Müzik yazarı ve eğitmeni Ahmet Say, Ankara’da Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı. Törene edebiyat, müzik, sinema ve siyaset camiasından çok sayıda kişi katıldı
Müzik yazarı ve eğitmeni Ahmet Say, Ankara’da Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı. Törene edebiyat, müzik, sinema ve siyaset camiasından çok sayıda kişi katıldı.
Video gösteriminin ardından ilk sözü şair Ahmet Telli aldı. Telli, Say’ın devrimci yönüne vurgu yaparak şunları söyledi:
Ahmet Say, haysiyetli bir aydın kuşağının temsilcisi olarak bu dünyadan veda ederken Türkiye’de ağaçların çiçekleri solgundur biraz. Koca kurt son numarasını çekerken kapitalizmin açık göz kedisi ipek halıya ters binmektedir.
Ahmet Say’dan söz ederken iki ana cümle önemlidir. Baba Ahmet Say ve devrimci Ahmet Say. Baba olarak Fazıl’ın yetişmesindeki emek, çaba ve enerjisini tarif edici cümleler kurmakta zorlanıyorum. Hayatı Fazıl odaklı yılları yaşadığına kısmen tanığıyım.
Devrimci Ahmet Say’a gelince o devrimci olmanın direngenlikle, dayanışmayla, eylemlilikle mümkün olduğunu dillendiren biriydi ve öyle yaşadı. Eylemleri ve fikirleri nedeniyle hapis de yattı. Hapiste açlık grevlerine de katıldı. 80 yaşlarına doğru o hâlâ uslanmaz biriydi ve Yüksel Caddesi’nde direnişlere bedeniyle sözüyle katıldı. Eşreften beyitler okuyarak kitlelerin duygusunu dile getirdi. Haksız ve hukuksuzluklara karşı Yüksel Caddesi’ndeki direnişlerde bulundu ve bulunmayı bir aydın görevi saydı.
Örgütçülüğü, iş yapma ve başladığı işi bitirme arzusu onu eylemci kıldı. Dolayısıyla sağlıklı bir mantık ve diyalektik bir aklın başat olduğu entelektüel biriydi diyebilirim. Siyasette de edebiyatta da bu tavrı değişmedi.
Onun en çok canını yakan olaylardan biri de ’93 Temmuz’undaki Madımak yangınıdır. Metin Altıok derttaşı, Behçet Aysan yakındaşıydı. Madımak hem öfkesini büyüttü hem de sağlığına darbe vurdu.
Haysiyetli bir aydın kuşağının temsilcilerinden biriydi ve öylece ayrılıyor aramızdan.
Telli’nin ardından sözü Fazıl Say aldı. Say, uzun yıllardır Say Vakfı kurmayı planladığını ifade etti. Bu vakıfla Ahmet Say’ın ve Say ailesinin üretimlerine sahip çıkmak adına adımlar atmayı amaçladığını ifade etti. Müzik ansiklopedisini hazırlarken babasının günde 16 saat çalıştığını ifade eden Say, “Böyle bir adanmışlık görmedim” dedi.
12 Eylül’de sola dair kitapları evde piyanonun içine sakladığını anlatan Say, babasıyla olan ansını şu sözlerle anlattı:
12 Eylül günü eve jandarmalar gelmişti. Onların gelmesine dakikalar kala evdeki sola dair kitapları duvar piyanosunun içine koymuştu. Jandarmalar evi aradı. Neredeyse parkeleri bile kaldıracaklardı. Piyanoyu göstererek “Bu ne?” diye sordular. Babam da bir enstrüman, piyano dedi. Kim çalıyor diye sordular. Babam da “oğlum çalıyor” dedi. Bize bir mastika çalsın o zaman dedi. Ben de çaldım. Ama piyanodaki kitaplardan dolayı avangard sesler çıkıyordu.
Say, babası için bestelediği ancak babasının dinlemeye fırsat bulamadığı bir parçayı da konuşmasının ardından çaldı.
Ahmet Say son yolculuğuna Fazıl Say'ın kendisi için yaptığı bestesiyle uğurlandı
Törende konuşan Ahmet Telli: "Haysiyetli bir aydın kuşağının temsilcilerinden biriydi"https://t.co/4Ir1TyXaaz pic.twitter.com/WY2rxDFgS0
— sendika.org (@sendika_org) May 12, 2022
Sendika.Org