Madenlerde, şantiyelerde, işyerlerinde yaşamayı ve yaşatmayı öncelik bilmiş, gerekli teknik bilgi birikimi ile sorumluluk sahibi olan ve her kaza sonrasına patronlar yerine de günah keçisi ilan edilen maden mühendislerinin geçim mücadelesi işçilerden farklı değil. Maden mühendisleri de geçinemiyor, ay sonunu getiremiyor, düşük ücretlerle yaşayamıyor
Birçok maden ocağının girişinde “Yeraltından çıkartılan en önemli cevher madencidir”, yine birçok şantiyenin girişinde ise “emek en kutsal değerdir” yazar. İki cümlenin de odak noktası insan ve emek. Fakat maden emekçileri ve mühendisleri ne insanca yaşayabiliyor ne de emeğinin karşılığını alabiliyor. Mevcut ekonominin en büyük planı plansızlık. Toplumun her kesiminin tek gündem maddesi geçim sıkıntısı. Ocak ayında yapılacak asgari ücret zammından heyecan duyulmayan, aksine asgari ücrete yapılacak artış ile birlikte diğer tüm ürünlere gelecek zamdan kaygılanılan bir ortamda insanlar çalışma ortamının sağlığını ve güvenliğini, yaptığı mesleğin onurunu tartışmaktan çok kirasını ödeyebilme, ay sonunu getirebilme yani geçinebilme düşüncesini önceliği haline getirmiş durumda.
Her yıl açlık sınırının altında asgari ücreti reva gören AKP iktidarının, bu yıl belirleyeceği ücret ile de “geçinemiyoruz” diyen kitleleri oyalamaktan başka bir şey yapmayacağı su götürmez bir gerçek. Bu şartlar altında ne emek en kutsal değer oluyor ne de “insanca” yaşamak mümkün oluyor. Yaşamak ve insanca yaşamak arasındaki fark tam olarak patronların insafına bırakıldığında anlaşılıyor.
Madenlerde, şantiyelerde, işyerlerinde yaşamayı ve yaşatmayı öncelik bilmiş, gerekli teknik bilgi birikimi ile sorumluluk sahibi olan ve her kaza sonrasına patronlar yerine de günah keçisi ilan edilen maden mühendislerinin geçim mücadelesi işçilerden farklı değil. Maden mühendisleri de geçinemiyor, ay sonunu getiremiyor, düşük ücretlerle yaşayamıyor.
İktidar sahipleri neoliberal politikalarla madenleri özelleştirip sermayedarlara, yandaşlara peşkeş çekerken yakalarının renginden bağımsız tüm emekçilerin sömürülmesine izin veriyor. Bu sömürü ve sınıflar ayrılığı o kadar çok belirginleşti ki, madencilik şirketlerinin varlıkları son 5 yılda 3 katına çıkarken ücretlerimiz yerinde saydı. Bu nedenle, emeğimizin karşılığını, hakkımızı almak ve insanca yaşamak için birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Örgütlülük ve taleplerimizi hep bir ağızdan haykırma ihtiyacı daha da görünür hale geldi. #Geçinemiyoruz, biz mühendisler için de artık bir serzeniş olmaktan çıkıp bir isyan ve direniş haline bürünmüştür.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası yıllardır, maden mühendislerinin düşük ücretlerle çalıştırılmalarının önüne geçmek için Maden Mühendisleri Asgari Ücret Tarifesi belirleyerek bunun takipçisi oluyor. Oda bu yıl da “Vazgeçmiyoruz, Oda Asgari Ücret Tarifesi Uygulansın” diyerek 25 Kasım-20 Aralık 2022 tarihlerini kapsayan bir imza kampanyası başlattı.
Başta maden mühendisleri olmak üzere tüm mühendisleri, mimarları, şehir plancılarını ve emekten yana yurttaşlarımızı imza kampanyamızı desteklemeye çağırıyorum.
İmza Kampanyası https://www.maden.org.tr/genel/anket_ozel.php?anket_kod=25
Necdet Yalçınkaya
Maden Mühendisi
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.