Sarıyerli kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü için Taksim Tünel’de düzenlenecek eyleme çağrı yaptı
Sarıyerli kadınlar, bugün (19 Kasım) saat 15.00’te İDO önünde bir araya gelerek 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü için Taksim Tünel’de düzenlenecek eyleme çağrı yaptı.
Eylemde “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Kadın, yaşam, özgürlük”, “Erkek adalet değil, gerçek adalet!”, Yaşasın kadın dayanışması”, “Kadınlar birlikte, birlikte güçlü” ve “Geceleri de sokakları da meydanları da terk etmiyoruz” sloganları atıldı.
Yapılan konuşmada “Her sene olduğu gibi bu sene de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde erkek şiddetine karşı bir kez daha sokaklardayız. Mirabel Kardeşler’in Dominik’te faşist iktidarla mücadelesini simgeleyen günde; biz de erkek şiddetine, erkek-devlet şiddetine, kapitalizme, faşizme karşı mücadelemizde geri adım atmayacağımızı söylemek için buradayız. Yanı başımızda İranlı kadınlar molla rejimini sallarken, kadın mücadelemiz İran’dan Afganistan’a ve dünyanın dört bir yanında büyürken bizler de mücadeleyi yükseltmek için buradayız. Kadın yoksulluğu gün geçtikçe artarken, kadınlar her gün erkekler tarafından katledilirken, cezaevlerinde tutsak kadınlar işkenceye, tacize uğrarken bizler susmadığımızı, korkmadığımızı ve itaat etmeyeceğimizi bir kez daha yüksek sesle söylemek için buradayız” denilerek şöyle devam edildi:
Bugün buraya çıkmamızın bir nedeni var. Erkek şiddeti, yoksulluk, cezasızlık, erkek-devlet şiddeti her gün kadınları hedef alıyor. AKP-MHP iktidarının memleketi sürüklediği bu ekonomik krizde, kaos ortamında kadınlar en temel ihtiyaçlarına bile erişemiyor. Çoğumuz ya esnek ve güvencesiz şartlarda çalışmak zorunda bırakılıyoruz ya da iş bulamıyoruz. Çocuk, yaşlı bakımı gibi kamusallaşması gereken hizmetler kadınların sırtına yükleniyor ve emeğimiz işte olduğu kadar evde de sömürülmeye devam ediyor.
Erkek şiddeti hayatlarımızın her alanında önümüze çıkıyor. İktidar tarafından desteklenip cesaretlendiriliyor. Şimdi öyle bir ülke düşünün ki; bir tweet yüzünden ev baskınıyla hapse atılabiliyorsunuz ya da gazetecisiniz ve yaptığınız bir haber yüzünden tutuklanabiliyorsunuz ancak bir kadını katledip ya da tecavüz edip elinizi kolunuzu sallayarak dolaşıyorsunuz. Nasıl olur değil mi? Ama oluyor. Ezgi Zerkin’in katili Deniz Özarslan tam 115 gündür yakalanmıyor! Kadınlar, defalarca kez şikâyetçi olmasına, koruma talep etmesine rağmen korunmuyor üstüne üstlük katiller yakalanmıyor. Yakalandığında ne oluyor peki? Ödül gibi cezalar alıyorlar. Pınar Gültekin’in katili Cemal Metin Avcı gibi!
Bunların hiçbiri tesadüf değil biliyoruz! Erkek şiddeti münferit değil biliyoruz! Bizleri makbul kadın olmadığımız için ötekileştirenler, kalıplara sokmaya çalışanlar kadın katillerini her gün cesaretlendirmeye devam ediyor. Fakat bizler haklarımız, hayatlarımız, bedenlerimiz için mücadele etmeye, örgütlenmeye, dayanışmayı büyütmeye devam edeceğiz. Erkekler tarafından aramızdan koparılan bütün kadınlar için isyanımızı büyüteceğiz.
İtaat etmediklerini haykıran kadınlar açıklamada son olarak şunları söyledi:
İtaat etmeyeceğiz, isyanı örgütleyeceğiz ve evet biz kazanacağız. Bizlere yaşam hakkı tanımayanlar gidecek, kadınların önüne barikatlar koyanlar gidecek, katillerimizi aklayanlar gidecek, kadınlar ve kadın mücadelesi kazacak. Sosyalist feminist bir dünyayı kurana kadar isyanımız bitmeyecek! Buradan bir kez daha söylüyoruz: Bir kişi daha eksilmeyeceğiz. Bütün kadınları eşit, özgür, sömürüsüz bir dünya kurmak için Mor Dayanışma ile mücadeleye çağırıyoruz.
Gelin, 25 Kasım saat 19.00’da hep birlikte erkek şiddetine, erkek-devlet şiddetine, cezasızlığa, nefrete, yoksulluğa karşı beraber yürüyelim! Bu düzeni birlikte değiştirelim!
Sendika.Org