İstanbul Üniversitesi Dayanışması, İHD İstanbul Şubede bir araya gelerek faşist saldırılara ilişkin açıklama yaptı
İstanbul Üniversitesi Dayanışması, bugün (8 Aralık) saat 12.00’de İHD İstanbul Şubede bir araya gelerek faşist saldırılara ilişkin açıklama yaptı.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
Yoksulluğun, işsizliğin ve savaşın toplumda yarattığı tahribat gittikçe artıyor. Bunları yaratan sistemin faşist saldırıları artarak sürüyor. Sistem, bekasını korumak adına halka dönük saldırılarını tırmandıyor. Özgür, bilimsel, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü, demokratik ve anadilde eğitim hakkını savunan; cinsel kimliği/yönelimi, inanç ve ulusal kimliğinden dolayı kimsenin hedef alınmadığı bir üniversite isteyen devrimci, demokrat ve yurtsever öğrenciler sistematik olarak bu saldırı politikalarıyla karşı karşıya bırakılıyor. Bu politikaların sonucu olarak;
3 Kasım günü İÜ Edebiyat Fakültesi öğrencisi 4 arkadaşımız sabah saatlerinde derse giriş esnasında faşist çeteler tarafından saldırıya uğradı. Aynı günün öğle saatlerinde 7 arkadaşımız 30-40 kişilik grup tarafından, oturdukları kafe ablukaya alınarak şiddet, tehdit ve tacizlere maruz kaldı. Bu olayda bir arkadaşımız yaralanırken, bir kadın arkadaşımız tecavüzle tehdit edildi. Abluka esnasında herhangi bir müdahalede bulunmayan polisler, dayanışmaya gelen arkadaşlarımızı engellediler. Görevlerini yapmadıkları belirtilince, “Sabah saat 10’dan bu yana buradayız.” diyen polisler, linç sürecini izlemeye geldiklerini dolaylı olarak belirtti. Saldırı esnasında polisler tarafından gözaltına alınmış gibi gösterilen şahıslar, on metre ötede serbest bırakıldı.
Devam eden süreçte arkadaşlarımıza yönelik sözlü taciz ve saldırılar okul içinde ve dışında sürdürüldü. Ancak fiziki saldırılar 3 Kasım günüyle sınırlı kalmadı.
24 Kasım günü, 6 arkadaşımız okulun gayet işlek bir yerinde, İletişim Fakültesinde 25 kişilik çete grubu tarafından saldırıya uğrarken atıl kalan ve sadece izleme noktasında tavır gösteren polis, ögb ve çevik kuvvet, arkadaşlarımızı, okulda bir arada gündelik öğrenci faaliyetlerini yerine getirirken yakın takibe, ablukalara maruz bırakarak adeta okuldan tecrit etmek istemektedir.
İki aydır okulda bulunan onlarca polis, çetelerin arkadaşlarımıza linç girişiminde bulunacağı anlarda ortadan kaybolmaktadır. Bu linç saldırısını gerçekleştiren çete üyeleri ise saldırının hemen ardından İletişim Fakültesi önünde sözde zafer fotoğrafları çekebilmektedir.Bu saldırı sonrası rektörlüğe dilekçe vermek isteyen arkadaşlarımız polis ablukasına alınarak engellenmek istenmiş; yoğun ısrarlar sonrası rektörlüğe dilekçe verebilmiştir. Saldırı görüntüleri ve saldırı sonrası çekilen fotoğraflar sosyal medyada paylaşılırken, okulun her tarafı genelgelerle, güvenlik adı altında kameralarla kuşatılmışken, rektörlük tarafından ismi soyismi belirtilen çete üyelerinin bir kısmının bulunamadığına dair bir dönüş yapılmıştır. Dilekçelerin işleme alınıp alınmadığına dairse herhangi bir bilgi verilmiştir.
Geldiğimiz aşamada faşist çeteler sadece devrimci, demokrat ve yurtsever öğrencilere değil, kendi ideolojilerini benimsemeyen bütün öğrencilere saldırmaktadır. Bugüne kadar yaşadığımız saldırıların veya hedeflenen bu saldırı sürecininin sorumlusu üniversitemizi, kampüslerimizi kışlaya çevirmek isteyen devlet ve kayyum rektör ile kampüslerimizi işgal eden polis-ÖGB ve faşist çetelerdir.
Beyazıt, tarihi itibari ile pek çok demokratik ve devrimci mücadeleye sahne olmuştur. Tarihten gelen bu sorumluluk ile mücadelemize devam edecek, üniversitelerimizi faşist çetelere teslim etmeyeceğiz.
Biz savunduklarımızı savunmaya, dayanışmamızı büyütmeye devam edeceğiz. Bu saldırı sürecinde gerçekleşen faşist-polis-ÖGB işbirliğine karşı; tüm kamuoyunu ses çıkarmaya, dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.
Bizler biliyoruz ki gücümüz, dayanışmamız ve birlikteliğimizdedir!
Yaşasın Öğrenci Dayanışması!
Sendika.Org