DİSK/Limter-İş, örgütlenmeye başladıktan sonra işçilere yönelik baskıların arttığı İZDENİZ'de yaşanan emek düşmanlığını ve usulsüzlükleri yaptığı basın açıklamasıyla İzmirlilere anlattı
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İzmir’deki deniz taşımacılığından sorumlu şirket olan İZDENİZ’de DİSK’e bağlı Limter-İş örgütlenmeye başlayınca işçiler üzerinde baskılar artmaya başladı. Limter-İş yetki alma aşamasına yaklaşırken yöneticiler, işçileri Türk-İş’e bağlı Türkiye Denizciler Sendikası’na geçmeye zorladı.
İşçilerin sendika değişkiliği konusunda tehditler de almasının ardından DİSK/Limter-İş Konak İskelesi’nin önünde yaptığı açıklamada İZDENİZ’deki hem sendika düşmanlığını hem de sendika pazarlığı yapanların yaptığı diğer usulsüzlükleri kamuoyuna duyurdu. Kimin işe alınıp kimin işten atılacağından, kimin terfi alacağına kadar bütün konuların yöneticilerle sarı sendika temsilcileri arasındaki diyalogla belirlendiğini ifade eden Limter-İş, bu keyfiyetin kamu yararından oldukça uzakta olduğunu vurguladı.
“Zorbalığın adı demokratik katılımcı belediyecilik olabilir mi?”
CHP’li adayların belediye seçimlerinde vadettiği demokratik katılımcı belediyecilikten oldukça uzak bir profil çizdiğini vurgulayan Limter-İş, deneyimli çalışanların baskı, mobbing ve tehditler dolayısıyla İZDENİZ’den koptuğunu ve bunun da aksaklıkların önünü açtığını ifade etti.
Açıklamanın devamında ise İZDENİZ’de yaşanan usulsüzlüklere değinildi. Açıklamanın devamı şöyle:
İzmir’in emeği ile geçinen tüm insanlarına sesleniyoruz: Liyakat, adalet, mesleki deneyim, kişi hak ve özgürlükleri, yasalara saygı çiğneniyorsa hep birlikte karşı çıkalım. Emekçi düşmanlığının partisi olmaz. Başka kurumlarda da sendika seçme özgürlüğüne sahip çıkmamak, iki tanıdığını bir yere yerleştirmek için ya da AKP muhalifliği adına susmak bu idare-i maslahata ortak olmak demektir. 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Davranış ilkelerinden İzdeniz müdürü neden muaf tutulmaktadır? Bu göz yummanın suç ortakları da teşhir olacaklardır.
Değerli İzmirliler, sorumlu yurttaşlar olarak kamu görevlilerinin tarafsız olmak, bizlere hesap verme yükümlülükleri vardır.
İzdeniz ya da bir diğer yerel yönetim birimi ve şirketi kimsenin çiftliği değildir. İzdeniz müdürünün medyatik faaliyetlere harcadığı kaynakları, İzdeniz’in yitirdiği kaptanları, İzdeniz’in kendi gemileri işlevsiz dururken neden Turyol deniz motorlarının ve arabalı feribotların kiralandığını, kiralamalarından kimin ne kazandığını, torpil, kayırmacılık suçlarını sormak her yurttaşın hakkıdır, görevidir.
“Bu hesap burada kapanmayacak”
Bu hesap burada kapanmayacaktır. Emekçilerin, yurttaşların haklarının üzerini betonlamak isteyenlerin betonu giderek büyüyen su damlaları ile kırılacaktır.
İzdeniz, tüm yerel yönetim şirketleri ve birimlerinde liyakat, adalet ve sendikal özgürlük istiyoruz!
İzdeniz’de DİSK düşmanlığına son verilmelidir. İzdeniz emekçilerine destek veren, imza kampanyalarına katılan, yaşanan ihlalleri dosyalayan ve bildiren herkese teşekkür ediyoruz.
Sendika.Org