İstanbul Sanat Müzesi’nin üretim faaliyetlerine devam eden Haliç Tersanesine taşınacağını belirten Haliç Dayanışması asırlar boyunca yaşayan tek sivil kamu tersanesinin üretim amacı taşımayan projelere kurban edildiğini söyledi
İstanbul Sanat Müzesi’nin üretim faaliyetlerine devam eden Haliç Tersanesine taşınacağını belirten Haliç Dayanışması asırlar boyunca yaşayan tek sivil kamu tersanesinin üretim amacı taşımayan projelere kurban edildiğini söyledi.
Haliç tersanesinin dünyanın yaşayan en eski tesisi olduğu hatırlatılan açıklamada, “Haliç’i dünya çapında bir değer yapan da bu özelliği, üretim faaliyetinin en az 6 asırdır katmanlar halinde sürdürüldüğü tek tesis olmasıdır. Dolayısı ile bu alan evrensel bir öneme ve kullanım değerine sahiptir” denildi.
18 Haziran 2020’de yaptıkları basın açıklamasında da İBB’nin adı HaliçPort olan projeyi Tersane İstanbul olarak değiştirerek kötü imajı düzeltmeye çalıştıklarını açıklayan Haliç dayanışması, “Bilim ve Teknoloji Merkezi adı altında üretim faaliyetini ortadan kaldıracak girişimlere de başına ‘yaşayan’ sıfatı eklenerek meşruiyet kazandırılmaya çalışılan müzelere de Tersane-i Âmire dışında başka yerler aranmalıdır” dedi.
Çağdaş Sanat Müzesi’nin bölgedeki mahallelilerin kullanımı için amaçlanmadığı belirtilen açıklamada şunlar söylendi:
Haliç kıyılarının turizm potansiyeli öncelikli halde ve yeni bir dönüşüm baskısı bölgeye taşınmaktadır. Çağdaş Sanat Müzesi, Galata Port ve Tersane İstanbul’da yer alan müzeler, Beyoğlu Kültür Yolu projesi ile bütünlük oluşturacak ve ileride tersanenin tamamen dönüşümünün zemini hazırlayacak kültür-sanat odaklı kentsel dönüşümün de bir parçasıdır. İBB Yönetiminin Meclis toplantılarını canlı yayınlayarak başlattığı “şeffaf yönetim” yaklaşımını hâlâ sürdürmekte olduğu inancıyla bu konuda da kamuoyunu açık ve net bir şekilde bilgilendirmesini bekliyoruz.
Haliç Dayanışmasının İBB’nin yanıtlaması istemiyle sorduğu bazı sorular şöyle:
- Üretim ihtiyacının yakıcı önem taşıdığının kamuoyunun ortak kanaati haline geldiği bu dönemde, tersane alanının önemli bir parçasını üretim dışı işlevlere ayırmak ne derece doğrudur?
- Her fırsatta ifade edilen “deniz ulaşımının payını artırma” hedefine ulaşmak için, parası olanların kullanabileceği deniz taksileri yerine, açık bir şekilde yeni iskeleler ve yeni hatlar ile birlikte yeni vapurlara da ihtiyaç olduğuna göre, bu konuda bir çalışma var mıdır, varsa bunların nerede yapılması planlanmaktadır?
- Açıklamalarda sözü edilen müzeler için ayrılan alanın hemen bitişiğindeki tersanenin en büyük 3 no’lu tarihi kuru havuzunun bu inşai faaliyetten ne ölçüde etkileneceği hesaba katılmış mıdır? İstanbul’da deniz ulaşımında hedefe ulaşma açısından sayıları artması gereken vapurların bakım ve onarımı için mutlak ihtiyaç olan bu havuz, tersane ve üretim ile hiçbir şekilde bağdaşmayan “müze” ve benzeri projelere feda mı edilecektir? Geçmiş İBB yönetiminin havuzların üzerini kapatıp rekreasyon alanı olarak düzenleyerek “halka açma projesi” yeniden mi gündeme gelmiştir?
- Haliç Tersanesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 22.12.2006 tarihli ve 489 sayılı yazısı doğrultusunda “tersane amaçlı kullanılmak” ve “tapu kaydına şerh düşülmek” kaydıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmiş olduğuna göre, tersane alanının bir bölümünde de olsa fonksiyon değişikliği yapılmasının doğuracağı hukuki sorunlar göz önüne alınmış mıdır? Bu girişim, kentin müze vb. yapılarını yerel yönetimin elinden alma konusunda oldukça iştahlı görünen iktidarın işini kolaylaştırmayacak mıdır?
- Bu girişim ve ileride doğuracağı sonuçlar ile Tersane-i Âmire’nin elimizde kalan son parçasına, ülkemizin asırlar boyunca yaşayan tek sivil kamu tersanesine de “girilmiş” olmayacak mıdır?
Sendika.Org