Suriye Dışişleri Bakanı, “Türk tarafıyla yapılacak herhangi bir görüşme, Suriye'nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi, işgalin sona erdirilmesi ve teröre desteğin durdurulmasına bağlı” açıklaması ile seçim öncesi Esad’la görüşmek isteyen Erdoğan’ın önüne yerine getiremeyeceği bir ön şart koydu
Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, Şam’da ağırladığı İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile düzenlediği basın toplantısında, “İşgal kaldırılmadan Türkiye ile ilişkilerin yeniden normalleştirilmesinden söz etmek mümkün değil” dedi.
Ankara ile ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda Suriye Dışişleri Bakanı Mikdad, şu ifadeleri kullandı:
Türk tarafıyla yapılacak herhangi bir görüşme, Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi, işgalin sona erdirilmesi ve teröre desteğin durdurulmasına bağlı. Cumhurbaşkanı Esad ile Türk liderliği arasındaki görüşmeden önce anlaşmazlıkların nedenlerinin ortadan kaldırılması şart. Daha üst düzey toplantılar yapmak için uygun ortamın yaratılması gerekiyor. İşgal kaldırılmadan Türkiye ile ilişkilerin yeniden normalleştirilmesinden söz etmek mümkün değil. 2011’den bu yana tüm hamlelerimizde Türkiye ile ilişkilerimizi bozan terörü bitirmenin peşindeyiz.
Böylece, 28 Aralık’ta Moskova’da gerçekleşen Rusya-Suriye-Türkiye savunma bakanları toplantısının önce dışişleri bakanları ardından da devlet başkanları görüşmeleri ile süreceği yönündeki beklentiler boşa çıktı.
Erdoğan’ın açıklaması boşa düştü
Erdoğan savunma bakanlarının görüşmesinin ardından 5 Ocak’ta yaptığı açıklamalarda “Rusya-Türkiye-Suriye olarak bir süreç başlattık. Dışişleri bakanlarımızı bir araya getirecek daha sonra gelişmelere göre liderler olarak bir araya geleceğiz” demişti.
Suriye tarafının normalleşme konusunda Erdoğan’a güvenmediği, bunu bir seçim süreci taktiği olarak gördüğü ancak Rusya’nın baskısı altında bir müzakere sürecine razı edildiği biliniyordu. Hatta TSK ve güdümündeki cihatçıların kontrolü altındaki bölgelerde ticari yol ve kapıların açılması için atılan kimi adımlar bu sürecin sahada da karşılığı olduğu yönünde bir izlenim uyandırmıştı.
Ancak Suriye tarafı, İran’ın da kendi ağırlığını yeniden hissettirmesi ile Türk askerinin Suriye topraklarından çekilmesi ve cihatçılara sunulan desteğin kesilmesi yönündeki ön şartlarını yeniden yüksek sesle dillendirmeye başladı.
“Suriye Milli Ordusu” adı altında bir araya getirilen on binlerce cihatçının doğrudan Türkiye tarafından maaş aldığı, Türkiye’nin de “terör örgütleri” listesinde yer alan Heyet-i Tahrir’uş Şam örgütünün TSK koruması altında Türkiye sınırında bir İslam emirliği kurduğu, TSK’nin çekilmesi halinde kitlesel bir göç dalgasının yeniden Türkiye sınırlarına dayanacağı koşullarda kısa vadede bir çekilme planı uygulanabilir değil.
AKP iktidarı tarafından karşılanması neredeyse imkânsız olan bu ön şart, Erdoğan’ın seçim öncesinde Esad’la görüşüp Suriyeli mülteciler başta olmak üzere Suriye sorununda bir çözüm bulunduğunu propaganda etme planlarını suya düşürmüş görünüyor.
Sendika.Org