“Öfkemiz çok büyük ve bunun üstüne cumhurbaşkanının ‘not ediyoruz’ söylemiyle karşılaştık. 6 Şubat ile neyimiz kaldı kaybedecek? Artık biz korkmuyoruz. Ben buradaki meslektaşlarımın da burayı izleyen yurttaşların da korkmadığını biliyorum. Asıl biz not ediyoruz. Bize reva görülen ölümü, yapılmayan denetimleri, gelmeyen yardımları not ediyoruz”
Hukukçuların İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde sürdürdüğü Adalet Nöbeti’nin bu seferki gündemi depremdi. “Acımızı paylaşmak, dayanışmayı güçlendirmek, sorumluları yargıya götüreceğimizi ilan etmek için buluşuyoruz” diyen avukatlar saat 12.00’de Çağlayan Adliyesi önünde buluştu.
Nöbette TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Esin Köymen, İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz, Ankara Barosu Başkanı Av. Mustafa Köroğlu, ÇHD İstanbul Şube Başkanı Av. Çiğdem Akbulut, Demokrasi İçin Hukukçular adına Av. Devrim Avcı, ÖHD İstanbul Şube Eş Başkanı Av. Esra Bilen, Katılımcı Avukatlar adına Av. Ahmet Çoban, Hatay’da depremde yaşamını yitiren Av. Hatice Can’ın oğlu ve İstanbul Barosu üyesi Av. Eren Can, Avukat Dayanışması adına Stajyer Avukat Fırat Al konuşmalar yaptı.
İzmir ve Ankara baro başkanlarının ve İstanbul Barosu eski Başkanı Mehmet Durakoğlu’nun katıldığı açıklamaya İstanbul Barosu’nun mevcut başkanı Av. Filiz Saraç’ın katılmaması dikkat çekti.
Hatay’da depremde yaşamını yitiren Av. Hatice Can’ın oğlu Av. Eren Can, 5 gün boyunca tanık oldukları sorumsuzluk ve ihmalleri anlattı ve yaşananların hesabının sorulacağını söyledi.
15 yaşında bir kız çocuğundan ses aldık. Ona ulaşıldı, su verildi, üzerinde beton bir blok vardı. Ama bir hilti bulunamadı. Gözümüzün önünde insanlar can verdi. Onların ölümüne tanıklık ettik. Depremin ardından ikinci, üçüncü, dördüncü gün, günler ardı ardına geçti. Ama hiçbir profesyonel arama kurtarma faaliyeti yapılamadan, yalnız bırakılarak orada kaderimize terk edildik.
Deprem bölgesinde yaşadığımız en büyük problemlerden biri iletişim konusuydu. Telefonlar çekmiyordu. Oraya getirmek istediğimiz kepçeler, vinçler, iş makinaları, arama kurtarma ekipleri enkazları bulamıyordu. Biz orada ne yaşadık? Cumhurbaşkanının Antakya’ya geldiği gün Twitter’da bant daraltması yapıldı. Biz yanı gün Twitter’da vinç çağrısı yapıyorduk, bir de bununla (bant daraltma) karşılaştık. Bu şekilde de arama kurtarma çabalarımız sekteye uğratıldı.
Bugün hala Antakya’da, Defne’de, Samandağ’da insanlar en basit bir çadıra dahi erişemedi. Siyasal iktidar tüm kadrolarıyla bir zafiyet içinde. Deprem doğanın bir olgusu. Çözümü ve alınacak tedbirler belliyken 20 yıldır bu önlemler alınmadı. Hem orada hem İstanbul’da rant için dolgu alanları imara açılıp gökdelenler dikilirken, halk için depreme karşı rantı odaklamayan bir kentsel dönüşüm asla konuşulmadı.
Öfkemiz çok büyük ve bunun üstüne cumhurbaşkanının “not ediyoruz” söylemiyle karşılaştık. 6 Şubat ile neyimiz kaldı kaybedecek? Artık biz korkmuyoruz. Ben buradaki meslektaşlarımın da burayı izleyen yurttaşların da korkmadığını biliyorum. Asıl biz not ediyoruz. Bize reva görülen ölümü, yapılmayan denetimleri, gelmeyen yardımları not ediyoruz.
Ve söz veriyoruz. Ben buradan kendi kaybettiğim anneme babama söz veriyorum. Komşularımıza, Antakya halkına, Hatay halkına, depremde hayatını kaybeden bütün yurttaşların yakınlarına söz veriyoruz. Bu katliam hesapsız kalmayacak. İhmalleri olanların hepsinden hesap sorulması için elimizden geleni yapacağız. Hesapsız bırakmayacağız.
Hatay’da depremde yaşamını yitiren Av. Hatice Can’ın oğlu Av. Eren Can, 5 gün boyunca tanık oldukları sorumsuzluk ve ihmalleri anlattı: “Acımızın üstüne bir de ‘not ediyoruz’ diyorlar. Asıl biz not ediyoruz. Söz veriyoruz. Yaşananların hesabını soracağız.” pic.twitter.com/gebs4D9LqV
— sendika.org (@sendika_org) February 23, 2023
Sendika.Org