CHP, sosyal ağlarda iletişimde bant daraltılması kararını yargıya taşıdı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı hakkında suç duyurusunda bulunan CHP’nin şikayet dilekçesinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu şüpheli sıfatıyla yer aldı
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ile T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı hakkında sosyal ağlarda iletişimde bant daraltılması kararı hakkında suç duyurusunda bulundu.
CHP’nin avukatının verdiği şikayet dilekçesinde T.C. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nda Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu şüpheli sıfatıyla yer aldı.
CHP adına verilen dilekçede söz konusu bant daraltılmasının iktidara yönelen tepkinin görünmez kırılması için yapıldığına dikkat çekildi. Enkaz altındaki yüzlerce yurttaşların dışarı ile olan temasının kesildiğine de dikkat çekilen dilekçede şu ifadeler yer aldı:
“İçerisinde bulunduğumuz olağanüstü durumlarda iletişimin kısıtlanması bir kenara etkin ve yaygın bir şekilde kullanımı için devletin tüm makam ve mekanizmalarının seferber edilmesi gerekirken bu durumun aksine sorumlu kurumlarca hareket edilmiş ve akabinde deprem mağdurlarının kamu hizmetlerinden yararlanma hakkı engellenmiştir. Bu durumun, can kaybına neden olduğu, kişilerin sağlık durumunun kötüleşmesine sebebiyet verdiği süreç bir bütün olarak düşünüldüğünde illiyet bağı kurmaya müsaittir.”
Bant daraltılmasının Tayyip Erdoğan’ın deprem bölgesinde bulunduğu zaman dilimine denk getirildiğine de dikkat çekilen dilekçede, “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile ona bağlı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından halkın iletişim ve haberleşme gereksinimi diğer tüm kurumlardan daha fazla bilinmekte ve bu süreçte haberleşme özgürlüğün en etkin şekilde kullanılması için tüm tedbirler alınmak zorundadır. Buna karşın dezenformasyonun engellenmesi bahanesiyle tedbir adı altında daraltma gibi art niyetli engeller siyasi mahiyette olup bu durumun mağduriyet içindeki halka izahı mümkün değildir. Deprem felaketinin durumu düşünüldüğünde bu fiiller ayrıca suç teşkil etmektedir” ifadeleri yer aldı.
Sendika.Org