Süreç, iyi örgütlenmemiş salt basın açıklamaları ve mitingle geçiştirmemelidir. Geç de olsa 17 Aralık miting eylemini tüm emekçi tabanı içine alacak şekilde örgütlemeliyiz
Bugün ülkede uygulanan neoliberal kapitalist ekonomi politikaları sonucu başta kamu emekçileri olmak üzere emekliler, dar gelirliler ve işsizler sefalet ortamında, açlıkla karşı karşıya yaşamaktadırlar. Tabir yerinde ise emekçiler ve emekliler için hayat, ‘bıçak kemiğe dayanmış’ durumundadır. Bir önceki yılın bütçesinde olduğu gibi 2023 bütçesinin aslan payı yine sermayenin ihtiyaçları, rantiyeye, savunma ve güvenliğe, kur korumalı mevduat ödemelerine, vergi harcamalarına ve gizli ödenek harcamaları gibi harcamalara ayrılacaktır. Sağlık, eğitim gibi alanlara ayrılacak bütçe ise TÜİK’in yıllık enflasyon verisi olan yüzde 85,51 bile baz alındığında ayrılan bütçenin niteliği açığa çıkacaktır. Kaldı ki, bağımsız araştırma kurumu ENAG’a göre Ekim ayı itibariyle 2022 yıllık enflasyonu yüzde 185,34’tür.
Özellikle son iki yılda sermaye kârlılık oranını yüzde 400-500 düzeyinde artırmıştır.
Emekçiler, emekliler, dar gelirliler yani emekçi ve yoksul halk kesimleri ise aynı oranda yoksullaşmıştır.
Emekçiler, işçiler ve toplumun tüm yoksul kesimlerine dayatılan açlık sınırındaki yoksulluk yetmezmiş gibi konuşmanın, fikir beyan etmenin bile suç sayıldığı koşulları yaşıyoruz. İfade özgürlüğünün bile suç kapsamına alındığı, metropol kentlerde adeta güvenlik yok algısı yaratıldığı, Kürtlere karşı baskının artırıldığı, sınır ötesi savaş çığırtkanlığının yeniden gündem yapıldığı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Gününde kadınların kolluk görevlilerince şiddete uğradığı ve ters kelepçelenerek göz altına alındığı, hayvan barınaklarının toplama kaplarından farksız hale getirildiği, devletin güvencesindeki hayvanlara Konya’da olduğu gibi işkence yapıldığı, kürekle kafalarına vurularak öldürüldüğü, farklı inanç gruplarının izole edilip yok sayıldığı, LGBTİ+ bireylere neredeyse yaşam hakkı tanınmadığı, ülkedeki göçmenlerin sefalet içinde yaşadığı, doğanın rant uğruna katledilmesinin normalleştiği, madenlerin ölüm çukuruna dönüştüğü bir dönemdeyiz.
Sınıf örgütü olan konfederasyonumuz KESK, tarihsel misyonundan taviz vermeyerek, yoksulluğa, baskılara, güvencesizliğe ve güvenlikli olmayan hayata karşı sorumluluğunu yerine getirmekten asla geri durmamalıdır. Kurumsallaşan faşizm sürecine karşı fiili ve meşru mücadele hattında gereken tavrı koyabilmelidir. Süreç, iyi örgütlenmemiş salt basın açıklamaları ve mitingle geçiştirmemelidir. Geç de olsa 17 Aralık miting eylemini tüm emekçi tabanı içine alacak şekilde örgütlemeliyiz. 17 Aralık mitingini emek ve demokrasi güçleri olan DİSK-TMMOB-TTB ve barolar ile birlikte niçin gerçekleştiremiyoruz? Bunun sebepleri açıklanmalı ve tüm emek ve meslek örgütlerinin mitinge katılımı için gerekli çalışmalar yapılmalıdır. 17 Aralık mitingine hazırlık olarak tüm illerde kitlesel basın açıklamaları ve serbest kürsü eylemleri yapılmalıdır. Yerel ve ulusal basın en etkili şekilde kullanılmalıdır. 17 Aralık mitingi 2023 bütçe görüşmeleri sonuçlanmadan en geniş tabanlı iş bırakma/grev eylemiyle sürdürülebilmelidir. Kapitalizmin saldırıları ülkemizde de emek düşmanlığını en üst aşamaya getirdiği mevcut koşullarda KESK, Türkiye işçi sınıfının tüm paydaş örgütlerine genel grev, genel direniş çağrısı yapmalıdır. Kamu emekçileri mücadele tarihimiz bu anlamda bizlere yeterince güç ve veri sunmaktadır
Yaşasın işçilerin, emekçilerin örgütlü gücü ve mücadelesi!
Yaşasın genel genel grev, genel direniş!
Yaşasın KESK!
Sendikal Değişim Platformu
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.