İstanbul Üniversitesi öğrenci kulüp ve toplulukları “Cinsel Tacizi Önleme Birimi” kurulmasını talep ediyor. 25 öğrenci topluluğu, “Cinsel Tacizi Önleme Birimi” kurulması talebiyle ortak bir açıklama yayımladı
İstanbul Üniversitesi öğrenci kulüp ve toplulukları, iktidara yakınlığıyla bilinen ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde görevli Prof. Dr. Bülent Arı’nın bir meslektaşını taciz ettiğinin anlaşılmasının ardından, okullarında “Cinsel Tacizi Önleme Birimi” kurulması talebi için bir araya geldi. 25 öğrenci kulübü, “Cinsel Tacizi Önleme Birimi” kurulması talebiyle ortak bir açıklama yayımladı.
Merhaba arkadaşlar, üniversitemizde CİTÖB isteyen kulüplerle birlikte bugün hem bireysel hem de kulüplerimiz adına dilekçelerimizi rektörlüğe sunduk. Tüm sıra arkadaşlarımızın dilekçe vermesi talebimizi görünür kılacaktır. Bu sebeple herkesi rektörlüğe dilekçe vermeye çağırıyoruz pic.twitter.com/FONKAtKllf
— iücitöbistiyor (@iucitobistiyor) December 19, 2022
Öğrenci kulüp ve topluluklarının yayımladığı açıklamanın tamamı ise şöyle:
Geçtiğimiz günlerde medyaya düşen İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğretim görevlisi olan Bülent Arı’nın Kocaeli Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan bir kadın akademisyeni taciz haberi sonrasında üniversite bünyesinde bulunan kulüplerle birlikte bir Cinsel Tacizi ve Saldırıyı Önleme Birimi kurulması için ortak bir bildiri yayınladık.
Bu konuda hızlıca harekete geçmemizin en temel sebebi her birimizin zamanının çoğunu içinde geçirdiği kampüsümüzün güvenli hale gelmesi için gerekli çalışmaların yapılmasını hızlandırmak ve yaşadığımız tüm problemlerde neler yapmamız gerektiği konusundaki belirsizliğimizin meşru kanallar tarafından giderilmesi isteğimizdir. Sadece duyduğumuz bu tür haberlerin fazlalığını bile gözeterek aslında durumun acilliğinin farkındayız. Başta kadınlar olmak üzere üniversitemizdeki tüm arkadaşlarımızın bu tür kaygılar taşıyarak okula gelmesine razı değiliz. Hiçbir arkadaşımızın da buna razı gelmeyeceğini biliyoruz. Bunu biliyoruz çünkü süreci başlattıktan sonra gelen destekleyici tepkilerden ve katılımcı kulüplerin sayısının artışından bunu anlayabiliyoruz.
Bu konuya dair katlanarak artan bu ilginin askıda kalmaması adına taleplerimizi ve daha fazlasını netleştirmek üzere bildiriyi yayınladıktan 2 hafta sonra başta bildirinin imzacısı olan kulüpler olmak üzere imzacı olmayan kulüplerle de görüşüp bir toplantı aldık. Bu toplantının esas gündemi CİTÖB talebimiz doğrultusunda birlikte neler yapabileceğimizi ve süreci nasıl ilerleteceğimizi konuşmaktı. 25’e yakın kulüp-topluluk temsilcisinin katıldığı toplantıya CİTÖB’e dair kafadaki soru işaretlerini gidermek adına CİTÖB nedir, amaçları nelerdir, neden gereklidir, bünyesinde kimler bulunur ve süreçler nasıl işler gibi sorular etrafında kısa bir anlatı sunduk. Ardından 2 haftalık süreçte Kadın Çalışmaları Komisyonu olarak akademisyenlerden tutalım da okulun Kadın Araştırmaları ve Uygulama Merkezi’ne kadar görüşmelerimizden çıkan sonuçları aktarıp üzerine konuştuk ve katılan temsilcilerle talebimizin karşılık bulması için hangi yol ve yöntemleri seçeceğimize ilişkin fikirler üzerine tartıştık. İçerik ve tartışmalar bakımından zengin ve besleyici bir toplantı yaşandığını rahatlıkla belirtebiliriz. Gördük ki öğrenciler güvenli kampüs talebine dair fikirlerini açıklayabileceği ve meraklarını giderebileceği alanlara ihtiyaç duymaktadır.
Ayrıca bu tartışmalardan çıkardığımız sonuçlardan en önemlisi ise her bir kulübün bu konuya dair özel sorumluluk almasının elzem olduğuydu. Kampüs içindeki güven ortamının yeniden yaratılabilmesi, tüm fikir ve taleplerimizin gerçekleşebilmesindeki yolun birlikte ve emin adımlarla hareket etmekten geçtiğine hepimiz hemfikirdik. Birlikte sorumluluğu paylaşarak meşru her kanala ulaşmak için birkaç karar aldık. İlk olarak İÜ Eğitim-Sen Kadın Meclisi’nin üniversitemizde yapacağı ‘Üniversitede Cinsel Taciz ve Şiddetin Önlenmesi İçin Kurumsallaşma: Deneyim Paylaşımı ve Planlama Atölyesi’ne birlikte katılmaya karar verdik. Aldığımız diğer bir karar ise bir dilekçe metni hazırlayıp bu dilekçeyi rektörlüğe vermek oldu. Bu etkinlik sonrasında katılımcılarla birlikte, dilekçelerimizi rektörlüğe vererek dilekçe kampanyamızın ilk adımını atmış olacağız. Yine aynı hafta içinde katılımcı tüm kulüplerle ortak bir gün belirleyip o gün her bir sıra arkadaşımızın dilekçe vermesi yönünde çağrıda bulunacağız. Ayrıca süreci birlikte ilerletmek, devamında daha sağlıklı bir iletişim kurmak ve takibini yapmak adına katılımcı kulüplerle bir Whatsapp grubu oluşturduk.
Biz bir araya gelen kulüp-topluluklar olarak en başta kendi bulunduğumuz kampüsten başlayarak hayatın her alanında taciz, şiddet vb. gibi olaylarının karşısında duracak ve önlemlerin alınması için somut adımların atılması yönünde ısrarcı olacağız. Yaşadığımız alanların herkes için güvenli hale getirilmesi ve bunun güvencesinin bizlere verilmesini istiyoruz. Çünkü bizler biliyoruz ki; her taciz veya şiddet haberini duymuyoruz ve çoğu sıra arkadaşımız yaşadığı bu gibi olaylarla tek başına mücadele etmeye mecbur bırakılıyor. Özellikle gündelik hayatın içinde normalleştirilmeye çalışılan ve basit görünse bile özünde rahatsız edici tacizin ve ısrarlı takip gibi olayların karşısındayız. Böyle olayların her zaman takipçisi olacağız ve bu yolda birlikte yürüyeceğimize dair birbirimize olan destek ve dayanışma, talebimiz karşılık bulana dek sürecektir.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Bölümü’nde görevli Prof. Dr. Bülent Arı, Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde görevli bir kadın akademisyenin odasını basıp, “Benim olacaksın, benimle evleneceksin, yoksa seni işsiz bırakırım” diyerek tehdit etmişti.
Olayın ardından Bülent Arı hakkında soruşturma başlatılmıştı.
Sendika.Org