Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine bağlı İbni Sina Hastanesinde yeterli temizlik işçisi olmadığı için işçilere dayatılan havuz sistemi enfeksiyon biriminde yatan hastanın odasında kullanılan temizlik bezlerinin bütün hastaneyi dolaşmasını ve enfeksiyonun yayılmasını getiriyor
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesine bağlı İbni Sina Hastanesinde yeterli temizlik işçisi olmadığı için işçilere dayatılan havuz sistemi, aynı zamanda bir halk sağlığı sorunu yaratıyor.
Havuz sistemine göre temizlik işçileri sabah 7’den 9.30’a kadar kendi görev alanlarında yaptıkları temizlikten sonra “görev alabilecek işçi havuzuna” düşüyor. O saatten sonra merkezden atanacak görevlerle hastanenin herhangi bir yerinde görevlendiriliyorlar. İşçiler öğle yemeğinden sonra ise tekrar kendi görev alanlarına dönüyor ve yine tanımlanan süre içerisinde kendi görev bölgelerindeki temizliği yapıyor. Ardından tekrar havuza düşerek yeni görevleri bekliyorlar.
Enfeksiyon biriminde çalışan temizlik işçileri, havuz sisteminin getirdiği iş yükü artışı ve halk sağlığı sorunlarına dikkat çekiyor. Sendika.Org’a konuşan sağlık emekçileri, iş yüklerinin önceki duruma göre iki üç katına çıktığını ifade ediyor
Yaşanan halk sağlığı sorununu şöyle anlatıyor:
Enfeksiyon birimi diğer birimlere göre daha hassas davranılması gereken bir bölüm. Biz burada işe başlarken bize eğitim veriyorlar. Hangi enfeksiyon hastalarının temizliğinin nasıl yapılacağı, hangi temizlik kimyasalının hangi oranda kullanılacağı, temizlik işçilerinin izole odalara girerken hangi koruma ekipmanlarını kullanması gerektiğine dair eğitimler. Ama bu sistemde, başka bir birimde çalışanlar gelip burayı temizliyor. Bilmiyorlar ki buranın usulünü.
Mesela solunum yoluyla bulaşan hastalığı olanlar var. Onların odasına girerken N95 maske, siperlik gibi ekipmanlarla girilir. Yoksa sana da bulaşır hastalığı. İdrar yolu enfeksiyonunun ayrı hassasiyeti var, açık yaraların olanların ayrı durumları var.
HIV pozitif hastalar var mesela. Eşi bile bilmiyor durumunu. Bize söylüyorlar ama tembihliyorlar kimseye söylemeyin diye. Hasta mahremiyeti gereği söylemiyoruz tabii. Ama sürekli personel değişince o hasta da her personele ayrı ayrı söylemek istemiyor. Özel hayatları da mahvoluyor öyle olunca.
Havuzdan gelen biri buranın hassasiyetini kavrayamadığından elindeki kovayla her yere giriyor. HIV pozitif hastanın odasına da COVID’li hastanın odasına da solunum yoluyla bulaşan hastalığı olan hastanın odasına da giriyor. Sonra da aynı kovayla hangi kata görevlendirilirse oraya gidiyor. Yani enfeksiyonda yatan hastanın odasına giren bez, bütün hastaneyi dolaşıyor. Sadece bez de değil ki. Aynı kıyafetlerle bütün hastaneyi dolaşıyorlar. Buradaki enfeksiyon bütün hastaneye yayılıyor.
Enfeksiyon riskinin sadece hastalar için olmadığını belirten işçi, sağlık işçilerinin de bundan etkilendiğini ifade etti.
Özellikle sistem uygulanmaya başlandığında işçiler hastalıktan kırıldı. Onlarca işçi evde hasta yattı. Çok sayıda raporlu işçi olunca geri kalanımıza da yıllık izin kullandırılmadı. Sonradan işçiler kendilerini daha uzakta tutmaya başladı. Ama böyle olunca da temizlik konusunda özensizlik başladı. Bu da hastalar için büyük risk taşıyor.
İlgili haber:
Sendika.Org/Ankara