AYM, OHAL KHK’leriyle ihraç edilen iki kamu çalışanının mücadelesini belgesel yapmak isteyen yönetmen Nejla Demirci’ye çekimler için Bodrum Kaymakamlığının izin vermemesini ‘ifade özgürlüğü ihlali’ olarak değerlendirdi
Anayasa Mahkemesi (AYM), OHAL KHK’leriyle ihraç edilen iki kamu çalışanının mücadelesini belgesel yapmak isteyen yönetmen Nejla Demirci’ye çekimler için Bodrum Kaymakamlığının izin vermemesini ‘ifade özgürlüğü ihlali’ olarak değerlendirdi.
Demirci, ‘Kanun Hükmü’ adlı belgeselin çekimleri esnasında sürekli polis baskısına maruz kalmış ve gözaltına alınmıştı. AYM, değerlendirmesinde “Devletin sanatsal ifade özgürlüğüne müdahalesinin çok daha sınırlı olması gerektiğini” savundu.
Bianet’in haberine göre AYM, tartışmalı ve kamusal önemi yüksek meselelerde düşünce açıklamaları söz konusu olduğunda ifade özgürlüğünün demokratik bir toplum için yaşamsal olduğunu ve demokrasinin temel değerlerini teşkil ettiğini belirtti.
AYM, Demir’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmederek, Demirci’ye 13 bin 500 lira tazminat ödenmesine karar verdi.
AYM’nin değerlendirmesinde şu ifadelere yer verildi:
Nejla Demirci başvuruya konu eserini bir belgesel film olarak çekmek istenmiştir. İçinde şiddete başvurmayı cesaretlendirici ifadeler yer almayan, terör suçlarının işlenmesi tehlikesine yol açmayan, çeşitli grupların şiddete başvurmaksızın ulaşmayı düşündükleri toplumsal veya siyasal hedeflere, siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlara ilişkin görüşleri gibi düşünce açıklamaları, ideolojik ve katı olarak nitelendirilse bile terörizmin propagandası olarak kabul edilemez.
Dolayısıyla sağ veya sol ideolojilere, anarşist ve nihilist akımlara, toplumsal ve siyasal ortama veya sosyoekonomik dengesizliklere, etnik sorunlara, ülke nüfusundaki farklılıklara, daha fazla özgürlük talebine veya ülke yönetim biçiminin eleştirisine yönelik düşüncelerin -devlet yetkilileri veya toplumun önemli bir bölümü için rahatsız edici olsa bile- açıklanması, yayılması, aktif, sistemli ve inandırıcı bir şekilde başkalarına aşılanması, telkin ve tavsiye edilmesi ifade özgürlüğünün koruması altındadır.
Başvurucunun belgeselinde kullanmayı amaçladığı protesto eylemi ile açıklanmaya çalışılan ifadenin de tek başına terör örgütü propagandası olarak kabul edilmesi mümkün görünmemektedir. Devletin sanatsal ifade özgürlüğüne müdahalesinin çok sınırlı olması gerektiği kuşkusuzdur.
Somut olayda idare ve ilk derece mahkemesi, başvurucunun ifade özgürlüğü ile kamu düzeninin korunması amacı arasında bir denge kurmaya çalışmamış; başvurucunun ifade özgürlüğü karşısında kamu düzeni ve anayasal ilkelere uyma yükümlülüğünün yerine getirilmesindeki üstün yararı gösterememiştir.
İdare ve ilk derece mahkemesince sadece bir kesitten yola çıkılarak eserin üretilmesi önlenmiştir. Derece mahkemeleri başvuruya konu çekilmek istenen eseri bağlamından ve bütünlüğünden kopararak ele almış, başvuruya konu müdahalenin zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik ve istisnai nitelikte olduğunu ilgili ve yeterli bir gerekçeyle ortaya koyamamıştır.
Sendika.Org