Cumartesi Anneleri 912. hafta nöbetinde 12 Eylül 1994’te gözaltına alındıktan sonra haber alınamayan, AİHM kararına rağmen dosyası zamanaşımıyla kapatılan Kenan Bilgin’in akıbetini sordu
Cumartesi Anneleri 912. hafta nöbetinde 20 Eylül’de zamanaşımına uğrayacak olan Musa Anter ve gözaltında kaybedilen Ayten Öztürk davasındaki adaletsizliğe dikkat çekerek “912 haftadır söylüyoruz: Türkiye’de yargı makamları zorla kaybetmenin tanımını, suçun özgün yapısını ve devam eden ihlal niteliği taşıdığını görmezden geliyor. Zamanaşımı hükümleri devreye sokularak dosyalar kapatılıyor” dedi.
Cumartesi Anneleri 912. haftada bir başka gözaltında kaybetme ve zamanaşımıyla dosya kapatma olayını hatırlattı. 12 Eylül 1994’te gözaltına alındıktan sonra haber alınamayan Kenan Bilgin’in dosyası da AİHM kararına rağmen zamanaşımından kapatıldı.
Kenan Bilgin’in akıbetinin açığa çıkartılması ve işlenen bu insanlığa karşı suçun bilinen şüphelileri hakkında etkin soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini talep eden Cumartesi Anneleri, adalet mücadelelerine devam edeceklerini ifade etti.
Cumartesi Anneleri yaptıkları açıklamada süreci şöyle aktarıyor:
Kenan Bilgin, 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara Dikmen’deki bir otobüs durağından gözaltına alınarak Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü.
Ailesi, avukatları ve İnsan Hakları Derneği Kenan Bilgin’e ulaşmak için girişimlerde bulundu ancak Ankara Emniyeti O’nun gözaltına alındığını inkar etti. Bunun üzerine onbir tanık Kenan Bilgin’i şubede işkencede gördüklerini kamuoyuna açıkladı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran Bilgin Ailesi, Kenan’ın bulunmasını istedi. Kenan’ı bulmak, faillere ulaşmak için girişimlerde bulunan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Selahattin Kemaloğlu’nun görevini yapması engellendi ve Ankara’dan sürüldü.
Soruşturmayı devralan savcı Özden Tönük ailenin ve tanıkların başvuruları ile ilgili gerekli girişimlerde bulunmadı. Tanıkların, polisi ve devleti küçük düşürmeye yönelik gerçek dışı iddialarda bulunduğunu içeren 3 sayfalık bir rapor yazarak dosyayı kapattı.
İç hukukta sonuç alınamayınca dava AİHM’e taşındı. AİHM yargıçları Ankara’ya gelerek araştırma ve incelemelerde bulundu. Tanıkları, savcıları, polis yetkililerini dinledi. Kenan Bilgin’in tutulduğu gözaltı merkezine giderek tanık beyanlarının mekansal uyumunu kontrol etti. Mahkeme, Kenan Bilgin’in 12 Eylül 1994 tarihinde güvenlik güçlerince gözaltına alındığını; kendisinin 3 Ekim 1994 tarihine kadar güvenlik güçlerinin elinde bulunduğunu; ancak bu konuda hiçbir kaydın tutulmadığını tespit ederek, Türkiye’yi oybirliği ile mahkûm etti.
AİHM, Bilgin Ailesi’nin iddialarının hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar açık olduğunu belirtmesine rağmen, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı “Kenan Bilgin’in Ankara Emniyeti’ne bağlı nezarethanelerden birine alındığına dair hiçbir veriye ulaşılamamıştır” dedi ve dosyada zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Karara yapılan itirazlar da reddedildi.
Sendika.Org