Üniversitelilerin geçim sorununa odaklanan foruma polisin saldırması sonucu gözaltına alınan üniversitelilerin kredi ve bursları kesildi. Üniversiteliler, soruşturma süreçlerini, ne planladıklarını Sendika.Org’a anlattı
Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde Mülkiye Dayanışması’nın çağrısıyla üniversitelilerin geçim sorununa odaklanan bir forum yapılacaktı. Foruma önce faşistler polis desteğiyle saldırdı. Ertesi gün faşist provokasyon sürdü ve bir faşist polislerin gözü önünde üniversitelilere bıçakla saldırdı. Üniversitelilerin ileri bir tarihte yapmayı planladığı foruma son olarak da polis kampüse girerek saldırdı ve çok sayıda üniversiteliyi gözaltına aldı.
Gözaltına alınan 13 üniversitelinin Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’nden aldıkları burslar ve krediler kesildi. Üniversitelilerden birine yapılan tebligatta Öğrenim Kredisi Yönetmeliği’nin 11-h maddesi gereğince kredinin kesildiği ifade edildi.
Yapılan forumun bu maddedeki hiçbir unsura uymamasına rağmen bursları ve kredileri kesilen üniversiteliler, soruşturma süreçlerini, ne planladıklarını Sendika.Org’a anlattı.
Üniversiteliler, kendilerine bir tebligat bile gelmediğini ifade ederek başlıyor. Bir arkadaşlarına gelen tebligatın ardından kendilerine de aldıkları burs veya kredilerin yatması gereken vakitte yatmadığını ifade eden üniversiteliler, KYK Genel Müdürlüğü’nü arayarak durumlarını öğrendiklerini söylüyorlar. Konuşan üniversitelilerden biri şöyle devam etti:
Gözaltına alınanların bir kısmının burs ve kredisini kesmişler. Zaten geri kalan da ya burs veya kredi almıyor ya da daha önceki meselelerden kesmişler. Hukuki başvuru yapmadık şu ana kadar ama avukatlarla konuştuk. Dava açacağız.
KYK Genel Müdürlüğü’ne de gittik biz. Kesildiğine dair belge istedik. “Buradan veremiyoruz, evlerinize göndereceğiz” dediler. Henüz gelen bir belge yok.
“Ne bir dava ne bir soruşturma var” diyor üniversiteliler ve ekliyorlar:
Kimse bizi ifadeye, savunmaya bile çağırmadı. Sadece okuldan açılan bir soruşturma var. Bizim foruma katılmamız da disiplin yönetmeliğindeki herhangi bir maddeye uymuyor zaten. Okuldan muhtemelen “Eğitim öğretimi engelleyici faaliyet” suçlamasıyla açtılar. Kampüse sürekli polisler girip çıkıyor. Her an bir korku ortamı yaratılıyor kampüste. Asıl eğitim öğretimi engelleyen durum bu.
Gönderilen kâğıtta eylem yaptığımız yazıyor. Eylem değildi zaten bu. Tabii ki eylem de yapabiliriz, bu da hakkımız ama yaptığımız şey eylem değildi. Kantinde oturup konuşacaktık. Eğitim öğretimi de engellemiyor. Kantine bir yerden sandalye bile getirmedik. Yere oturmuştuk. Bunun için izin almamız da gerekmiyor.
Forumun içeriğini ve kendi durumlarını sorduğumuzda bir üniversiteli şunu söyledi:
Zaten genel bir kriz var ülkede. Geçim herkesin sorunu. Bu süreçten nasıl etkilendiğimizi ve neler yapabileceğimizi konuşacağımız tartışacağımız bir forumdu bu.
Burs aldığım halde geçinemiyordum. Çalışmaya da başlamıştım. Yabancı Dil Sınavı’na çalışabilmek için işi bırakmıştım ben. Şimdi bursum da kesildi.
Başka bir üniversiteli ise aldığı burs dışında ailesinden harçlık almadığını ifade ederek şunları söyledi:
Normalde ailemle yaşıyorum. Ama harcamalarım için ana gelirim burstu. Ailemden ayrıca bir harçlık almıyordum. Bursum kesildi. Ailemin bana destek olabilecek maddi durumu var ama onları bu durumu nasıl açıklayabileceğimi bilmiyorum. Kızılay’da birkaç yer gezdim iş bakmak için. Bulamadım da.
Geçim sorununu konuşmak için gittikleri forumda gözaltına alınmalarının ardından burslarının da kesilmesini trajikomik olarak değerlendiren bir üniversitelinin ifadeleri ise şöyleydi:
Zaten geçinemediğimiz için o foruma gitmiştik. Trajikomik bir olay. Emniyette şöyle bir diyalog yaşandı. Üst arama tutanağı doldurulurken çantamdan hiç para çıkmadı. “Üstünde hiç para var mı?” dediler. “Üstümde hiç para yok. Zaten param olmadığı için bu foruma katıldım” dedim. Orada da polislerle birbirimize girdik.
Üniversitelilere sonraki süreçte ne yapmayı planladıklarını sorduk. Kamuoyu oluşturma ve dayanışma kampanyası hazırlıklarını şöyle ifade ettiler:
Sosyal medyada hashtag çalışması planlıyoruz. Bir açıklama hazırlıyoruz. Yayımlayacağız ilerleyen günlerde. Bunun yanı sıra milletvekilleriyle görüşüp konuyu Meclis’e taşımaya çalışıyoruz. Sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.
Çankaya Belediyesi ve Mülkiyeliler Birliği’ne burs ayarlamak için başvuruyoruz. Ortak bir banka hesabı bilgilerini duyurup dayanışma kampanyası yapmayı planlıyoruz.
Söyleşiyi bitirirken üniversitelilere son sözlerini sorduk. Konuştuğumu üniversitelilerden biri şunları söyledi:
Biz sosyal bilimlerin olduğu bir kampüsteyiz. Bizim en doğal hakkımız, ülkemizdeki ve dünyadaki güncel sorunları tartışmak. Bizim bölümlerimiz de içerik olarak böyle zaten. Mesleklerimiz bu olacak. Biz bunu tartışacağımız bir ortam yaratmak istedik. Önce forumu yapacağımız yerdeki masa ve sandalyeleri kaldırdılar. Forum öncesinde polisler girdi kampüse. Güvenlikler dolaşmaya başladı. Bahçeyi polisler kapattı. Buluşma alanlarımızı kapattılar. Forum saati geldiğinde orta alanda buluştuk. Masa ve sandalyeler olmadığı için de ayakta durduk.
Gelip izinsiz yaptığımızı söylediler. Çağrı yapmasak da dört beş masayı kaplayacak bir kalabalıktık. Her dört beş masayı dağıtacaklar mıydı?
Bir diğer üniversiteli ise şunları söyledi:
Bunun bir yıldırma politikası olduğunun farkındayız. Bu rağmen kayyum rektörlere ve türevlerine karşı taleplerimizi dillendirmeye devam edeceğiz. Benim buradan bir çağrım olacak. Bu röportajı okuyan herkes ses çıkarmalı. Bugün sizin bursunuz veya krediniz kesilmemiş olabilir. Ama burada bize şunu demek istiyorlar: “Size verdiğimiz burs veya krediyle geçinememenize rağmen, aç kalmanıza rağmen buna rıza göstereceksiniz. Göstermeyip ses çıkarırsanız, hakkınızı ararsanız elinizdekini de alırız.” Bizim bursumuza kredimize uzanmış bu el, aslında herkese yönelen bir tehdit. Yarın herkesin bursu veya kredisi kesilebilir. Bütün sıra arkadaşlarımızı ve hocalarımızı da dayanışmaya ve ses çıkarmaya çağırıyorum. Bugün buna ses çıkarmazsak bu tehdit meşrulaşır.
Ayrıca maddi anlamda da dayanışmaya ihtiyacımız var. Bu sorun çözülene kadar geçimimizi de sağlamamız gerekir.
İlgili haberler:
Sendika.Org/Ankara (Tankut Serttaş)