Bir ürünün beşikten mezara kadar olan yaşamında çevreye verdiği zarardır. 5 gram altın çıkarmak için sırt çantasına 2 ton yük koyarsınız. Ayrıca yan cepte siyanür de vardır
Burada sözünü edeceğimiz ekolojik sırt çantası yüzde yüz doğal ve organik ürünlerden yapılan, az gelişmiş ülkelerde düşük ücretle üretilmeyen ve yapım sürecinde çocuk işçi kullanılmayan, tüketim yerine gitmek için kilometrelerce yol katetmeyen ve geri dönüşümü kolay olan sırt çantası değildir.
Örneğin 50 gramlık bir cep telefonunun arkasında bıraktığı, yani üretimden tüketime kadar kullandığı hammadde, enerji, sömürülen emek miktarıdır ya da bir kilo bakır elde etmek için doğadan çıkarılan ve bırakılan toprak, artık miktarıdır.
Her üretim ve tüketim eyleminin çarpan katsayısıdır.
Örneklerle açıklamaya çalışalım.
1992 yılında Rio’da Dünya Zirvesi’nde Birleşmiş Milletler, Gündem 21 adında bir sözleşmeyi kabul eder ve 27 kadar ilke içerir. Acil işlere dikkat çektiği gibi gelecek yüzyılda dünyanın başına gelebilecek tehlikeler konusunda uyarır. Sürdürülebilir kalkınma, kalkınma hakkı, çevrenin korunması, gelişmekte olan ülkelerin kalkınması, vatandaşların ve özellikle kadınların kalkınmaya katılması gibi konuları ele alır. Yerel yönetimlere önemli görevler vermeye çalışır. Ayrıca sürdürülebilir kalkınma için de doğal kaynak tüketiminin azaltılmasını önerir. Doğal kaynakların tüketilmesinde etkinlik de sağlayarak herkese hakkaniyetli bir yaşam düzeyi sağlamayı amaçlar.
Doğal kaynak kullanımının azaltılması konusunda Almanya’da Wuppertal Enstitüsü’nden E.U.Von Werzsacher çarpan 4 formülünü kullanır. Buna göre doğal kaynaklar, enerji kullanımını 4 kat azaltarak yaşam düzeyini iyileştirebilir ve çevreye olan baskıyı azaltabiliriz. Buna eko-etkinlik adı da verilir, yani az kaynakla daha fazla verim sağlama.
Aynı Enstitüden F.S.Bleck ise 4 kat yerine 10 kat azaltılmasını önerir. Nüfusun yüzde 20’sinin kaynakların yüzde 80’ini kullandığı bir dünyada, özellikle gelişmiş ülkeler kaynakları 10 kata daha az kullanmalıdır. Aksi takdirde gelişmekte olan ülkelere pek kaynak kalmayınca kalkınma çabaları da boşa gider. F.S.Bleck aynı zamanda “Ekolojik sırt çantasının” yaratıcısıdır. Üretilen ton ürün başına kullanılan ton kaynak hesabıyla ilgilidir.
Kimi zaman insan etkinlikleri, kimi zaman zengin ülkeler, kimi zaman Kuzey’in zengin ülkeleri denilerek kapitalist sistemin adını vermeyerek yapılan araştırmalarda bu sistemin doğaya, çevreye verdiği zararları ölçmek için değişik tanımlar kullanılmaktadır: Ekolojik iz, karbon izi, çevreci pasif, ürün yaşam döngüsü, yükleme kapasitesi gibi. Her birinin ölçütleri farklı olduğu gibi varsayımları da farklıdır ama özünde doğaya verilen zararı gözler önüne sermeye çalışır ve dolayısıyla küresel ısınma ile olan bağlantısını da ele alırlar.
Toplumsal etkileri yeterince dikkate almazlar. Gelir dağılımına, satın alma gücüne verebileceği etkiler ikinci düzlemde ele alınır.
En fazla kirleten zengin ülkelerdir ama verdikleri zarardan az etkilenirler ve zararları yoksul ülkelere yollarlar. Çevresel fakirlik tuzağıdır bu. Ağır sırt çantasını hep onlar taşır. Bu sistem çevresel düzenlemeleri rekabete sokar, dağıtır, bozar.
Bir şişe portakal suyunu içtiğinizde elinizde şişe kalır ve eğer ayrı bir yere koymayıp çöpe atarsanız belirli bir hammaddeyi da kaybetmiş olursunuz. Doğadaki çöplüğü de doldurursunuz. Ama portakal suyu ve şişesinin sizin elinize kadar gelmesi sırasında ne kadar doğal kaynak, enerji kullanıldığı, emeğin katkısının ne olduğunu düşünmezsiniz. İşte bunlar ekolojik sırt çantasının içindedir ve göremezsiniz.
Bir gömleği yüzde 100 organik pamuk ile üretebilir ama üretimde kullanılan elektrik kömürden üretilir ve kömür elde etmek için ormanlar yok edilirse sırt çantasının yükünü artırırsınız.
Buz dağının görünmeyen kısmıdır.
Kuzey ülkelerinin Güney’e taşıdığı çantadır.
Kapitalist sistemin doğada ve toplumlarda yarattığı felaketlerle doldurduğu çantadır.
Sırt çantasını ürün, üretim, tüketim ya da geri dönüşüm temelinde de ele alabilirsiniz. Hangi ürünün sırt çantası daha dolgun diye bakabilirsiniz. Üretimde ne kullanılıyor, ne kadarı ithal ediliyor, ne kadar çöp yaratıyor diye ele alabilirsiniz. Tüketici davranışıyla ölçebilir ve sırt çantasına bakarsınız. Tükettiğinin ne kadarı geri dönüşebilir ya da ne kadarını geri dönüştürme olanağına sahip diye bakabilirsiniz.
Bir ürünün beşikten mezara kadar olan yaşamında çevreye verdiği zarardır.
5 gram altın çıkarmak için sırt çantasına 2 ton yük koyarsınız. Ayrıca yan cepte siyanür de vardır.
Bir bilgisayar ile 1-3 ton yük taşırsınız.
Kâğıt çöpü yakmak, çöplüğe atmak ya da toplayıp geri dönüştürmek sırt çantasını ağırlaştırır ya da hafifletir, karbon izini değiştirir.
Çöplükte üreteceğiniz biyogaz toplu taşımda kullanılırsa doğa ve toplum için daha kârlı ve ekonomik olur. Sırt çantasının yükünü azaltır.
Üretiminde 7-10 bin ton su kullanan ve satış noktasına gelinceye kadar 65 bin km yol kateden kot pantolonunu sırt çantanıza koymazsanız doğaya iyilik edersiniz, yoksa küreselleşmeye katkıda bulunursunuz.
Ekolojik sırt çantasının ölçütü ise MIPS’tir, yani Material Input Per Unit of Services, yani Birim Hizmet Başına Girdi Miktarı. İçinde yenilenmeyen kaynaklar (fosil enerji), yenilenebilir kaynaklar (biyokütle), toprak hareketleri (maden) ve taşınması (erozyon), su ve hava tüketimi, kirliliği, kimyasallar bulunur. Kimi zaman insanları da yerinden ederek (maden ocağı gibi) toplumsal sonuçlara da neden olursunuz.
Tabii ki ilk yapılacak olan hayli yüklü bu çantaya neden olan kapitalist sistemi değiştirmektir.
Üretimden tüketime kadar doğaya ve topluma verilen zararı aza indirmek için dayanışma içinde üretim ve tüketim yapılmalıdır.
Öncelikle piyasadan alacağı kârı ve kısa vadeyi gözeten, spekülasyonla tarımdan sanayiye ürünlerin fiyatıyla oynayan, borsa oyunlarıyla ekonomileri sarsan sistemi değiştirip üreten de biz yöneten de biz olacağız ve gereksinmelerimize göre payımızı alacağız. Sırt çantasından kurtulacağız ya da yeni sırt çantasını birlik, dayanışma ve doğa ve insan sevgisiyle dolduracağız.
Örneğin çamaşır makinesi almak yerine ortak çamaşırhanelerde yıkamak doğaya verilen zararı azaltır. Doğayı siyanürle mahvedip çıkarılan altının yüzde 80’i mücevher için kullanılır. Mücevherden vazgeçebiliriz.
Atılır çocuk bezi almak ya da üretmek yerine yıkanır çocuk bezi kullanabiliriz.
Üretim sistemine baskı yaparak kullan-at ya da tek kullanımlık nesnelerin üretilmesini yasaklayabiliriz. Yeniden kullanım, ikinci el ile ürünlerin ömrünü uzatabiliriz.
PVC, alüminyum yerine ahşap kullanabiliriz.
Plastik yerine keten kullanabiliriz. Geri dönüşümü olan ürünlerle üretim yapabilmeliyiz.
Geri dönüşüme önem vermeliyiz.
Organik tarıma geçerek zehirli tarım ilaçlarında kurtulabiliriz.
Doğaya ne kadar az zarar verirsek virüslerin çoğalmasını da önleyebiliriz. Sırt çantası sağlıklı yaşayanların sırtında koruyucu olur, yükü azaltır.
Sırt çantasından kurtulmak, ağırlığını azaltmak ya da doğa ve insan sevgisiyle dolu bir imece çantasıyla dolaşıp mutluluğu paylaşıp yaşayabiliriz.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.