cehenneme çevirenlere söyleyecek sözlerinin bitmediğini söyleyen köylüler “Bodrum’un akciğerleri olan Kızılağaç, Çamlık, Yalıçiftlik ormanlarının tam ortasında açılmak istenen maden sahası, taşocağı ve eleme kırma tesislerinin Bodrum’a ve bu köylere ne faydası var?” sorusunu sordu. Projelerin tek kuruşluk kamu yararı olmadığını vurgulayan köylüler, şirketlerin kasasının para dolacağını söyledi.
Kâr için, bir avuç para için doğanın böylesine hoyratça tahrip edilmesine ve mahkeme kararlarına rağmen bu hukuksuz işlemlerin devam etmesine karşı sonuna kadar direneceklerini söyleyen köylüler, “Biz hukuka ve hukuk devletine inanıyoruz” dedi. Köylüler, hakkın mutlaka yerini bulacağını ifade ederken “Bugün bu ÇED raporlarının altına imza atanlar da yanlış kararlara imza atanlar gibi adalet önünde hesap verecektir” ifadelerini kullandı.
Sendika.Org