Suriyeli gazeteci Kassargian, Erdoğan yönetimiyle olası bir normalleşme süreci ile ilgili olarak “Suriye, sonuna kadar zaman kazanmak, seçimleri beklemek isteyecektir” diyor ancak Şam’ın dayanma gücünün sınırlı olduğunun altını çiziyor
Tayyip Erdoğan, 20 Kasım’da Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyini hedef alan TSK hava saldırılarının ardından bir kara harekâtının da gündemde olduğu yönündeki açıklamalarını sürdürüyor.
Bugün partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, “en uygun olan vakitte” kara harekâtının da düzenleneceğini söylerken Irak ve Suriye yönetimlerinin bu adımlardan rahatsız olmaması gerektiğini söyledi:
“Hava harekatlarımızı kesintisiz sürdürürken bizim için en uygun olan vakitte karadan da teröristlerin tepesine tepesine bineceğiz. Teröristlerin içine saklanarak kendilerini güvende hissettikleri o beton tünellerin mezarları haline geleceği gün yakındır. Irak ve Suriye yönetimleri Türkiye’nin terörle mücadele kapsamında yaptığı harekatlar ile güvenli hale getirdiği bölgelerden kesinlikle rahatsızlık duymasınlar, tam tersine bizim attığımız bu adımlar Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü de güvence altına alacaktır. Sınırları içindeki diğer devletlerin varlığından, envaiçeşit terör örgütünün faaliyetinden rahatsız olmayanların Türkiye’ye karşı farklı tavır sergilemeleri, kendi halklarıyla yönetimlerinin bağlarını zayıflatmaktan öte anlam taşımaz.”
Ne var ki 20 Kasım gecesi Suriye’nin kuzeyine düzenlenen saldırılarda Kürt askeri güçlerinden çok bölgede konuşlu Suriye askerlerinin kayıp verdiği biliniyor. İlk günkü saldırılarda YPG’nin askeri kayıpları birkaç ile sınırlı kalırken 15 civarında Suriye askeri yaşamını yitirdi. Bu durum, Şam’ın resmî açıklamalarına yansımasa da sahadaki bağımsız kaynaklar birbirini doğrulayan açıklamalarla kayıpları duyurdu.
Şam’daki atmosferi, Suriyeli gazeteci Sarkis Kassargian’a sorduk. Sendika.Org’un sorularını yanıtlayan Kassargian, Şam’ın Türkiye’nin Suriye topraklarındaki askeri müdahalelerini sürdürmesini ve yeni bir kara harekâtına girmesini kesinlikle istemediğini ancak bölgedeki mevcut güç dengelerinin Erdoğan lehine olduğunu belirtiyor.
Erdoğan yönetiminin yeni bir kara harekâtına başlamasını engelleyebilecek ve Şam’a bu konuda destek olabilecek tek gücün Rusya olduğunu belirten Kassargian, “Rusya ‘biz artık bunu durduramıyoruz, sen de karşı koyamazsın, inat etme, gel bu işi halledelim’ diyor” diyerek Rus müzakereci Alexander Lavrentiev’in son açıklamalarına dikkat çekiyor.
Rusya’nın Türkiye’den Suriye’de kapsamlı bir kara harekâtı başlatmaktan kaçınmasını istediğini belirten Lavrentiev, Şam ve Ankara arasında diyalog kurulmasını istedi.
Kassargian, “Lavrentiev, Şam-Ankara arasındaki olası normalleşme görüşmeleri ile ilgili daha önceki açıklamalarında ‘iki taraftan da işaret yok’ diyordu, şimdiki açıklamasından Suriye’den de bir işaret olduğunu anlıyoruz” diyor.
Suriyeli gazeteci, Erdoğan yönetimiyle olası bir normalleşme süreci ile ilgili olarak “Suriye, sonuna kadar zaman kazanmak, seçimleri beklemek isteyecektir” diyor ancak Şam’ın dayanma gücünün sınırlı olduğunun altını çiziyor:
“Ukrayna’da süren savaş nedeniyle, bugünün şartlarında Rusya’nın Türkiye karşısında Şam’ı koruma şartları yok. Kobanê’ye yönelik bir kara operasyonunda TSK yalnızca Kürtlerle değil Suriye ordusuyla da karşı karşıya gelir ancak Suriye hükümeti buna hazır değil.”
Uluslararası ve bölgesel konjonktürün de şu anda Erdoğan için büyük fırsat sunduğunu söyleyen Kassargian, “Arap dünyası Erdoğan’ın kalmasını istiyor. Rusya, İran, Körfez ülkeleri istiyor, Batı da ses çıkarmıyor” diyerek bu durumun Şam’ı baskı altına aldığını belirtiyor.
Sendika.Org