Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumunun 15 milyon lira üzerinde döviz varlığı bulunan şirketlere yönelik TL cinsinden kredi sınırlaması getirmesi sermayenin farklı fraksiyonlarında zıt yansımalar yarattı. TÜSİAD bünyesindeki tekelci sermaye düzenemenin arkasından dolanmaya çalışırken MÜSİAD'ın başını çektiği kesim kararı destekliyor
Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumunun 15 milyon lira üzerinde döviz varlığı bulunan şirketlere yönelik TL cinsinden kredi sınırlaması getirmesinin ardından Hazine ve Maliye Bakanlığı da yaptığı açıklamayla kararın 9 Haziran’da atılan adımların bir parçası olduğunu ifade etti.
Ekonomi yönetiminde bu yeni adım, Türkiye burjuvazisinin farklı kesimlerinden zıt yansımalar yarattı. TÜSİAD bünyesindeki tekelci sermaye, karar kapsamının dışında kalabilecek çözümler tartışırken MÜSİAD’ın başını çektiği, sürekli ucuz kredi almaya muhtaç sermaye grubu kararı destekliyor.
Tekelci sermaye arkadan dolanmanın arayışında
TÜSİAD, Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç BloombergHT’ye yaptığı değerlendirmede döviz varlığı bulunan şirketlerin kendilerini bu düzenlemenin dışında tutabilmek adına düşünülen yolları açıkladı. Öztok, yapılan düzenlemenin iktidarın kendi ekonomi yönetimi anlayışıyla da çelişkiler barındırdığına dikkat çekti.
Öztok, atılan bu adımlarla birlikte Eurobond’un bu uygulamaya dahil olmadığını bu sebeple sınırlı da olsa eurobond’a ve bir miktar fonlara para kayabileceğini söyledi.
Öztok Altınsaç, ayrıca sözlerine şöyle devam etti:
Onun dışında tehlikeli gördüğün birkaç vaziyet var. Şirketlerin yurt dışında var olan iştirakleri varsa oraya para çıkartabilirler. Bu belki ileride engellemeye çalışılır bunun dışında şirketler kâr payı da dağıtabilir, ben temettü dağıtırım der ve şirketten para çıkar. Bu da istemediğimiz bir şey. Çünkü biz şirketlerin kaynakları artsın, ekonomide kapladıkları yer büyüsün ve ticarete daha fazla dahil olsunlar istiyoruz. Son olarak bir de enerji ve emtia işi yapanlar direk emtia toplayabilirler, erken stoklamaya de başlarlarsa daha erkenden alım olur ve ithalat bu anlamda patlar. Daha fazla dövize ihtiyacımız olur.
“İhracatçılar dövizlerini yurtdışında tutabilir, bu da en kötü senaryo olur”
Dünya Gazetesi yazarı Şebnem Turhan ise ihracatçıların döviz varlığını muhafaza edebilme adına gelirlerini yurtdışındaki merkezlerinde gerçekleştirme ihtimalinin olduğunu ve bu durumun mevcut ekonomi yönetimi açısından en kötü senaryo olabileceğini ifade etti. Turhan’ın ifadeleri şöyle:
İhracatçı şirketler sınırın üzerindeki dövizlerini yurtdışında tutmayı tercih edebilir, yurtdışına döviz gönderebilir. Bu Merkez Bankası için de en kötü senaryo olur. Nitekim ihracatçı şirketlerin ihracat gelirinin yüzde 40’ının Merkez Bankası’na satılması zorunluluğu var. TL kredi kullanamadığı için döviz varlığını azaltmayı, gelirlerini yurtdışı merkezi üzerinden gerçekleştirme yöntemini seçerse bir şirket o zaman ihracat gelirinin Merkez Bankası’na satılması da söz konusu olmayacak. Bu rezervler açısından da sorun yaratabilir. Analistler bu yüzden bu konularda ilerleyen günlerde BDDK’dan yeni bir düzenleme gelmesinin şaşırtıcı olmayacağına dikkat çekti.
MÜSİAD ve ATO’dan destek
MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı ve Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, yaptıkları açıklamalarda kararı olumlu bulduklarını ifade etti.
Asmalı, karardan etkilenecek şirket sayısının az olduğunu ifade ederek “piyasa ekonomisine müdahale” söylemlerinin gerçekçi olmadığını söyledi. Asmalı’nın ifadelerinde öne çıkan kısımlar şöyle:
Ülkemizde döviz kurunda meydana gelen hızlı yükselişin başat faktörü olan dolarizasyonu önlemek; millî paramızın değerini korumak ve enflasyonla mücadele etmek adına öncelikli hedeflerimizden biridir.
Getirilen istisnalar ve kapsam değerlendirildiğinde etkilenecek şirket sayısı oldukça sınırlıdır. Bu bağlamda ilgili BDDK kararının ardından “piyasa ekonomisine müdahale” söylemleri gerçekçi olmayan ve iyi niyetten uzak yorumlardır.
Baran ise “Kredilerin gerçekten ihtiyaç duyan reel sektöre aktarılması Türk Lirası’nın güçlenmesi ve ekonomimizin istikrarı açısından olumlu bir adımdır” dedi.
Sendika.Org