Deprem sonrası Akkuyu Nükleer Santrali’nin güvenliği – Reporterre

“Çok şanslıydık ama bu kez yıkıcı olmasa da Akkuyu gelecek için tehlike arz etmekte. Saydamlık konusunda büyük bir eksiklik bulunmakta. Burası bir Rus bölgesi ve içeri giremiyoruz. Yarın başka bir deprem olursa ve yakıtlar reaktörlere verilmiş olursa bu bir felaket olacaktır ve bu da tümüyle öngörülebilir”

Deprem sonrası Akkuyu Nükleer Santrali’nin güvenliği – Reporterre

Türkiye ve Suriye’yi harabeye çeviren depremden sonra, Rus yetkililer deprem bölgesine yakın nükleer santralin zarar görmediğini açıkladılar. Bu enerjiye karşı çıkanlar ise yönetimin saydam olup olmadığını sorguluyor.

Türkiye sallandı ve gözler Akkuyu’ya çevrildi. Burası Rus şirketi Rosatom’un dört adet VVER-1200 tipi reaktörü inşa ettiği ilk nükleer santral. Bu santral, 6 Şubat’ta sabah saatlerinde Richter ölçeğinde 7,8 şiddetinde gerçekleşen depremin merkez üssünün 240 kilometre ötesinde, Akdeniz kıyısında bulunuyor. Deprem sonucunda 40.000’den fazla kişi yaşamını yitirdi, yüzbinlercesi de yaralandı. Ayrıca Türkiye’nin güneydoğusunda ve Suriye’nin kuzeyinde büyük bir yıkım yaşandı.

Neyse ki nükleer alanda etkiler sınırlı oldu. Rosatom şirketi yetkilisi Anastasia Zoteeva, “Burada 3 ölçeğinde sarsıntılar hissettik. Ama uzmanlarımız binalarda, vinçlerde ve donanımlarda hiçbir hasar olmadığını açıkladılar” dedi ve “İnşaat ve yerleşim yerleriyle ilgili işlemlerin güvenlik içinde yürütülmesini sağlamak amacıyla geniş tanı önlemleri yürütüyoruz” diye ekledi.

İnşaatta henüz yakıt yok

Dört reaktör için çalışmalar devam ediyor (1. bölüm 2018’den beri inşaat halinde, 2. bölüm 2020’den beri). İlk bağlantı 2023 yılında gerçekleşecek ve 1. reaktörün binası ve çift kuşatıcı duvar hazır halde.

Nükleer adanın tümü (reaktör binası, yakıt binası, yayılan yakıtın depolandığı havuz) ek denetim gerektiriyor. Ama alan henüz hiçbir nükleer madde içermiyor.

Radyoinceleme ve Nükleer Güvenlik Enstitüsü müdür yardımcısı ve nükleer yerleşim ve sistemlerin güvenliği konusunda uzman Karine Hervou’ya göre “yeni yakıt yakında santrale gelecek”. İnşaatta gecikmeler yaşanıyor ve Hervou, “santral inşaatı sona yaklaşmış olsa da çalışma denemeleri henüz öngörülmedi” diyor. “Reaktörün ya da reaktörlerin hizmete girmesinden önce olası kaçakları ortaya çıkarmayı sağlayacak sistemlerin hidrolik denemelerini işletmeci yapmak zorunda” diye de ekliyor.

Türkiye deprem haritasına göre, Akkuyu 5. derecede deprem riskine sahip bölgede bulunuyor. Santral projesi henüz ilk gelişme aşamasında iken, 1980 yılından itibaren Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’na yardımcı olmak için ekip gönderir. Yazılan rapor açık şekilde Akkuyu santralinin Türkiye’de deprem kartının en ez tehlikeli olan bölgesinde bulunduğunu öne sürer ve rapor daha sonra da olası bir yaklaşımla güncellenir.

Deniz altı fayları

Bununla birlikte, 2011 yılında Rus-Türk anlaşmasının imzalanmasından sonra, Akdeniz kenarında inşa edilecek santrale karşı sesler yükselmeye başlar. nükleersiz.org projesinde eşgüdümcü olan ve Türkiye’de nükleer soruların eleştirel gözlemcisi olan Pınar Demircan “Akkuyu-Ecemiş fayının 25 km ötesinde yer almakla kalmayıp, Kıbrıs’ı Akkuyu’ya bağlayan deniz altı deprem fayında da yer almaktadır” diyor.

Bağımsız araştırmacılar inşaatı yakından izliyorlar ve güvenliğiyle ilgili ne kadar saydamlık olduğu konusunda endişeliler. “Çok şanslıydık ama bu kez yıkıcı olmasa da Akkuyu gelecek için tehlike arz etmekte. Saydamlık konusunda büyük bir eksiklik bulunmakta. Burası bir Rus bölgesi ve içeri giremiyoruz. Yarın başka bir deprem olursa ve yakıtlar reaktörlere verilmiş olursa bu bir felaket olacaktır ve bu da tümüyle öngörülebilir.”

Rosatom’un açıklamalarına göre proje Richter ölçeğinde 9 şiddetinde olacak bir depreme dayanacak şekilde geliştirildi. Deprem etkinlikleri sürekli olarak santral bölgesinde iki deprem istasyonu ve 40 km’lik bir çevrede yerleştirilmiş olan 12 istasyonla gözetim altında. Veriler Kandilli Rasathanesi’ne ve Deprem Araştırma Enstitüsü’ne aktarılıyor. Bölgenin değişkenlerini belirtmek ve doğrulamak için deprem etkinliği sürekli olarak çözümleniyor.

Kuşatılmış Rus adası

4 adet VVER-1200 reaktörü Rus sanayiinin tüm dünyada inşa ettiği 25 reaktörün içinde yer alıyor. Rosatom’un özelliği santrallerini Yap-Sahiplen-İşlet (build-own-operate denilen) modeline göre kurmasıdır. Nükleer santral ve alanı a priori kuşatılmış bir Rus adası olur ve Türk yetkililerinin burada fazla sözü geçmez. Planlar, teknoloji, işçiler ve mühendisler hep Rustur.

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu incelemeler yapmak için tabii ki yetkiye sahip. Diğer yönden, 2010 yılında imzalanan antlaşma tümüyle Rusya tarafından finanse ediliyor. Rosatom geliştirme, inşaat, bakım, işletme ve santralin sökülmesinden sorumlu Akkuyu Nükleer JSC’nin çoğunluk hissesine sahip. Aynı şekilde, sözleşme yakıt sağlama ve radyoaktif çubukları geri almayı öngörüyor. Hizmete girince ve tam kapasite çalışınca Akkuyu Türkiye’nin elektrik gereksinmesinin %10’nu karşılayacak.

Gaz ve petrolde kesinti

Nükleer, şiddetli ölçüde zarar görmediyse de kimi enerji altyapıları zarar gördü. Doğal kaynaklar ve Enerji Bakanı Fatih Dönmez’e göre depremin ana bölgesi olan Maraş’ta elektrik ve gaz dağıtım kanalları ve hatları zarar gördü.

Kimi olası kaçaklar için önlem almak amacıyla, Suriye-Kürt bölgesinden gelen petrol boruları askıya alındı (Kürt bölgesi Türkiye üzerinden günde yaklaşık 450.000 varil petrol ihraç ediyor) ve borular ciddi bir şekilde teftiş edildikten sonra devreye girecekler.

Öncesinde, Botaş doğalgaz sevkiyatının Antep, Hatay ve Maraş’ta ve diğer kimi bölgelerde görülen zararlar nedeniyle kesildiğini açıkladı. Aynı şekilde, Akdeniz’de İskenderun limanı devrilen devasa konteynerlerin görüntüsünü bize sundu.

13 Şubat 2023

[Reporterre.net sitesindeki Fransızcasından İsmail Kılınç tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]

Sendika.Org'u destekle

Okurlarından başka destekçisi yoktur