“Devlet, şiddetle mücadele gününde uyguladığı şiddeti tescilledi”

Bursa Kadın Platformu, 25 Kasım eylemlerinin engellenmesine karşı eylem yaptı

“Devlet, şiddetle mücadele gününde uyguladığı şiddeti tescilledi”

Bursa Kadın Platformu, bugün (30 Kasım) saat 18.30’da Fomara Meydanı’nda bir araya gelerek 25 Kasım eylemlerinin engellenmesine karşı eylem yaptı.

Açıklamanın tamamı şöyle:

25 Kasım’da dünyanın tümünde kabul edilen Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde AKP yine bütün 25 Kasım açıklamalarına saldırdı. 25 Kasım’da İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da, Amed’de, Van’da ve daha birçok şehirde kadınların erkek-devlet şiddetine karşı sokağa çıktığı, gelecekleri, özgürlükleri için mücadele edeceklerini haykırdıkları günde, önlerine polis barikatları koydu. İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirirken gece yürüyüşlerine yine bu aynı erkek egemen, tekçi, faşist zihniyet, 25 Kasım günü kadınları polis ve devlet şiddeti ile yüz yüze bıraktı. Kadınlar işkence ve taciz ile gözaltına alındı, gözaltı süresince işkenceye/baskıya maruz kaldı. Van’da kadınlara biber gazı sıkıldı, Ağrı’da kadınlar gözaltına alındı.

Devlet, şiddetle mücadele gününde uyguladığı şiddeti tescilledi.

25 Kasım’da bütün dünyada kadınlar hakları için alanlara çıktı. Türkiye’nin de altına imza attığı, kabul ettiği Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü’nde iktidar kadınları hedef aldı. Şırnak’ta 23 kadın işkence ile gözaltına alındı, barış annesi Nebahat İşçi’nin polis şiddeti sonucunda kolu yerinden çıktı. İstanbul’da Taksim’e çıkan bütün yollar polis barikatları ile çevrelendi, bir OHAL rejimi ile karşı karşıya kaldı kadınlar. Devlet, kadına yönelik şiddetle mücadele gününde kendi eliyle kadına şiddet uyguladığını tescilledi. İstanbul’da en az 200 kadın bu saldırılar sonucunda gözaltına alındı, polis Dilbent Türker’in bacağını kırdı. Bu kadınlar, biz şiddet istemiyoruz, savaş istemiyoruz, barış istiyoruz, eşit adil bir ülkede yaşamak istiyoruz dedikleri için polis şiddeti ile yüz yüze kaldı. Gazetecilerin çekim yapmaları engellendi, kadınlara faşizm uygulandı. Bunların onlarca fotoğrafını paylaşabiliriz. Basın emekçileri de oradaydı ve bütün dünya kamuoyu bunu gördü.

İstanbul’da gözaltına alınan Azerbaycan ve İtalyalı iki kadın hakkında sınır dışı kararı verildi. Buna rağmen kadınlar 25 Kasım günü “mücadele ediyoruz, biat etmiyoruz, itaat etmiyoruz, mücadelemiz sonucunda faşist rejimi yerle bir edeceğiz” diyerek sokağa çıkmaktan vazgeçmedi, geri adım atmadı. Ankara’da kadınlar gözaltına alındı, gözaltı süreci tamamen hukuka aykırı bir şekilde yürütüldü, saatlerce su bile verilmeden bekletildiler, akabinde adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bu ülkede kadına şiddet uygulayanlar, ellerini kollarını sallayarak dışarıda gezmeye devam ediyorlar. Bunların da onlarca örneğini paylaşabiliriz.

Yine 25 Kasım haftasında TJA’lı (Tevgera Jinên Azad’lı) kadınlara, yani Kürt kadın hareketine mensup kadınlara yönelik bir operasyon gerçekleşti. Biz bu filmi, bu senaryoyu daha önce çok gördük, çok yaşadık bu ülkede. Her sıkıştığında kadınları, öncelikle kadın mücadelesini hedef haline getiren bir iktidarla karşı karşıyayız. Ayakta durmanın yöntemini bu yolla belirleyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Şu anda onlarca dosya hazırlanabilir. Gizli tanık, açık tanık ve itirafçı beyanları ile kadınlar gözaltına alınabilir. Ama iktidarın esas hedefi faşizm karşısında direnen kadınları sindirmek, mücadelelerini parçalamak ve bölmektir. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar hedef alınıyor. Türkiye’deki bütün kadın mücadelesine yapılan bir saldırıdır. Bu saldırılar, sadece kadın mücadelesine değil, bugün toplumu özgürleştirme iddiasında olan, toplumun öncülüğünü yapan kadınlar nezdinde aslında topluma verilen bir mesajdır. İktidar bütün kadınlara mesaj veriyor; ‘örgütlenmeyin, bir araya gelmeyin, mücadele etmeyin, erkek şiddetini sineye çekin, biat edin” diyor. Kadınların erkeğe ve devlete biat etmesini istiyorlar. Toplum içerisinde kışkırttıkları erkeklerin her gün hedefi haline getiriliyoruz.

Buradan başta kadınlar olmak üzere bütün demokratik kamuoyuna sesleniyoruz. İktidarın bu oyununu bozmak bizim elimizde. Bir araya gelerek, ittifakımızı büyüterek bu iktidarı yerle bir edip yenisini biz kurabiliriz. Bu “terör” diyerek illegalize etme çabalarına hiçbir kadın inanmıyor ama bunun karşısında daha güçlü bir örgütlenmeyi gerçekleştirmek zorundayız. Polis devlet şiddetine karşı, erkek şiddetine karşı, iktidarlara karşı geleceğimizi yineliyoruz. Sadece mücadele etmiyoruz, yeniyi de kurma iddiamız var. Bu iddiamızdan vazgeçmeyeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın, iktidarın da şüphesi olmasın. Korkmaya devam edin, korkun kadınlardan. O kadınlar ki dört duvar arasında direnmeye devam ediyorlar, evlerinin içerisinde mücadeleye devam ediyorlar. Fabrikada, tarlada, sokakta, alanda mücadeleye devam ediyorlar. Sokaklar da, alanlar da, parlamento da gelecek de bizim; geleceği kuranlar da biz olacağız.

Sendika.Org

Sendika.Org'u destekle

Okurlarından başka destekçisi yoktur