Kasım’da Dünya Kupası başkadır

Katar devleti, gol sevincini birbirine sarılarak yaşayacak olan kadın ve erkekleri Allah’a havale etmeyi düşünüyor olabilir ama tribün ve stat çevresinde yaşanacak olası protestolar imaj düzeltme girişiminde bulunan şeriatçı rejimin kendi kalesine gol atmasıyla da sonuçlanabilir. Qatar 2022 boyunca gözümüz sahada, kulağımız tribünde, kalbimiz protestocuların arasında olacak

Kasım’da Dünya Kupası başkadır

Halit Kıvanç’ın anısına

Ortadoğu’da düzenlenecek ilk, 32 takımla oynanacak son Dünya Kupası Pazar günü Katar-Ekvador maçı ile başlayacak. Futbol topunun içine konulacak çipler sayesinde yarı otomatik ofsayt sisteminin de ilk defa kullanılacağı turnuva aynı zamanda Messi ile Ronaldo’nun belki de son kez izlenebileceği Dünya Kupası olacak. Ne var ki Qatar 2022; Lewandowski, Benzema, Mbappe gibi yıldızların performansı ya da şampiyonluk tahminlerinden çok cunta yönetimi altında düzenlenen Argentina 78 gibi politik tartışma ve tepkilerle öne çıkıyor.

Arap sermayesinin Premier Lig’dekiler başta olmak üzere Avrupa kulüplerini satın almasıyla başlayan futbola ilgisi Katar’ın Dünya Kupası organizasyonunu üstlenmesiyle yeni bir boyut kazandı. İnsan hakları alanında sicili bozuk olan şeriat rejiminin imajını düzeltmek için yaptığı bu atraksiyon, bugüne kadar Haziran ayında düzenlenen şampiyonanın, ev sahibi ülkede  yüksek irtifada seyreden yaz sıcakları nedeniyle Kasım ayında yapılacak olmasını, dolayısıyla ulusal liglere ara verilmesini gerektirirken, FIFA’nın aday ülkeler arasından Katar’ı tercih etmesi rüşvet ve yolsuzluk iddialarını doğurdu.

Rusya’nın play-off aşamasında turnuvadan men edilmesi, ABD ile İran’ın 98 Dünya Kupası’ndan sonra yine aynı grupta yer almasıyla politikanın gölgesi turnuvanın üstüne düşmüştü. Ama asıl gürültü proleter nüfusun büyük ölçüde göçmenlerden oluştuğu Katar’da işçilerin kölelik koşullarında çalışması, Dünya Kupasına yetiştirilmeye çalışılan inşaatlarda binlerce işçi cinayetinin yaşandığı iddiaları, evlilik dışı ilişkilerin, LGBTİ+ birlikteliklerinin kırbaç hatta idam cezasına çarptırılması etrafında kopuyor.

İş cinayetleri, protesto dalgasının Avrupa kıyılarına vurmasına yol açan başlıklardan biri. Danimarka Milli Takımı’nın forma sponsoru Hummel, Katar’da stat inşaatlarında ölen binlerce işçi için sadeleştirilmiş formalar tasarladı ve logosunun görünmesini istemediğini açıkladı. Bununla yetinmeyen spor malzemeleri firması Hummel, yas rengini temsil etmek için tamamen siyahtan oluşan üçüncü bir forma da tasarladı. Danimarka’nın antrenman malzemeleri sponsorları da, Katar’ı eleştiren mesajlara yer açmak için logolarını çekecek. Kapitalizmin vahşi yüzü ile marka değerini korumaya çalışan şirketlerin cici yüzü arasındaki derbi maçı fikstürde görünmeyecek ama dileriz kazanan işçi sınıfı olur.

Paris ve Strazburg belediyelerinin maçların yayınına yönelik boykot kararı açıklamasıyla protestoların biçim ve ölçek açısından genişleyeceği anlaşılınca FIFA tam saha prese taktiğine geçerek, Dünya Kupası’na katılacak ülkelerin federasyonlarının bir mektupla dikkatini çekip, siyaset yapmama ve ahlak dersi vermeme uyarısında bulundu. Ancak bu mektup protestocuların defansa çekilmesine yaramadığı gibi tam tersi bir reaksiyon yaratarak 10 ülkenin futbol federasyonunun “İnsan Hakları Evrenseldir” ilkesini FIFA’ya hatırlattığı karşı atağa yol açtı. Yine turnuvaya Avrupa’dan katılacak bazı takımların kaptanlarının gökkuşağı renginde ve “Tek Aşk” yazılı pazubandı takarak topu homofobinin kalesine bırakacağı gelen bilgiler arasında.

Katar’ın, gelen tepkilerin altından kalkabilmek için eski yıldız futbolculardan David Beckham’ı reklam yüzü olarak kullanmak ve La’eeb gibi sevimli bir maskot tasarlamak gibi PR çalışmalarına yöneldiği görülüyor. Taraftarlar için belirli mekan ve saatlerde alkol yasağını kaldıran şeriat rejimi verebileceği kadar taviz vermiş durumda.

Dünya Kupası vesilesiyle başka bir politik eylem de İran’da Stadyumları Açın adıyla faaliyet yürüten bir kadın hakları grubundan geldi. FIFA’ya bir mektupla seslenen İranlı kadınlar kendi ülkelerinde stadyumlara alınmadıkları gibi şu anda devletin kendi halkına karşı işkence ve cinayet suçlarını işlediğini belirterek FIFA tüzüğünün 3. ve 4. maddesinin işletilip İran Milli Takımının Dünya Kupası’ndan şutlanmasını istediler.

1936 Berlin Olimpiyatları’nı propaganda aracı olarak kullanan Hitler’den esinlenerek organizasyonu üstlenen Katar devleti, gol sevincini birbirine sarılarak yaşayacak olan kadın ve erkekleri Allah’a havale etmeyi düşünüyor olabilir ama tribün ve stat çevresinde yaşanacak olası protestolar imaj düzeltme girişiminde bulunan şeriatçı rejimin kendi kalesine gol atmasıyla da sonuçlanabilir. Qatar 2022 boyunca gözümüz sahada, kulağımız tribünde, kalbimiz protestocuların arasında olacak. İyi seyirler…


Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.

Sendika.Org'u destekle

Okurlarından başka destekçisi yoktur