Sınıf savaşı bilançosu: Kasım ayında 127, 2022 yılının ilk on bir ayında en az 1658 işçi iş cinayetinde yaşamını yitirdi
12 Aralık 2022 13:22
İSİG Meclisi’nin kasım ayına ait iş cinayetleri raporuna göre kasım ayında 127, 2022 yılının ilk on bir ayında (334 günde) en az 1658 işçi hayatını kaybetti

İSİG Meclisi, kasım ayına ait iş cinayetleri raporu yayımladı. Rapora göre iş cinayetlerinde kasım ayında 127, 2022 yılının ilk on bir ayında (334 günde) en az 1658 işçi hayatını kaybetti.
Günde en az 5 işçi…
Raporda kayda geçen verilerin dahi günde en az 5 işçi ölümüne tekabül ettiği vurgulanırken sonradan öğrenilen vakaların da olduğu, kendilerine ulaşmayan bilgilerin de olduğu veya meslek hastalıklarından yaşamını yitirenlerin tespitinin zorluğundan kaynaklı bu sayının daha da yüksek olduğu ifade edildi.
Çiftçilerin proleterleşmesine iş cinayetleri raporlarından bakış
İSİG Meclisi, kendi hesabına çalışan esnaf çiftçi ölümlerini de raporlarına dahil ettiklerini ama bu sayıda düşüş yaşandığı ifade etti. Bu düşüşün esnaf ve çiftçiflerin ücretliler ordusuna katılımındaki artıştan kaynaklandığı yorumu yapıldı.
MESEM’ler çocukları öldürüyor
- Bu yılın ilk on bir ayında 61 çocuk işçi hayatını kaybetmiş durumda. Dikkat çeken iki husus var. Birincisi “14 yaş ve altında çalışırken ölen çocukların sayısı arttı.” İkinci olarak ölümlerin merkezinde her yıl olduğu gibi tarım yer alırken “MESEM projeleriyle gündeme gelen stajyer/çırak ölümlerinde de artış” gözüküyor. Diğer yandan EYT tartışmalarının gündemde olduğu bir süreçte 51 yaş ve üzerinde 435 emekçi ölümünü kaydetmiş olduğumuz gerçeğinin altını çizmek istiyoruz.
Kadın işçi ölümleri saklanıyor
- SGK iş kazası istatistiklerinde kadın işçi ölümleri toplam ölümlerin yüzde 2’sidir. Oysa biz kısıtlı olanaklarımızla 3-4 kat daha fazla kadın işçi ölümü tespit ediyoruz. Bu ölümler esas olarak tarımda yoğunlaştığı (sigortasız olduğu) için kayda alınmıyor. Diğer yandan bildirimler yoluyla da birçok kadın işçi ölümünü kaydediyoruz. Buradan “kadın işçi ölümlerinin saklandığı, basına yansımadığı” sonucuna ulaşabiliriz.
Raporda öne çıkan diğer kısımlar şöyle:
- İş cinayetlerinin yoğunlaştığı üç işkolu bulunuyor. “Güvencesiz çalışma”nın hakim olduğu inşaat, tarım ve taşımacılık. Uzun çalışma saatleri, yoğun çalışma, sigortasız çalışma ve her türlü kuralsızlığın hakim olduğu bu işkollarında sendikal örgütlenme yok gibi ya da zayıf ve belli mesleklerde öbekleniyor. Bu yıl moto kurye ölümleri de bu nedenlerden dolayı ölümlerin arttığı bir meslek olarak raporlarımızda öne çıkıyor. Şu ana kadar 50 moto kurye iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Diğer yandan sanayi işkollarındaki ölümler ilk dört sırada olmasa da sanayinin çok farklı işkollarında (maden, metal, enerji, tekstil, kimya, gıda vd.) olduğu gerçeğinin altını çizmek gerekiyor. Aslında bu işkollarının toplamını aldığımızda “sektörel olarak en fazla ölüm sanayide” meydana geliyor.
- “İş cinayetlerinin bir numaralı nedeni trafik, servis kazaları. Ancak bu ölümler iş cinayeti olarak değil trafik kazası olarak görülüyor.” Oysa tır, kamyon, otobüs, servis minibüsü, taksi şoförleri uzun çalışma saatlerinde ve neredeyse dönüşümsüz çalışmaktalar. Diğer yandan araçların yeterli bakımı yapılmıyor ve eski araçlar kullanılıyor, yol aydınlatması veya düzenlemelerinde sorunlar var vb. Şoför ölümleri bir iş cinayetidir, yine servislerde birçok işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmektedir. Ayrıca trafik kazaları birçok yurttaşında ölümüne neden olduğu için bir halk sağlığı sorunudur.
- Sayısı giderek artan göçmen işçilerin iş cinayeti sonucu ölümleri de artıyor. Bu yıl 84 göçmen işçi hayatını kaybetti. Bu işçilerin yüzde 67’si ise Suriyeli ve Afganistanlı. Bu durum Türkiye’de “göçmen işçiliğin mültecilik temelinde hayata geçtiği” gerçeğini ortaya koyuyor. Göçmen işçi ölümlerinin bir kısmında kimlik bilgilerine bile ulaşamıyoruz. Yine birçok göçmen işçinin kayıtsız oldukları için iş cinayetlerinin saklandığını da unutmamak gerekli.
- İş cinayetlerinde ölen işçilerin 89’u sendikalı (Bu işçilerin 42’si Bartın Amasra’daki maden patlamasında hayatını kaybetti). Bir yandan tüm iş cinayetlerinde ölen işçilerin yüzde 5’i sendikalıdır tespitiyle “sendikalı olmak iş cinayetlerini önler” diyebiliriz. Diğer yandan Amasra örneğini de değerlendirince “sadece sendikalı olmak yetmez örgütlü de olmak gerekir” demek lazım. Zira iş cinayetlerini işçi örgütlülüğü, denetimi önler; sendikaya üye olmak ve toplu sözleşme imzalamak, Soma’da olduğu gibi Amasra’da da bu örgütlülüğün ve denetimin hayata geçirilmediğini göstermiştir.
- İş cinayetleri esas olarak sanayileşmiş büyükşehirlerde yoğunlaşıyor. Diğer yandan tarımsal bölgelere ve her şehirdeki inşaat faaliyetlerine dikkat çekmek gerekiyor. Yine Anadolu şehirlerinin neredeyse tamamına yayılan “OSGB gerçekliği” var. On bir ayda iş cinayeti tespit edemediğimiz tek şehir ise Bitlis.

Sendika.Org