Kocaeli Kadın Platformu, bir eylem yaparak Cumhur İttifakı ortağı olan HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi'ne tepki gösterdi. Kadınlar kazanılmış hakları olan 6284'e ve hayatlarına saldırılara karşı durmaya, LGBTİ+'lara karşı nefret suçu işlendiğini, buna marşı mücadeleye devam edeceklerini söyledi
Kocaeli Kadın Platformu’nun çağrısıyla bugün (18 Mayıs) saat 19.00’da Belediye İş hanı önünde bir araya gelenler Cumhur İttifakı ortağı olan HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi’ne tepki gösterdi. Kadınlar kazanılmış haklarına ve hayatlarına saldırılara karşı durmaya devam edeceklerini söylediler. 6284’e saldıran ve LGBTİ+’lara karşı nefret suçu işleyen ittifakın parlamentoda çoğunluk elde ettiği söylenen açıklamada ayrıca İstanbul Yenikapı Marmaray’da intihar eden Kübra Ergin de hatırlatıldı. Açıklamanın sonunda da “AKP iktidarı dönemi başta olmak üzere, kadınlar ve LGBTİ+lar on yıllardır direniyoruz. Kazanılmış haklarımız ve daha fazlası için meydanları, sokakları, geceleri terk etmiyoruz. Dün olduğu gibi bugün de karşılarında biz varız. Bizler, ülkenin kaderini nefesi tükenmiş, adım atmaya mecali kalmamış, nefret dolu bir güruha bırakacak değiliz. Dün de direndik, bugün de direniyoruz, yarın da direnmeye devam edeceğiz, şimdi burada olduğu gibi yine yan yana gelecek, omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz” denildi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
Ülkemiz on yıllardır kadınların kazanımlarına göz diken iktidarların elindeyken ne yazık ki 14 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin ardından kurulan 28. Dönem meclisinde 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddeti Önleme yasasının kaldırılması, zinanın suç olması, karma eğitimin zorunlu olmaması yönünde açıklamaları olan HÜDA PAR ile Yeniden Refah Partisi’nden milletvekillerinin meclise girmesiyle kadın ve LGBTİ+ düşmanı görüş mecliste daha da üstünlük sağladı.
Bu partiler, İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik nefretini seçim kampanyasında da sürdürmüşlerdi, sözleşmenin kökünü kazımak istemişlerdi. 6284 sayılı kadına karşı şiddetin önlenmesi yasasının kaldırılmasını da sürekli olarak gündemde tuttular. Kadınların, eğitim hakkından miras, boşanma, nafaka ve diğer tüm temel haklarına kadar karşı söylemlerini her fırsatta dile getirdiler. Aynı şekilde bunlar, çocuk istismarına af isteyen, çocuklarla cinsel ilişki yaşı belirleyen partiler. Dolayısıyla kadınları ve kız çocuklarını çok zor bir meclis bekliyor, seçim sonuçlarından bağımsız olarak bu zihniyetteki partilerin meclis düzeyinde politika yapıyor olmaları zaten kadınlar açısından başlı başına tehdit olacağını biliyoruz.
Kadınların sosyal ve siyasal hayatta, iş yaşamında görünür olmasını istemeyenler, ev içi şiddetlebir sorunu olmayanlar, şiddete maruz bırakılan yerine faili koruyan, katillere indirimi layık görenler yan yana gelmiş ve karşımızda hizalanmış durumda. 28. Dönem Parlamentosu’nda seçilen 600 milletvekilinin 479’u erkek, 121’i kadın. Geçen döneme göre kadın temsilinin oranı artmış olsa da seçim kampanyasında kadınların yüzlerini karartarak propaganda yürüten partilerle temsilimizin ne kadar mümkün olacağını ön görmek güç değil. Kentimizde ise maalesef 14 vekilden yalnızca biri kadın.
HÜDA-PAR, Cumhur İttifakı’nı desteklediğini açıklamasının hemen ardından kadın ve LGBTİ+ haklarına karşı kısıtlayıcı ve nefret barındıran söylemleriyle ön plana çıktı. Bu parti “bekar kadınları sahiplendirme” yönündeki açıklamalarıyla kadınları hiçe saydığını alenen gösterdi. “Devlet” hayali ve tanımlamasıyla kendi görüşünden olanlar için adil bir yaşam talebini dile getiren HÜDA-PAR bu devletin içerisinde kadınlara ve LGBTİ+’lara yer vermemeyi, onları sapkın ilan etmeyi, birlikteliklere zina gözüyle bakmayı ve suç olarak nitelendirmeyi ve dolayısıyla olabildiğince özgürlük alanını kısıtlamayı amaçlıyor. “Evlenme çağına gelen her erkek ve kadın, evlenme ve aile kurma hakkına sahiptir” deniliyor. Ancak, burada geçen “evlenme çağı”nın hangi çağ olduğunu HÜDA PAR Genel Başkanı’nın açıklamalarından biliyoruz. Katıldığı bir online programda, program sunucusunun “Bazı cemaatlerin çocuk yaşta evliliklere izin vermesi konusunda neler düşünüyorsunuz?” sorusuna HÜDA PAR Genel Başkanı şu yanıtı veriyor: “Kaç yaşında çocuk, neye göre çocuk, kime göre çocuk? Şimdi bazıları 20 yaşındadır ama hâlâ çocuktur, bazısı 15 yaşındadır ama olgundur.” “…ben hukuk fakültesinde okuduğum dönemde kız çocuklarının 15, erkek çocuklarının 16 yaşında kanunen evlenmelerine imkan vardı” diyerek buna ilişkin yasal bir düzenlemenin de olabileceğine işaret ediyor. “Ben hukuk fakültesindeyken de kendisine tecavüz eden kişi ile evlendirilmesi halinde erkeğe ceza verilmezdi. Veya evlilik birliğinin reisi erkekti, kadın çalışmak için kocanın iznini almak zorundaydı…” Bu örnekler gösteriyor ki kadınların mücadelesi ile kazanılmış hakların yürürlükte olmasının tek garantisi yine bizlerin mücadelesinin bu karanlık ittifaklara karşı devam etmesinden geçiyor.
Seçim beyannamesinde yer alan, “18 yaşını doldurmadan evlendiği için kocası cezaevine atılan binlerce kadının ve babasız kalan çocukların mağduriyetleri giderilmeli” şeklindeki öneri de AKP ile uzlaşılan bir başka “mağdur erkek” meselesi olarak yine gündemde. 2016dan beri Meclis gündemine getirilen bu konuya dair dönemin (ve günümüzün) Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Bunlar cinsel istismar suçunu zorla işlemiş olan kişiler değil. Tamamen ailelerin ve küçüğün de rızasıyla yapılmış işler” sözleriyle savunmuştu. Burada esas mağduriyet, kız çocukları için mevcut yasaların etkin ve hızlı bir şekilde uygulanmaması, suç gerçekleştiği anda “aile içinde çözülür” yaklaşımıyla gerekli müdahalenin yapılmaması, devletin suça maruz kalan kız çocukları için gerekli destekleri sağlamaması ile yaratılıyor. Kaldı ki bu durumda 2016 yılında “3 bin ailenin mağduriyetlerinden” bahsediliyorken, bu “mağdur” diye ifade edilen ancak istismar faili nüfusun günümüzde daha da artması ise, ısıtılıp ısıtılıp sunulan bu affın “nasılsa geleceği” düşüncesiyle oluyor. Yani cezasızlık ile istismar teşvik ediliyor. HÜDA PAR’ın beyannamesinde yer alan “Aileyi koruma adına yapılan düzenlemeler inancımız ve örfümüz dikkate alınarak hazırlanmalıdır” önerisi de çocuk yaşta yapılan evliliklerin de bu kapsamada ele alınmasının önerisidir.
Kadınların özgürlüğünü tehdit olarak görenlerin tam karşısında, canımızı koruyan 6284 sayılı kanunu savunmaya devam edeceğiz. 6284 sayılı kanunu yalnızca savunmayacak, aynı zamanda uygulayacak ve bütüncül politikalarla destekleyeceğiz. Kadına yönelik şiddetle etkin bir mücadele dönemi başlayacak. Çünkü bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok. Bir kadın olarak hiçbir zaman özgür hissetmedim” diyerek intihar eden Kübra Ergin için; geleceksizliğe, baskıya ve kadın düşmanlığına mahkum edilen tüm genç kadınlar için, bu rejimin hayatına kastettiği daha nice kadın için hesap soracağız!
Birbirimize söz veriyoruz; bizlerin canıyla pazarlık yapmanıza müsaade etmeyeceğiz. AKP iktidarı dönemi başta olmak üzere, kadınlar ve LGBTİ+lar on yıllardır direniyoruz. Kazanılmış haklarımız ve daha fazlası için meydanları, sokakları, geceleri terk etmiyoruz. Dün olduğu gibi bugün de karşılarında biz varız. Bizler, ülkenin kaderini nefesi tükenmiş, adım atmaya mecali kalmamış, nefret dolu bir güruha bırakacak değiliz. Dün de direndik, bugün de direniyoruz, yarın da direnmeye devam edeceğiz, şimdi burada olduğu gibi yine yan yana gelecek, omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz.
Yaşasın Kadın Dayanışması!
Sendika.Org