Haziran İsyanı’nın 10. yıldönümünde Hatay Armutlu’da Halkevleri, Kaldıraç, TİP ve TÖP ortak eylem yaptı
Haziran İsyanı’nın 10. yıldönümünde Ahmet Atakan’ın katledildiği Hatay Armutlu’da Halkevleri, Kaldıraç, Türkiye İşçi Partisi ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nin çağrısıyla eylem yapıldı.
Eylemde “Karanlık gider, Gezi kalır! Ma rıhna nehna hon!” yazılı pankart ve Haziran İsyanı’nda katledilenlerin resimleri taşındı.
Basın açıklamasında konuşma yapan Hatay Halkevi yöneticisi Eylem Mansuroğlu, “Sayımızın azlığına, düşmanın çokluğuna bakmadan, bıkmadan, usanmadan mücadele edeceğiz. Gericilerden, faşistlerden, katillerden, halk düşmanlarından hesap soracağız” dedi.
Basın açıklamasını Aylin Açıkgöz okudu. Açıkgöz, “Hayallerimizdeki ülkeyi kurana dek, Gezi’nin izinde sürecek mücadelemiz” ifadelerini kullandı.
Yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
Sevgili yoldaşlar, dostlar, Hataylılar ve değerli basın mensupları,
Bugün burada, ülkemizin en onurlu direnişlerinden Gezi Direnişi’nin 10. yıldönümünde, direnişi anmak ve mücadeleyi büyütmek için bir araya geldik. Milyonlarca insan sokaklara dökülerek, günlerce nöbet tutarak özgürlük ve adalet için bütün baskılara, zorbalıklara rağmen büyük bir cesaretle direndiler. Gençler, işçiler, öğrenciler, sanatçılar ve halkın her kesiminden insan Taksim’den önce bir ağaç için sonrasında haklarımız ve hayatlarımız için ülkemizin her yerine yayıldı Gezi. O günlerden bugünlere taşınan mücadeleyi devam ettirmek, daha da büyütmek ve hakkımız olanı almak için buradayız.
Bugün, Gezi Direnişi’nin yıldönümünde, hala adaletin sağlanmadığı bir Türkiye’de yaşıyoruz. 10 yıl geçmesine rağmen, Gezi Direnişi’nin talepleri hala yerine getirilmedi. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, bağımsız yargı ve demokratik katılım gibi temel haklarımızı korumak için hala mücadele etmek zorundayız.
Gezi Direnişi’nin ruhu, bu topraklarda yaşayan her bireyin kalbinde hâlâ yaşıyor.
Emeklerimizin sömürüldüğü, açlık sınırının altında bir ücretle yaşamak zorunda bırakıldığımız, kadınların/ çocukların/ LGBTİ’lerin istismar edilip katledildiği, ormanlarımızın denizlerimizin rantlara açıldığı, adalet kavramının içinin boşaltıldığı bir Türkiye’de yaşamaya devam ediyoruz.
Birçok kurumun içi liyakatsizliklerle doldurulmuş durumda. Bu durumun acısını 6 Şubat’ta gerçekleşen ve Türkiye’de 11 ili etkileyen depremle büyük bir acı içerisinde bedelini ödeyerek gördük. Halka çadırların dağıtılmak yerine satıldığı, ilk 3 gün bir siren sesi dahi duyamadığımız, kurtarmak için değil yıkıp ihale etmek için kepçelerin gönderildiği, yetmezmiş gibi hakaretlere maruz kalığımız günlere geldik.
İnatla gitmedik, buradayız ve gitmiyoruz.
Gezinin ruhuyla, direngenliğiyle, mücadelesiyle bu sokakları Armutlu’yu Hatay’ı saray rejiminin topraksızlaştırma ve insansızlaştırma politikalarına izin vermeyeceğiz.
Hepimizin hayal ettiği adaletli, özgür, bağımsız, yeşilinin rant edilmediği, kadınların öldürülmediği, topraklarımızın sömürülmediği, emeklerimizin hiç edilmediği bir ülkede yaşamaktır.
Hayallerimizdeki ülkeyi kurana dek, Gezi’nin izinde sürecek mücadelemiz!
Bu hayal Ali İsmail’in hayali idi, Abdullah Cömert’in hayali idi, Ahmet Atakan’ın hayali idi, biz gezide direnenlerin de hayali bu. Hayal ettiğimiz bu ülkeyi direndiğimiz Armutlu sokaklarından yine haykırıyoruz. Ahmet Atakan ile Abdullah Cömert’in katledildiği bu sokaklardan yine haykırıyoruz. Bizleri depremde ölüme terk ettiğiniz Armutlu sokaklarından yine haykırıyoruz. Eşit, özgür, emek ve adaletten yana bir ülke istiyoruz. Bu ülkeyi de bizler kuracağız. İktidarınıza, hırsızlıklarınıza, şiddetinize, bölücülüğünüze, baskılarınıza inat gerçekleştireceğiz. Gezide de talebimiz buydu bugün burada yine talebimiz bu.
Gezi mücadelesi bizlere direnen halkın mirasıdır. Ali İsmail Korkmaz’ın mirasıdır, Abdullah Cömert’in mirasıdır, Ahmet Atakan’ın mirasıdır. Tüm Gezi şehitlerimizin mirasıdır.
Saray rejiminin içini boşalttığı hukuk sisteminin adaletsizlikleri bitmiyor ve her geçen gün daha da artıyor. Gezi tutukluları hala cezaevlerinde, özgürlüklerinden mahrum bırakılmış durumdalar. Oysa gezi tutsakları eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi talebinde bulunmuşlardır. Gezinin şehri Antakya’dan milletvekili seçilen gezi tutsağı Avukat Can Atalay için tahliye talebinde bulunulduğu halde halen tahliyesi gerçekleştirilmemiştir. Milletvekili Av. Can Atalay’ın tutsaklığına derhal son verilmelidir. AKP iktidarı beraat etmelerine rağmen tekrar tekrar dava açıp fikirlerine pelesenk vurabileceğini sanıyor. Yanılıyorlar. Gezi, halkın onurlu mücadelesinin omurgasıdır. Pusulamızdır baskılayamazsınız, tutuklayamazsınız.
Hayallerimizdeki ülkeyi kurana dek, Gezi’nin izinde sürecek mücadelemiz!
14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri iktidarın kazanımı değildir. İktidarın makus kaderinin sonunun geldiğinin göstergesidir. Saray rejimi yıkılırken burada duran ağaçlar, direnen halklar sizi uğurlayacaklar. Bitmedi sürüyor bu kavga.
Hatay’dan Armutlu’dan sesleniyoruzONURLU GEZİ DİRENİŞİMİZ 10 YAŞINDA VE HALA SARAYIN KÂBUSUNDA!
Sendika.Org