DİSK/Genel-İş’e bağlı Emek Araştırmaları Dairesinin (Emar) hazırladığı, artan enflasyon karşısında emekçi kesimlerin ekonomik ve sosyal durumlarına eğilen, dünyadaki çeşitli ülkelerle karşılaştırmalı veriler sunan Gelir, Yaşam ve Yoksulluk Araştırma Bülteni yayımlandı. Rapora göre 3,7 milyon kişi çalıştığı halde yoksul
DİSK/Genel-İş’e bağlı Emek Araştırmaları Dairesinin (Emar) hazırladığı Gelir, Yaşam ve Yoksulluk Araştırma Bülteni yayımlandı. Artan enflasyon karşısında emekçi kesimlerin ekonomik ve sosyal durumlarına eğilen raporda dünyadaki çeşitli ülkelerle karşılaştırmalı veriler sunuluyor.
3,7 milyon kişinin çalıştığı halde yoksul olduğunu belirten raporda öne çıkan başlıklar şöyle:
Türkiye’de enflasyon, Türkiye’de Mayıs ayı enflasyon oranının AB üye ülke ortalamasının 9 katı, OECD üye ülke ortalamasının da 8 katı oldu.
Gıda enflasyonunun artış oranı, genel enflasyon oranının çok üstündedir. Mayıs ayı TÜİK verilerine göre gıda enflasyonu yüzde 91,6 olarak açıklandı. Bu oran Nisan ayı AB üye ülke ortalamasında 8,6, OECD üye ülke ortalamasında ise 11,5’tir. Yani Türkiye’de gıda enflasyonu AB’nin 10,3 katı, OECD üye ülkelerin ise 7,7 katıdır.
Gıda enflasyonunun yüksekliği halkın gıdaya ulaşımını da zorlaştırdı. Son iki yılda, iki günde bir et ya da tavuk yiyemediğini söyleyenlerin sayısı 1,2 milyon arttı. 2019 yılında 27,1 milyon kişi (yüzde 33,6) iki günde bir et, tavuk vb. ihtiyaçlarını karşılayamadığını belirtmiştir. 2021 yılına gelindiğinde ise bu sayı 4,6 milyon kişi artarak 31,7 milyon kişi ile yüzde 38,3’e yükseldi.
İşçi sınıfının milli gelirden aldığı pay her geçen yıl düşerken, sermaye sınıfının payı arttı. 2019 yılı 1. çeyreğinden 2022 yılı 1. çeyreğine katma değer içindeki emeğin payı 7,3 puan azalarak yüzde 38,8’den yüzde 31,5’e geriledi. Aynı dönemde katma değer içinde sermayenin payı 6,8 puan artarak yüzde 40,8’den yüzde 47,6’ya yükseldi. Veriler göstermektedir ki, pandemi döneminin kazananı sermaye, kaybedeni emekçiler oldu. Bu durum yoksulluğu derinleştirdi, eşitsizliği artırdı.
Çalıştığı ve bir geliri olduğu halde yoksul olduğunu belirten çalışanların sayısı ise 3,7 milyon kişiye (yüzde 13,6) ulaştı. Cinsiyete göre çalışan yoksulluğuna baktığımızda erkek çalışanların, kadın çalışanlara göre daha yoksul olduğu görülmektedir. Çalışan erkek yoksul sayısı 2,8 milyon kişi ile yüzde 14,8 iken çalışan kadın yoksul sayısı 882 bin kişi ile yüzde 10,6’dır.
Güvencesiz çalışma, işçilerin yoksulluk riskini artırıyor. Türkiye’de sözleşme türlerine göre geçici bir işte çalışanların yoksulluk riski, sürekli çalışanlara göre çok daha fazladır. AB ortalamasında sürekli çalışanların yoksulluk riski yüzde 5,5 iken geçici bir işte çalışanların yoksulluk riski oranı yüzde 15’dir.
Sendika.Org