Sanatçılara ve sanat üzerindeki baskılara dikkat çekilen 29. Uluslararası Altın Koza Film Festivali ödül töreninde sinemacılar, Gezi Davası’nda tutuklu bulunan Çiğdem Mater’e özgürlük taleplerini dile getirirken, RTÜK’ün kamu spotu olarak yayımladığı nefret mitingine karşı LGBT+’larla dayanışma çağrısında bulundu
Adana Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi’nde düzenlenen 29. Uluslararası Altın Koza Film Festivali’nin büyük ödül töreninde sanat üzerindeki baskılara dikkat çekildi.
Sunuculuğunu Meltem Cumbul ve Yetkin Dikinciler’in yaptığı gecede sinemacılar, Gezi Davası’nda tutuklu bulunan Çiğdem Mater’e özgürlük taleplerini dile getirirken, RTÜK’ün kamu spotu olarak yayımladığı nefret mitingine karşı LGBT+’larla dayanışma çağrısında bulundu.
Ödüller takdim edilmeden önce söz alan Jüri Başkanı Özcan Alper, sanatçılar üzerindeki baskı ve şiddetin son günlerde arttığını belirterek şunları söyledi:
Bu baskı konserlere yönelik engellemelerden, sanatçıların ifade özgürlüğüne, yönetmenlerin arşivlerine el koymaya, yapmadıkları filmler için cezaevine kapatılmaya kadar gidiyor. İfade özgürlüğü ve sanatçıların özerkliği üzerindeki baskıların karşısında olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Bunlar karşısında sessiz kalarak değil yan yana sonraki festivallerde buluşmak dileği ile.
Gecede En İyi Erkek Oyuncu Ödülü alan Barış Gönenen, Türkiye’de bir nefret eyleminin olduğuna dikkat çekerek, “Buradan herkesi sistematik olarak LGBTİ+’lara karşı yürütülen bu nefret siyasetine karşı ses çıkarmaya davet ediyorum. Birimiz özgür değilsek hiçbirimiz özgür değiliz” dedi
Bana Karanlığını Anlat” filmiyle En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan Aslıhan Gürbüz, kadının sesinin bastırılmak istendiği bir dönemde ödülü kazandığını belirterek, “Ödülü bütün kadınlar adına alıyorum. Kadının olduğu yerde her zaman umut var” diye konuştu.
“Ela ile Hilmi” filmiyle En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan bir diğer oyuncu Ece Yüksel, Çiğdem Mater’e özgürlük talebini dile getirerek, “Umarım meslektaşımızı bir an önce aramızda görürüz” dedi.
“Sen Ben Lenin” filmiyle geçtiğimiz yıl En iyi Film Ödülünü alan Tufan Taştan, ödülü vermeden önce yaptığı konuşmada, filmi Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi’nde arkadaşları Çiğdem Mater ve Mine Özerden ile konuşarak yaptıklarını ifade ederek, Taştan, “Bugün geldiğimiz noktada ikisi de tutuklu, Film merkezi yok edilmeye çalışılıyor. İkisinin de özgür olabileceği, özgürce sinema yapabileceğimiz günlere…” diye konuştu.
Festivalde, ödüle layık görülen sanatçı ve eserler şöyle:
En İyi Film: Ela ile Hilmi ve Ali (Ziya Demirel)
Jüri Özel Ödülü: Kabahat (Ümran Safter)
En İyi Yönetmen: Ziya Demirel (Ela ile Hilmi ve Ali)
Senaryo: Ziya Demirel ve Nazlı Elif Durlu (Ela ile Hilmi ve Ali)
En İyi Kadın Oyuncu: Ece Yüksel ve Aslıhan Gürbüz (Ela ile Hilmi ve Ali ve Bana Karanlığını Anlat)
En İyi Erkek Oyuncu: Ahmet Rıfat Şungar ve Barış Gönenen (Çilingir Sofrası)
Müzik: Taner Yücel (Bana Karanlığını Anlat)
Görüntü Yönetmeni: Engin Özkaya (Çilingir Sofrası)
Sanat Yönetmeni: Gülay Doğan (Ela ile Hilmi ve Ali)
Editing: Selda Taşkın, Henrique Cartaxo (Ela ile Hilmi ve Ali)
Yardımcı Kadın Oyuncu: Ece Demirtürk (Kabahat)
Yardımcı Erkek Oyuncu: Alihan Kaya (Mendirek)
Umut Veren Genç Kadın: Mina Demirtaş (Kabahat)
Umut Veren Genç Erkek: Denizhan Akbaba (Ela ile Hilmi ve Ali)
FİLMYÖN En İyi Yönetmen Ödülü: Cem Demirer (Mendirek)
SİYAD En İyi Film: Çilingir Sofrası
Sendika.Org