Doğal sit alanı olan Gökçeada’da başlayan otel inşaatının hukuksuz olduğunu belirten Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, ada halkı ile birlikte tüm kurumlar nezdinde hukuki yollara başvurarak mücadeleyi sürdüreceklerini belirterek, “Gökçeada Lagünü otelcilerin değil, kuşların, börtü böceğin yuvasıdır!” dedi
Fotoğraf: Yeşil Gazete/Eylem Aktepe
Çanakkale’deki Gökçeada’da başlayan otel inşaatı ada halkını ve yaşam savunucularını endişelendirmeye devam ediyor.
Doğal ve kültürel sit alanlarıyla çevrili, 83 kuş türünün yuvalama ve beslenme alanı olan Gökçeada Lagünü çevresinde yapılan otel inşaatına tepki gösteren Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği, doğal sit alanlarında otel inşaatı yapılmasının hukuksuz olduğunu belirtti.
Otel inşaatının, eski sit alanları kararlarına ve Sulak Alan Yönetmeliğine aykırı olduğu belirtilen açıklamada “Sulak Alan Yönetmeliği gereğince sulak alanların yönetim planları onaylandıktan sonra mevcut imar planlarının ve Çevre Düzeni Planlarının yönetim planına uygun olarak revize edilmesi gerekmektedir. Ancak ne yazık ki bu kurala uyulmamıştır. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve DKMP’nin izni ile Gökçeada Belediyesi otel için inşaat ruhsatını vermiştir” denildi.
“Ulusal Sulak Alan” olarak ilan edilen Gökçeada Lagünü ilgili 22 Kasım’daki Çanakkale Mahalli Sulak Alan Komisyonu (MASAK) toplantısında Gökçeada Lagünü’ne dair Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği tarafından öne çıkarılan talepler şöyle sıralandı:
- Gökçeada Lagünü Yönetim Planı’nda gösterilen mutlak, hassas, sürdürülebilir ve kontrollü kullanım alanların sınırlarının yetersiz olduğunu, daha fazla arttırılması gerektiğini, çizilen sınırların Sulak Alan Yönetmeliği’nde yer alan kriterlere uymadığını,
- mutlak korumanın yalnız göl ile deniz arasında sınırlı bir alanda değil, lagünün tüm çevresini saracak şekilde, kuşların yuvalama ve yavrulama bölgelerinin tümünü kapsayacak şekilde uygun genişlikte çevrilmesini ve bu alanın tüm çevresinde hassas koruma bölgesinin ve onun da çevresinde sürdürülebilir kullanım alanı belirlenmesini, konut, otel vb. yapılaşmaya izin veren kontrollü kullanım alanı sınırının lagünü etkilemeyecek uzak mesafelere çekilmesini,
- lagüne birkaç km. mesafede Trapezya antik kenti ve başka diğer arkeolojik sit alanları da bulunması ve açık müze özelliği taşıması nedeniyle Lagün ve çevresinin bütünüyle korunmasını,
- inşaatı devam eden otelin, ağırlıklı olarak yeraltı sularından beslenen lagünün su depolama alanında ve tatlı su beslenme alanında kalmakta olması nedeniyle otel inşaatının iptal edilmesini,
- bölgede yeraltı suyunun kıt olması nedeniyle, su kullanımını arttıracak, yeraltı ve yüzey sularını besleyecek kanalları kapatacak yatırımlara izin verilmemesini ve yeraltı suyu kullanımının kısıtlanmasını,
- bölge ile ilgili koruma imar planlarının ve Çevre Düzeni Planlarının STK’larla işbirliği içerisinde hazırlanması ve revize edilmesini talep ettik.
Gökçeada Lagünü’nün korunması için ada halkı ile birlikte tüm kurumlar nezdinde hukuki yollara da başvurarak mücadelenin sürdürüleceği belirtilerek, “Gökçeada Lagünü otelcilerin değil, kuşların, börtü böceğin yuvasıdır!” denildi.
Sendika.Org