Ussal insanlar Marksizm ile toplumsal kötümserlik veya aşkın bir din biçiminde ilahi bir kurtuluş arasında seçim yapmak dudrumundadır. Kişi olarak ben, insana yeryüzünde geleceğe doğru zor da olsa gerçek bir yol açan komünizmi seçiyorum
Yaratıcı Marksizm ve Marksist felsefenin en önemli felsefecilerinden olan Evald İlyenkov, materyalist diyalektiği geliştirmeye yönelik çalışmalarını özellikle somut evrensel, ideal kavramı, soyuttan somuta yükselme, diyalektik mantık, felsefi psikoloji, çocuk gelişimi, eğitim ve bilgi kuramı ve zihnin yapısı gibi konularda yoğunlaştırdı. Siyaveş Azeri’ye göre, İlyenkov’un Marksist felsefeye en büyük katkısı, belki de özellikle insan etkinliği kavramı temelinde -Marx’ta zaten bulunan ama çok zaman unutulan veya görmezden gelinen – düşünsel-eleştirel bütünselliği (holizm) geri kazandırmasıdır.
İlyenkov’un geniş bir alanı kapsayan ve değişik dergilerde yer alan makaleleri Siyaveş Azeri tarafından derlenip Türkçeye çevrilerek “İdealin Diyalektiği, Etkinlik ve Zihnin Kuruluşu” adlı kitapta bir araya getirilmiştir. Kitapta yer alan yazılar Azeri’nin deyimiyle, İlyenkov’un zengin ve derinlikli düşünce dünyasını ortaya koyarken, materyalist diyalektik yöntem aracılığı ile birbirinden ayrı görülen bu alanların ortak oluşumsal kökünün insan etkinliği olduğunu kanıtlar ve insanın tarihsel-toplumsal varlığının içinde eylemde bulunup, onunla organik mübadeleye girdiği toplumsal doğanın somut, bilimsel, kuramsal kavrayışının temellerini atar. Marx’ın yöntemini kendi çalışmasına da uygulayan İlyenkov, kavramların şeylerle (nesnelerle) karşılaştırılabileceğini söyler. Gerçek bir kavram, kişinin yalnızca zihninde veya imgeleminde olan bir fantezi değil, gerçek insanların toplumsal doğadaki etkinlik biçimidir. Kavram, düşünme ile gerçeklik arasında varsayılan bütün gedikleri dolduran insan etkinliğinin özgül, tarihsel bir aracıdır. Düşünce-beden ilişkisine Spinozacı bakış açısıyla yaklaşan İlyenkov’a göre, düşünce uzamsal olarak örgütlenen bir bedenin uzamsal olarak dışa vurulan bedensel bir eylemidir. Bu yüzden düşünce ile beden arasındaki ilişki nedensel değildir. Bunlar iki farklı şey değil, aynı şeyin iki farklı biçimde ifadesidir. Nasıl bacağın eyleme tarzı olarak yürüme bacaktan ayrılamaz ise, bedenin eylemi olarak düşünce de bedenden ayrılamaz.
İlyenkov, bilginin nesnelere uygulanma sorununun sahte bir sorun olduğunu söyler. Zira bilgi tanımı gereği her zaman bir nesnenin veya nesnelliğin bilgisidir. Bir nesnenin bilgisi olmayan bilgi, bilgi değildir. Bunun nedeni bilginin insan etkinliğinin ürünü olmasıdır. Bilgi kişilerin kafasında, beyninde, zihninde olan bir şey değil nesnel gerçeklikte insanın manipülatif etkinliğinin edimselleşmesidir. Bilgi; şeyler, nesneler ve olaylar hakkında değildir, tersine şeylerde, nesnelerde veya olaylarda gerçekleşir. Bilme edimi ve bilgi üretimi, bir dünya görüşü oluşturmaya yönelik değildir. Bilgi üretimi dünyada eylemde bulunmak üzere bir yol haritası da içeren belirli araçlar üretmektir. Geleneksel yaklaşım öğrenmeyi, hazır bilginin, verilerin, hazır kavramsallaştırmaların özümsenme sürecine ve dilsel olarak oluşturulmuş kavramsallaştırmaların görselleştirilmesine indirger. Bizim için gerekli olan doğrudan nesneye yönelik bir edimdir. Böyle bir edim, nesnenin bir imgesini değil, nesnenin kendisini değiştirir. Gerçek düşünce ancak dilsel emeğin eylem organı olan ellerin emeğine ayrılmaz biçimde katıldığı durumda ortaya çıkar. Yalnız bu durumda, gerçek düşüncenin sözcüklerden ve hazır imgelerden bağımsız nesnel doğasını ve karakterini gözlemleyebiliriz. Bu yolla nesne bize kendisini bir kendinde şey olarak sunar ve nesneyi görselleştiren şemalar yerine bizzat nesnenin kendisiyle uğraşmaya zorlar.
Marksist insancıllık İlyenkov’a göre, gönderim noktalarını bir bütün olarak bilime dayandırdığından, en yüksek anlamda bilimsel doğruluğun bütünsel temsilcisi olma üstünlüğüne sahiptir. Marx’ın Kapital’i keskin bilimsel bir yapı iskelesiyle kurulmasına karşın insancıl bir öze, yani sorunun ve çözümünün insancıl bir dillendirilişine sahiptir. Kapital’in altında yatan temel ahlaki esin, gerçek insancıllığın savında veciz ve doğru bir biçimde ifade edilir. En yüksek değer ve bütün yabancılaşmış biçimlerin yaratıcı öznesi, para, makine, ürün veya servetin herhangi bir biçimi değil, yaşayan insandır. Kapital’in bu ahlaki ilkesi bilim dışı ilan edilip kesilip atılırsa, bir dehanın eseri olan bu yapıtın altında bilimsel mantığın bütünü çöker. Komünist toplumu inşa etme hizmetinde olan her şey ahlakidir. Marksizm’de ahlaki olarak sınıflandırılabilen eylem veya düşünüş biçimi bu soylu ereği destekleyen şeydir. İnsancıllığın “1844 El Yazmaları’nda” işlendiği, Kapital’in ise dar anlamda iktisadi bir çalışma göründüğü ve hiçbir insancıllık izi taşımadığı, katı, nesnel ve ekonomik şema olduğu ileri sürülür. İlyenkov’a göre; Kapital bu değildir. Bu onun kaba ve sığ yorumudur. Olgun Marx’ın kuramsal düşüncesini, yöntemini yalnızca yabancı bir varlığın “nesnelleşmesi” olarak değil, insanın yaşam koşullarının eleştirel çözümlenmesinin yöntemi olarak diyalektik formunu kuşatan, insancıl bir konumlanış olarak görmek gerekir.
İlyenkov’a göre zeka, doğa vergisi değildir. Zihin veya düşünme yeteneğinin doğaya borcu yoktur. Doğaya yalnız düşünme organı olan beynini borçludur. Beyin yardımıyla düşünme yeteneği ise yalnızca toplumsal-insani kültür ve bilgiyle bağı sayesinde ortaya çıkar ve gelişir. Her anne çocuğuna ayaklarını kullanarak dik yürümesini kolayca öğretirken eğitim bilimcilerin büyük çoğunluğu çocuğa beynini düşünmek için nasıl kullanacağını öğretmez. Düşünme organı insan bedeninin herhangi bir organından daha kolay zedelenir. Bunu onarmak güçtür ve hatta belli bir yaştan sonra olanaksızdır. Doğal olmayan alıştırmalar yoluyla onu sakatlamak çok kolaydır. Beyni ve zekayı sakatlamanın en kolay yollarından biri de bilginin biçimsel bellenmesidir. Yargı gücü körelmiş, edindiği genel bilgiyi gerçekle başarılı bir biçimde ilişkilendiremeyen ve bundan dolayı her şeyi birbirine karıştıran aptal insanlar tam da bu yöntemle üretilir. İlyenkov, özgül düşünmeyi öğretmeyi diyalektiği öğretmekle eş tutar. Diyalektik, çelişkileri gerçekten çözüme kavuşturmak yerine bunları dilsel cambazlıklarla baştan savmak değil titizlikle bir çelişki tasarlamak, gerçeğin somut incelenmesi yoluyla bunların gerçek çözümünü elde etmektir. Diyalektiğin özü çelişkidir. Düşünme kültürünü edinmek çelişkiden kaçmak değil, çelişkinin gerilimine dayanmayı, çelişkiyi çözmekteki başarısızlık karşısında histeriye kapılmamayı ve öfkelenmemeyi öğrenmek demektir.
Marksist felsefi düşünceyi değişik yönleriyle analiz eden ve geliştiren İlyenkov’un kitabında; diyalektik materyalizm, psikoloji, biyolojik ve toplumsal etkiler, bilgi kuramı, zihin felsefesi, çocuk gelişimi, eğitim kuramı ve düşünme yöntemi konularındaki makaleler bütünlük içinde sunuluyor ve düşünce dünyamıza önemli katkılarda bulunuyor.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.