Ne Avrupa’daki gibi bir enerji tedarik krizi yaşıyoruz ne onlar kadar pahalıya alıyoruz ne de gaz fiyatlarındaki yükseliş elektrik maliyetlerine doğrudan yansıyor. Ama zamlar maliyetlerle doğrudan orantılı olmayan biçimde yağmaya devam ediyor. Enerjinin 5’li çetesine halkın cebinden milyarlar akıyor. Bu kadar büyük soygun cüreti nereden alınıyor derseniz, elbette ne kadar zam yapılırsa yapılsın faturaları ödememizden kaynaklanıyor. Biz ödedikçe zamlar büyüyor
Dün, yine bir gece yarısı Resmî Gazete’de yayımlanan zam kararları ile güne başladık. Doğalgaza konut abonelerine %20,4, sanayi abonelerine %50 ve elektrik santrallerine %49,5 zam yapıldı. Konutta yapılan zam oranı 2022’de %163’ü geçti.
Elektrik zamları da benzer oranlarda yapıldı. Mesken ve tarım abonelerine %20, ticarethanelere %30 ve sanayi abonelerine %50 oranında zam yapıldı. Bu oranların aynılığı bile bize zammın maliyetlerle ilgili olmadığını anlatıyor.
Avrupa’da doğalgaz krizi var. Tedarik edememelerinden kaynaklanıyor. Bizde hükümetin övünerek söylediği gibi tedarik krizi yok. Döviz krizi var. Avrupa’da doğalgaz fiyatları günlük açıklanıyor. Biz doğalgazı kaç dolardan aldığımızı devlet sırrı olduğu için hiç öğrenemedik. Geçtiğimiz günlerde Önder Algedik, petrolü Rusya’dan dünya fiyatlarından %30 daha ucuz aldığımızı, ama pompa fiyatlarının dünya fiyatları üzerinden belirlendiğini açıklamıştı. Hâlâ yalanlayan olmadı. Rusya ve İran’dan boru hatlarıyla aldığımız doğalgazın da Avrupa’daki doğalgazdan oldukça ucuz olduğunu, özellikle devam eden kontratlar açısından böyle olduğunu tahmin etmek zor değil.
Doğalgaz alım fiyatlarını bilmediğimiz için bunun üzerinden yapılan zamlarla ne kadar soyulduğumuzu da bilemiyoruz tabiî.
Doğalgaz zamlarının elektrik zamlarının gerekçesi gibi kullanılması, sürekli bu algının yaratılması da elektrikteki soygunu örtme çabasından ibaret. Asla birebir yansıtılamaz. Şöyle ki;
A, B, C, D, E kaynakları ile elektrik üretiliyor olsun. Hepsinin üretimdeki oranları %20’şer, birim fiyatları da 1 olsun. D kaynağına %49,5 zam gelsin.
A x0,2 + Bx0,2 + Cx0,2 + D x0,2 + Ex0,2 =1
1×0,2 + 1×0.2 + 1×0,2 + 1,495×0,2 + 1×0,2= 1,099
Yani doğalgaza %49,5 zam geldiğinde elektrik fiyatlarına etkisi %9,9 olur. Oysa elektriğe %20 ile %50 arasında zam yapıldı.
Zam oranları:
Yılbaşından bu yana elektriğe yapılan zam oranları:
Görüldüğü gibi yılbaşından bu yana %95 ilâ %470 arasındaki oranlarda elektriğe zam yapılmıştır. En düşük elektrik fiyatı günlük 8 kWh kullanım için mesken abonelerinde 1,75 TL’ye, en yüksek elektrik fiyatı küçük sermayeli sanayi aboneleri için 5,13 TL’ye çıkarılmıştır. Abone gruplarındaki fiyat farklılıkları bile elektrik fiyatlarının maliyet odaklı olmadığını bize gösteriyor. Tasarruf odaklı da değil.
Bu arada çok da gündem olmayan gizli zamlar var. Elektrik piyasası ile ilgili kararların tamamı AKP’li ve atama yetkisinin Cumhurbaşkanı’nda olduğu bürokratlardan oluşan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nca yani Cumhurbaşkanlığı talimatıyla alınıyor. Aksi mümkün değil. Elektrik Piyasası Kanunu ile kurulan elektrik borsası EPİAŞ, özel üretim ve dağıtım şirketleri, perakende satış şirketleri, görevli tedarik şirketleri ve elektrik üretim ve ticaretini yapan devlet kurumu EÜAŞ elektrik piyasasını oluşturuyor.
EPDK 2021 Ekim ayında, EPİAŞ’ta elektrik fiyatının en yüksek 2000 TL/MW (MW=1000 kW) işlem görebileceğini belirlemişti. 2022 başında bu tavan fiyatı 2500’e, temmuz ayında 3750’ye çıkardı ve 1 Eylül’den itibaren de 4800 TL/MW olarak belirledi. Yaklaşık 11 ayda borsaya %140 zam yaptı. Bu kararlar EPİAŞ’ta elektrik üretim maliyetlerinden bağımsız olarak elektrik fatura bedellerini yükseltici etki yapıyor. EPİAŞ’ta işlem yapan elektrik üretici ve satıcılarına halkın cebinden haksız para transferi sağlıyor.
EPDK, temmuz ayında elektrik dağıtım şirketlerinin (aynı zamanda görevli tedarik şirketleri var) elektrik alımlarının en az %50’sini EÜAŞ’tan almaları kararını verdi. EÜAŞ elektrik ticaret işlemleri görevini artırdı. EÜAŞ’ın elektrik dağıtım şirketlerine teknik kayıplar için sattığı 1 Ocak’ta 32 krş/kWh elektrik fiyatını değiştirmedi. Bu fiyat EÜAŞ’ın maliyet bazlı fiyatıdır. EÜAŞ 32 kuruşa elektrik üretebilmekte ve kârıyla satabilmektedir.
EÜAŞ, alım garantilerini karşıladığı, EPİAŞ’ta yaptığı ticaretle elde ettiği elektriği de EPDK’nin 9 Ağustos 2022 kararı ile 110 krş/kWh +KDV ile elektrik dağıtım şirketlerine satmaktadır. Dağıtım şirketleri abonelerine ilettikleri 110 krş/kWh +KDV= 130 krş/kWh olan elektriği en yüksek 5,13 TL’ye abonelerine fatura etmektedir. Dağıtım şirketlerine bu yolla her ay on milyarlarca lira tutarında servet transfer edilmektedir.
Kimdir bu şirketler diye baktığımızda 5’li çete ve çevresini görüyoruz. Cengiz, Kolin, Limak, Berekte Enerji, Çalık, Sabancı, İbrahim Çeçen gibi isimler / şirketler hem dağıtım tekelleri hem tekelleşmekte olan büyük üretim şirketleri olarak karşımıza çıkıyor. Elektriğe yapılan her zam halkın cebinden bu şirketlerin kasasına para transferi anlamına geliyor. EÜAŞ’ın maliyet bazlı fiyatının üzerindeki her bir kuruş baskılanan maaşlarımız, çalınan ekmeğimiz, refahımızdır. Elektrik fiyatlarının bir yılda 1 lira artması 255 milyar liranın bu şirketlerin kasasına transfer edilmesidir.
Bu kadar büyük soygun cüreti nereden alınıyor derseniz, elbette ne kadar zam yapılırsa yapılsın faturaları ödememizden kaynaklanıyor. Biz ödedikçe zamlar büyüyor.
Çözüm tüm bu soygun mekanizmalarının tasfiye edilerek, elektriğin üretim ve dağıtımının kamulaştırılmasından geçiyor. Solun bu tartışmayı öncelikle gündemine alıp yükseltmesi gerekiyor.
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.