Broşürde tanımlanan, tüm siyasi görevlere talip olan ve yerine getirmeye niyetli örgütsel bir öznenin varlığı hissediliyor. Bir özne var ve ne yapacağını, nasıl yapacağını, neden öyle yapılmasının doğru olduğunu anlatma derdinde. Gündelik mücadelede atılacak adımların bile son hedefe göre belirlenmesi ve böylece devrimin güncelliğinin sürdürülmesi çabası dikkat çekiyor
Sendika.Org’da “Sosyalist hareket, özeleştiri ve yeniden inşa” dosyasının yayımlandığı bir dönemde bizler de Okmeydanı Halkevi Okuma Atölyesi olarak, atölyemizde 46 yıl önceye dönüp bir yeniden inşa sürecinin başlangıç metinlerinden Devrimci Yol Bildirge’yi okuduk.
Devrimci Yol Bildirge ülkemiz tarihinde kitlesel bir siyasi hareketin başlangıç metni olarak tarihsel dönemi içerisinde çok yönlü ele alınıp etraflıca değerlendirilmesi gerektiği açık olan bir broşür. Bununla birlikte bu yazıda bu çoklu tartışmaların hepsini yapmamız mümkün değil. Ancak bildirgenin giriş yazısında yer alan ve ne yazık ki aradan geçen 46 yıl sonra hâlâ güncel bir göreve işaret eden bölüm dikkat çekici: ‘İçinde Bulunduğumuz Koşullarda Temel Siyasi Görevimiz” başlığı altında, partinin yaratılması görevi temel görev olarak tespit ediliyor. Temel siyasi görevin bu netlikte saptanması, çizginin ve örgütün mücadele içerisinde bu hedefe yönelik şekillenmesini de sağlıyor. Bu durum bugün devrimci çizginin geliştirilmesi ve o çizginin örgütünün oluşturulması bakımından günümüzdeki görevlerimize de ışık tutacak tarzda inceleniyor.
“Sosyalist hareket, özeleştiri ve yeniden inşa” tartışmasının geneline göz attığımızda, kendi döneminde yazılan bu broşürün bugünün tartışmalarına bakışımızda ne ekleyebileceğini değerlendirmek lazım. Söyleşi/yazıların hepsi değilse de birçoğu benzer şekilde bugünün “acil ihtiyaçlarını” saptayıp önerilerde bulunuyor. Bu önerilerin hepsine baktıktan sonra zihinleri giderek daha fazla meşgul eden ortak tartışmaysa bu tespitlerin yanında devrimci teori ve bu teorinin pratiğe uygulanması arasındaki farkın giderek büyüyor oluşu. Ne yapılması gerektiğini bilen-söyleyen akil insan çokluğu karşısında eksik olan nedir diye bir defa daha sormak gerekiyor.
Devrimci eylemin kuşatıcılığının azaldığı ve tespitlerin gündelik hayatla uzak düştüğü zamanlarda devrimciler için sorgulama anları tavan yapmaktadır. Bu açıdan devrimci teori, teorik söylem/yazım ve pratik üzerine kafa yorulacak bir dönemden geçiyoruz. Teori ve yazınsal araçlarla ilişki devrimciler için zaten varoluşları boyunca doğal ve süreklilik halinde olmuştur. Bu araçlar hem gerçekliği “anlamanın” aracı hem de onu “değiştirmenin” en büyük kaynakları olagelmiştir. Anlamak ve değiştirmek ilişkisinde dengenin nasıl olduğu ve bu ikilinin sırasıyla yerine getirilmesi gereken aşamalı görevler olup olmadığı tartışılması gereken kısım. Anlama ve değiştirme arasındaki ilişkide bugünden geçmişe baktığımızda siyasal görevleri yerine getirme ekseninde, güncel mücadelelere girişen topluluk ve grupların teorik tartışma açısından daha zengin bir çerçeve sunduğunu görüyoruz. Kısacası eylemek ve mücadele halinin devrimci teoriyi zenginleştirici dinamiklere sahip olduğunu söylemek mümkün.
Bu tartışmalar etrafında Bildirge’de pratik teorik sorunlara ve mücadelenin gereksinimlerine odaklanan bir teorik çerçeve çizildiği ve ideolojik netleşme görevi ile birçok başlığın zaman içerisinde derinleştirmeye açık bırakıldığı dikkat çekiyor. Temel siyasi görev olarak işçi sınıfının öncü partisinin inşası belirlenirken bu görevin gerçekleşmesinin ise donanımlı bir kadro kuşağı ortaya çıktıktan sonra tamamlanacağı ifade ediliyor. Donanımlı kadro ile devrimci mücadelenin çok yönlü görevlerini yerine getirmeye yetenekli bir insan tipi tarif ediliyor ve böyle bir kadronun da mücadele süreci içerisinde olgunlaşacağı öngörülüyor. Süreç olarak örgütlenme ve ideolojik netleşmeyi kendinde birleştiren birim ise kadro olarak öne çıkıyor.
Bugünün tartışmalarına ışık tutacak noktalar aslında bu zeminler olarak göze çarpıyor. Siyasal zemine dair netlik, devrimcilerin nerelere odaklanacağı, kadronun hangi pratik süreçlerde sınanacağı ve mücadelenin daha ileri görevlerini süreç içerisinde sınanan kadroların sırtlayabileceğine dair somut iddia. Bunların yanında belki de bugün en çok ihtiyacı hissedilen kısım tüm bu tartışmaların kimin sorumluluğunda olduğu. Bu açıdan broşürün bir öznesi olduğu her satırında hissediliyor. Broşürde tanımlanan tüm siyasi görevlere talip olan ve yerine getirmeye niyetli örgütsel bir öznenin varlığı hissediliyor. Bir özne var ve ne yapacağını, nasıl yapacağını, neden öyle yapılmasının doğru olduğunu anlatma derdinde. Gündelik mücadelede atılacak adımların bile son hedefe göre belirlenmesi ve böylece devrimin güncelliğinin sürdürülmesi çabası dikkat çekiyor.
Günümüzde sosyalist yazında teorik olarak daha derinlikli, çok daha fazla ön birikime sahip kalemlerden çıkmış yazılar görüyoruz. Ancak başta da dediğimiz gibi toplumsal yaşama nüfuz etmiş bir öznenin kaleminden çıkmadığı için akademik düzeyde “güzel” saptamalar olarak kalıyor. Devrimci mücadeleden, toplumsal kanallardan çekildiği ölçüde, teorisini toplumun gündelik gerçekliğinin analizinden almadığı ve buna yönelik devrimci çalışma deneyimlerinin değerlendirmeleri olmadan analizlerine devam ettiği koşullarda toplumsal gerçeği dönüştürme hedefi de odağından kayıyor. Öyle görünüyor ki önümüzdeki süreçte siyasi analizleri bir özne olarak yapan ve belirlediği görevlerin yükleniciliğini ve taşıyıcılığını yapabilen kararlı bir devrimciler topluluğu ülkede solun bulunduğu toplumsal gerçekliği bir üst basamağa taşıyabilecek. Bugünün devrimci çizgisinin ve örgütünün yaratılması hedefini netleştirdiğimizde, buna bağlı olarak geliştirilecek süreçte, devrim anlayışının, kadronun ve örgütün de şekilleneceğini görebiliriz. Devrimci Yol Bildirge bugünün devrimcilerine bu yönden de bir perspektif sunuyor.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.