Sendikalaşan Koç Üniversitesi Hastanesi işçilerinin işten çıkartılmasına karşı eylem çağrısı: “Angaryayı kabul etmemek tutanak gerekçesi olabiliyor”

İstanbul Topkapı’daki Koç Üniversitesi Hastanesi’nde taşeron olarak çalışırken sendikalı oldukları için çıkartılan işçiler, günlerdir baskı, mobbing ve işten atılma tehditleri ile karşı karşıya olduklarını aktardı. Dev Sağlık İş, hastane önüne eylem çağrısı yaptı

Sendikalaşan Koç Üniversitesi Hastanesi işçilerinin işten çıkartılmasına karşı eylem çağrısı: “Angaryayı kabul etmemek tutanak gerekçesi olabiliyor”

Koç Üniversitesi Hastanesi’nde işçiler Dev Sağlık İş üyesi oldukları için işten atıldı. İşçiler direniş kararı alarak tüm emek örgütleri ve kamuoyuna destek çağrısı yaptı. “Sendikal haklarımız ve işimiz için eylemdeyiz” diyen Dev Sağlık İş, yarın (17 Kasım Perşembe) saat 12.30’da Topkapı’da bulunan hastanenin önünde eylem çağrısı yaptı.

Koç Üniversitesi Hastanesi’nde işten çıkartılan bir işçi çalışma koşullarının her geçen gün zorlaştığını, mobbing, iş kazası, taciz ve iş yükünün sürekli ağırlaştırıldığını Sendika.Org’a anlattı.

Koç Holding, 2022 yılının ilk çeyreğinde piyasa beklentilerinin hafif üzerinde 6 milyar 713 milyon TL net dönem kârı elde etti. Holding, geçen yılın aynı dönemine göre kârını yüzde 218 oranında artırdı.

Koç Üniversitesi Hastanesi yine de küçülme bahanesiyle işçileri işten çıkarttı. Sendika.Org’a konuşan işten çıkartılan temizlik görevlisi “Çalışmakta olduğunuz bölümün kadro fazlalığı nedeniyle…” diye anlattı.

Konuştuğumuz işçinin anlattığına göre, işçiler taşeron çalışmanın tüm güvencesizliklerinden payını alıyor:

  • Angarya dayatması
  • Kadrolu çalışanlarla neredeyse yüzde yüze varan ücret farkı
  • Yoğun mesaiye rağmen gece farkının ödenmemesi

Ne yaşandı?

Koç Hastanesi’nde Euroserve şirketi aracılığıyla çalışan 500’e yakın taşeron işçi var; iş tanımları portör ve temizlik hizmetleri.

Geçtiğimiz yıl Ocak ayında temizlik ve portör hizmetleri için Koç Hastanesi’nin anlaştığı NWG taşeron şirketiyle hastanenin sözleşmesi bitmişti, ardından hastane Euroserve şirketiyle bu hizmetler için sözleşti. Fakat yeni anlaşmayla birlikte kıdem tazminatımızdan ücret zammımıza kadar birçok hakkımız da gasp edildi. En az 50 arkadaşımız işten toplu istifa etti.

Hastanede birçok arkadaş hem kadro hem de çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi talebiyle sendikalı olduk. Çalışma koşullarımızı kamuoyunda duyurmak için haberleştirilmesini sağladık. Ancak hastane yönetiminin karşılığı işten atmak ya da baskıyı arttırmak oldu. Personel eksikliği nedeniyle iş yükümüz her gün artarken arkadaşlarımız kendilerine uygun pozisyon olmadığı gerekçesiyle işten çıkartıldı.

Neden kadro istiyorsunuz?

Kadrolu çalışanla aynı işi yapan taşeron işçi arasında arasındaki ücret farkı oldukça fazla. Yani biz hakkımız olan ücreti alamıyoruz. Hem de taşeron çalıştığımız için daha güvencesiz çalışıyoruz. Daha çok çalışıyoruz, ek mesailerimizle maaşlarımız 6500 7000 bandına anca yükseliyor. Gece mesailerinde gece farkı alamıyoruz. Gıda, giyim, yol yardımımız yok. Kadrolu çalışana hastanede sağlık hizmeti için indirim uygulanırken biz iş başında kaza tıbbı desteğe ihtiyaç duyarken iş yükümüz bahane edilerek acile bile gidemiyoruz, yerimizden kıpırdamamızı istemiyorlar. Acile gitmeye kalksak bile aldığımız hizmeti ödemeye bir aylık maaşımız yetmez. Buna rağmen ücretlerimiz bu kadar düşük.

Çalışma koşullarınız nasıl?

Her birimiz en az 3 kata bakmak zorunda kalıyoruz, toplamda 40 oda demek. Ara dinlememizi kullanamıyoruz, her dakika ayakta ve işe hazır olmamız bekleniyor. Zaten personel eksikliği nedeniyle işi yetiştirmek için de dinlenmeden çalışmamız gerekiyor. İş tanımımız dışında birçok işi yapmamız bekleniyor ama angaryayı kabul etmemek tutanak gerekçesi olabiliyor ve çoğunlukla idari para cezası uygulanarak maaşlarımızda kesinti yapılıyor. Özellikle pandemiyle birlikte iş yükümüz daha da arttı. O dönemde çalışma koşullarının zorluklarına dayanamayıp istifa eden arkadaşlarımızın yerine yeni işçi alımı yapılmadı. İşten atma için de bu koşullara boyun eğmemek yetiyor.

Çantalarımız iş çıkışında güvenlik tarafından aranıyor, her gün hepimize hırsız muamelesi yapıyorlar. Erkek güvenliğe çantasını aratmak istemeyen kadın arkadaşlarımıza bir şey saklıyormuş gibi davranıyorlar. Personel eksikliği nedeniyle işler kitlendiğinde, iş çıkışında bizlere hırsız muamelesi yapıldığında hastane bizi hatırlıyor ama söz konusu kadro talebimiz olduğunda ya da çalışma koşullarımızın düzeltilmesini istediğimizde görünmez oluyoruz.

Hastaneye seslenen işçi son olarak şunları ekledi:

Angaryaya son verilmediği, taşeron çalışmanın devam ettiği, çalışma koşullarımızın düzeltilmediği, koşullarda demokratik haklarımıza başvuracağız.

Sendika.Org’a konuşan çıkartılan bir kadın işçi ise şunları aktardı:

Bir kadın olarak neler yaşıyorsunuz?

Özellikle kadınlar üzerinde müthiş bir angarya yükü var. Erkek şeflerin, yöneticilerin sürekli tepemizde. Kadınlar olarak bir işe “hayır” dediğimizde fiziksel olarak da sözlü olarak da tacize maruz kalıyoruz. Angaryalar kadınların omzuna daha kolay yükenebiliyor. Erkek işçilerin yapmasının garip karşılandığı birçok şeyi biz kadınlar ekstra olarak yapıyoruz.

İlgili haber:

Sendika.Org

Sendika.Org'u destekle

Okurlarından başka destekçisi yoktur