“Dün Avcılar’da 25 Kasım Kadına yönelik şiddetle mücadele günü kapsamında bidliri dağıttığımız sırada hukuksuzca 7 kadın hukuksuzca gözaltına alındık. Her 25 Kasım’da 8 Mart’ta yaptığımız gibi dün de bu sokaklarda şiddete karşı yan yana olmaya çağırdık. Türlü türlü keyfi bahanelerle engelemelere karşı bugün yine bu hukuksuzluklara karşı buradayız. Tıpkı dün de gözaltındayken dediğimiz gibi ‘itaat yok isyan var, yaşasın kadın dayanışması’ diyoruz”
25 Kasım Kadın Platformu, Avcılar Kadın Platformu ile birlikte bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında “Omuz omuza isyan ve umutla, birbirimizden aldığımız güçle buradayız!” yazılı pankart açıldı.
Basın metnini Eren Ertin okudu. Açıklamanın tamamı şöyle:
Dün Avcılar’da 25 Kasım Kadına yönelik şiddetle mücadele günü kapsamında bidliri dağıttığımız sırada hukuksuzca 7 kadın hukuksuzca gözaltına alındık. Her 25 Kasım’da 8 Mart’ta yaptığımız gibi dün de bu sokaklarda şiddete karşı yan yana olmaya çağırdık. Türlü türlü keyfi bahanelerle engelemelere karşı bugün yine bu hukuksuzluklara karşı buradayız. Tıpkı dün de gözaltındayken dediğimiz gibi ‘itaat yok isyan var, yaşasın kadın dayanışması’ diyoruz.
İran’dan Türkiye’ye erkek-devlet şiddetine karşı biz kadınlar isyandayız. Bir 25 Kasım’ı daha dünyanın her yerinde büyüyen kadın direnişiyle karşılıyoruz. İsyandayız! Umutluyuz! Özgürlüğümüzde kararlıyız!
Erkek devlet şiddetinin giderek arttığı, kadın düşmanı politikaların ve düzenlemelerin sistematikleştiği bu düzene kadınlar artık yeter diyor. Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen, nafaka hakkımızı gasp etmeye çalışan, kadınların aleyhine yargı paketleri ve kanun düzenlemeleri yapan bu iktidar şiddete maruz kalan her kadından sorumludur. Kadınların kazanımlarına göz diken iktidar erkek şiddetini cesaretlendiriyor. Cezasızlık politikaları ile şiddet uygulayan erkekler ve onları koruyanlar değil ölmemek için öldürmek zorunda kalan kadınlar, kadın mücadelesi verenler tutuklanıyor. Nefret söylemini her gün pekiştiren iktidarın desteğiyle yapılan yürüyüşlerde aileyi korumak adı altında LGBTİ+’lar susturulmaya, yalnızlaştırılmaya çalışılıyor. Hayatımızdaki dinsel baskı her geçen gün artıyor. Kutsal diye övündükleri aileler sömürü ve şiddet yuvası! Bizler o yuvalara mahkum edilmeyi kabul etmiyoruz. Hayatlarımızın da haklarımızın da tek güvencesi biziz. Ne dün ne bugün susmadık, korkmadık, itaat etmedik!
Bugün haklarımızı gasp edenler karşımıza “güçlendirilmiş aile” projesiyle çıkmaktadır. Kadınlara kaç çocuk yapacaklarını söyleyenlere, kadınları aile hizmetinde kariyer yapmaya zorlayanlara sözümüz var. Makbul ailenizin makbul kadınları olmayacağız! Çünkü kadına yönelik erkek şiddeti büyük oranda aile içindeki erkeklerden geliyor. Kadın cinayetlerinde suç mahali en çok o mutlu aile tablolarının çizildiği evler! Çocuk istismarı aile içinde gizleniyor. Kadınların ev içi emeği katmerli sömürülüyor. Kadın düşmanlarının “güçlü aile” diyerek bizim hayatlarımız üzerinden iktidarlarını korumalarına izin vermeyeceğiz.
AKP-MHP iktidarının militarist, milliyetçi, cinsiyetçi savaş ve şiddet politikaları yine en çok biz kadınları etkiliyor. Biat etmeyen kadınlara baş eğdirmeye çalışarak tutuklayanlar, hapishanelerde kadınlara çıplak arama ve cinsel şiddet uyguluyor. Kadın katillerine iyi hal indirimi uygulayanlar, özelleştirilmiş aflarla tecavüzcüleri bırakanlar, onlara biat etmeyen kadınları cezalandırıyor. Semra Güzel’i, Mücella Yapıcı’yı, Şebnem Korur Fincancı’yı ve daha nice yol arkadaşımızı tutuklayanlar bilsin ki; biz kadınlar içeride ve dışarda mücadele etmeye devam edeceğiz. Dayanışmamız duvarları aşacak.
Her geçen gün daha çok yoksullaşıyoruz. Ekonomik krizin giderek derinleştiği bu günlerde biz kadınlar ve LGBTİ+’lar krizin en ağır koşullarını yaşıyoruz. Güvencesiz çalışan, ucuz iş gücü olan, krizde işten ilk çıkarılan, yok sayılan emeğin sahibi biz kadınlar bu gidişata artık yeter diyoruz. Hijyen ürünleri, HPV aşısı, tampon ve pedler kadın sağlığının en temel ihtiyaçlarıyken bizler ücretsiz ulaşamıyoruz. Barınma sorununu, yükselen kiraları, ödeyemediğimiz faturaları, boş market poşetlerini düşünmek istemiyoruz. Eşit, özgür ve insanca bir yaşam için tüm kadınları mücadeleye çağırıyoruz.
Her türlü erkek devlet şiddetine, nefret suçlarına, savaş politikalarına, yoksulluğa dur demek için, hayatlarımız ve haklarımız için BURADAYIZ diye haykırmak için 25 Kasım’da Taksimdeyiz!
Yan yana, omuz omuza, isyan ve umutla, birbirimizden aldığımız güçle buluşalım!: 25 Kasım Cuma 19.00 – Taksim/Tünel – 25 Kasım Kadın Platformu
İlgili haber:
Sendika.Org