Meksika’da bir enerji kullanıcıları derneği giderek militan bir kadın hareketine dönüşüyor
Ön not: Yazının, orijinal adresi Jacobin’deki yayımlanış tarihi 11 Aralık 2017’dir.
11 Kasım’da Meksika Ulusal Enerji Kullanıcıları Meclisi’nden (ANUEE) yüzlerce kişi, Meksika Elektrik İşçileri Sendikası’nın (SME) konferans salonunda yeni feminist hareketle ilgili bir etkinlik için bir araya geldi. Bu bina, 1939 ve 1940 yılları arasında Lev Troçki’ye yönelik bir suikast girişimine katıldıktan sonra ülkeden kaçmak zorunda kalana kadar José David Alfaro Siqueiros’un üzerinde çalıştığı “Burjuvazinin Portresi” adlı devasa bir duvar resmine ve uzun bir mücadele tarihine sahip bir bina.
1936’da SME, Mexico City’deki tüm elektriği kesen bir grevle işvereni British-Canadian Mexican Light’a karşı büyük bir zafer kazandı. 1960 yılında enerji sisteminin millileştirilmesinden sonra, sendika radikal ve siyasi olarak bağımsız sendikacılık için bir referans noktası haline geldi. Son yıllarda Yeni İşçi Konfederasyonu (NCT) ile yeni bir siyasi koalisyon olan ve şu anda Zapatista destekli yerli bir kadın olan María de Jesús Patricio Martínez’in başkanlık kampanyasında yer alan Halkların ve İşçilerin Siyasi Örgütü’nün (OPT) kurulmasını destekledi.
2009’da SME, elektrik faturalarında ödenemez hale gelen zamlara neden olan enerji sektörünün özelleştirilmesine karşı enerji kullanıcılarını harekete geçmeye çağırdı. 2010 yılında bu çağrıya yanıt olarak ANUEE kuruldu. Kamusal ve erişilebilir enerji mücadelesi, Salinas de Gortari hükümetinin enerji üretiminin yüzde 40’ını özelleştirdiği ve Meksika’nın enerji pazarını İspanya merkezli ulusötesi şirketlere açtığı 1990’lara kadar uzanıyor.
İşçilerin özelleştirmeye karşı muhalefeti arttıkça, elitlerin muhalefeti yenme ve “modernleşme” projelerinin önünü açma arzuları da arttı. Felipe Calderón hükümeti, 2009’da sendikayı yok etmek amacıyla kamu enerji şirketi Işık ve Güç’ü [Light and Power] kapattı ve fabrikaları ele geçirmeleri için ordu ve polis gönderdi. On binlerce işçiyi işsiz bıraktı.
2013 yılında Peña Nieto hükümeti, özelleştirme sürecini yasallaştıran bir anayasa değişikliği de dahil olmak üzere daha fazla enerji reformu için bastırdı. Bu yasal düzenlemelerden başlıca yararlananlar, özel enerji sektörünün kârının yüzde 70’ini alan İspanyol çokuluslu şirketleri Iberdrola, Unión Fenosa ve Endesa oldu. Ancak, Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması’nın (NAFTA) müzakere edilmesinden bu yana Meksika hükümetlerini stratejik sektörleri özelleştirmeye zorlamada ABD de kilit bir rol oynadı.
ANUEE’nin kurulduğu ve geliştiği bağlam budur. Yaratılışının ardındaki fikir, işçilerin üretim noktasındaki mücadelesini toplumsal yeniden üretim içindeki seferberlik ile birleştirmekti. Örgüt şu anda yüz binden fazla hane ve küçük işletme üyeliğiyle övünüyor ve yüzlerce eylem düzenleyerek enerji sistemini yeniden millileştirme hareketinde önemli bir aktör haline geldi. Ayrıca sivil itaatsizlik biçimlerini destekleyerek halkı enerji faturalarını ödememeye davet etti ve sağlayıcı şirketin borcunu ödeyemeyen kullanıcılara enerji arzını kesme girişimlerini engelledi.
Yıllar geçtikçe, iddiaları borç affı ve adil fiyatlar istemekten, enerjiye erişimi bir insan hakkı olarak geri kazanmaya ve bu talebi daha kapsayıcı bir neoliberal kapitalizm eleştirisine bağlamaya doğru evrildi. Hareket, bu yıl Federal Enerji Komisyonu (CFE) önündeki kırk altı günlük işgalle fiyat artışlarına karşı mücadelede büyük bir zafer kazandı.
Kazanımları arasında, hükümetin bazı durumlarda 15 bin 800 dolara ulaşan ödenmemiş borcu affetme ve tüketicilerin hizmetin devamı için seçtikleri şirketle sözleşme imzalamalarına izin verme taahhüdü de vardı. Bu, ANUEE üyelerine, yurttaşların enerjiye erişim hakkını korumayı önceleyen bir “toplumsal fiyat” anlaşması bulunan Meksika Elektrik İşçileri Sendikası’nın yeni kooperatifi tarafından hizmet verilmesinin yolunu açacaktı. Ancak bu yazının yazıldığı zamana kadar hükümet vaatlerini yerine getirmedi ve hareketi kriminalize etmek için bir kampanya başlattı.
İşgal boyunca, ANUEE aktivistleri, Meksika’daki kadın mücadelelerinin tarihine adanmış bir haftalık eğitim faaliyetinin yanı sıra yürüyüşler ve tartışmalar düzenledi. Sadece birkaç ay önce ANUEE, mart ayındaki Uluslararası Kadın Grevi için dört bin kişilik bir birliği seferber etmişti.
İşin sırrı buydu, çünkü ANUEE’nin radikal yolunu şekillendiren kadınlar olmuştu.
Protestolara katılanların çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor ve giderek artan sayıda işçi ve yoksul kadın örgütün önderliğini üstleniyor. 2012’de ANUEE’ye katılan genç bir kadın olan Alejandra, hareketin çoğunluğunun kadınlar tarafından oluşturulduğunu, çünkü evlerde bulunanların kadınlar olduğunu ifade ediyor. Aileleri içinde bakım ve toplumsal yeniden üretim işlerini yapmaktan ve geçimlerini sağlamaktan onlar sorumludur. Enerji erişimi onların günlük koşullarını belirliyor.
Birçoğu için bu, onların ilk siyasi deneyimiydi ve onları dönüştüren bir deneyimdi. Yedi yıl önce ANUEE’ye katılan Hidalgo’dan bir aktivist olan Juanita, bu deneyimin hayatını nasıl değiştirdiğini şöyle anlattı:
“ANUEE korkumdan kurtulmama ve savaşmama yardım etti. Çocuklarım var ve onlar için, onlara bir çatı, eğitim, yiyecek vermek için savaşıyorum. Kolay değil ama ANUEE’nin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Kızım şimdi beni anlıyor, çocuklarım başta direndi ama şimdi haklarımız, geleceğimiz için savaşmamız gerektiğini anlıyorlar. Bizden sonra gelecekler için savaşıyoruz.”
Hareket, çok sayıda kadının evlerinden çıkıp ilk kez kamusal bir yaşama katılmasına, toplantı ve yürüyüşlere katılmasına ve örgütlenmesine neden oldu. Bu, aile üyelerinden direnç olmadan olmasa da aile yaşamının ve hane içindeki cinsiyet rollerinin yeniden şekillenmesini kışkırttı. Bu dirençle yüzleşmek, kadın aktivistlerin harekete katılımlarının kamusal ve erişilebilir enerji mücadelesinin çok ötesine uzanan varoluşsal ve politik bir anlam içerdiğini görmelerini sağladı. ANUEE’nin gönüllü koordinatörü Veronica, hareketteki yıllarının kendi algısını nasıl yeniden şekillendirdiğini şöyle açıkladı:
“Babam cinsiyetçiydi, okumama ve çalışmama izin vermezdi. Kariyerim yok, iki oğlum ve bir kocam var ve ailemdeki tek kadın benim. Koordinatör oldum ve toplantılar, etkinlikler yapıyorum; bu durumumu anlamıyorlar… Bundan önce zamanımın çoğunu oğullarım ile geçirirdim ama şimdi dışarı çıkmak zorundayım ve oğullarım anlamıyor.
Yine de, bir kadın olarak kendimi gerçekleştirmem gerektiğini anlamaya başlıyorlar. Onlara, birinin iradesi varsa, gücü de olduğunu ve bir şeye başlarsa da bitirmesi gerektiğini öğretmek istiyorum. Onların kadınların evde kalması gerektiğini düşünen erkekler olarak bunu benden öğrenmelerini istiyorum.”
Bazı durumlarda kocaların ve partnerlerin desteğinin olmaması ayrılıklara yol açtı. Harekete katılmasına karşı çıkması nedeniyle partnerinden ayrılan Maria’nın deneyimi şöyle:
“Mücadelenin bir parçasıyım ve pes etmek istemiyorum. Çocuklarımın iyiliği ve torunlarımın geleceği için savaşıyorum. Kendi başına olmanın mümkün olduğunu öğrendim: Bana yürüyüşe ya da işe gitmememi söyleyen kimseye tabi olmuyorum, sadece kendime tabiyim. Bizler güçlü kadınlarız, savaşçıyız, çünkü hiçbir şeyin kolay olmadığı için ödenmesi gereken bir bedel olacağını biliyoruz. Ama kazandığımızda, birlikte yürüdüğümüzde ve ‘Evet, yapabiliriz’ dediğimiz zaman… bunların hepsi yapmaya değer…”
Başka bir koordinatör olan Miriam gibi diğerleri için, liderlik rolü üstlenmek ve toplantı ve protestoları organize etmekle meşgul olmak, bir ayrılıktan sonra sağaltıcı bir işleve sahipti: “Bana yardımcı oldu. Çocuklarım beni destekliyor. Onlara karşı koymayı öğretti, şimdi bir yürüyüşe ya da toplantıya gittiğimde ne yaptığım ve nasıl gittiğim hakkında onlara her şeyi anlatmamı istiyorlar.”
Örgüte katılan kadın sayısına rağmen, ANUEE henüz tüzükte yer almayan bir kadın koordinasyon komitesi oluşturmaya kısa süre önce karar verdi. Kıdemli bir feminist örgütçü olan Rosario’nun açıkladığı gibi, kadınlar sadece aile içinde değil, örgüt içinde de direnişle karşılaştı. Örneğin, bazı erkek aktivistler, kadın hakları ve mücadelelerinin eğitim çalışmalarının konuları arasına girmesine karşı çıkmış, kendileriyle siyasi görüş ayrılıkları yaşayan kadınlara cinsiyetçi hakaretlerde bulunmuş, kadınların liderlik rolü üstlenmesine çok az destek vermiştir.
Ayrıca, liderlik rollerinde yer alan kadınların sayısı yıllar içinde artmasına rağmen, harekete katılan kadın sayısını hala yansıtmamaktadır. Ulusal koordinasyon organının bir üyesi olan Margarita, bazı erkek aktivistlerin kendisinin sorumlu olduğu bir işgal eyleminde liderliğini görmezden geldiğini şöyle anlatıyor: “Bu rolü aldığımı kabul etmediler. Rolümüzü agresif oynamalıyız yoksa erkekler bizi dikkate almaz, bize saygı duymaz.” Ve ekliyor: “Babam çok cinsiyetçiydi ama bu bana direnmeyi, bir kadın olarak erkeklerle eşit olduğumu, aynı değeri taşıdığımı söylemeyi öğretti. Bir oğlum var ve o kadınlara saygı duymayı öğrendi.”
Bu sonbaharda ANUEE, yerel enerji ofisleri ve fabrikalarda yüzlerce sembolik işgal düzenledi. Bu, 16 Kasım’da, özelleştirmeyi protesto etmek ve ANUEE sayesinde kazanılan sosyal fiyatın uygulanmasını talep etmek için yapılan yirmi bin kişilik bir yürüyüşle doruğa ulaştı.
Bunun gibi seferberlikler çok önemli çünkü hareket bazı kazanımlar elde etmiş olsa da hükümetin modernizasyon projesi devam ediyor. Örgütçüler, düzenlemenin gerçekleştirilmesi halinde milyonlarca kullanıcıyı enerjiye erişimden mahrum bırakacağını düşünüyor. Hükümet ayrıca, Işık ve Enerji’nin tasfiyesinden bu yana işsiz olan SME üyesi elektrik işçilerine binlerce “modernizasyon” işi sunarak hareketi bölmeye çalışıyor.
Ancak ANUEE’nin kadınları herhangi bir cesaret kırıklığı veya yorgunluk belirtisi göstermiyor. Alejandra’nın dediği gibi: “Mücadele bize enerjiyle ilgili taleplerimizin ötesinde savaşmayı öğretti: biz kadınlar için savaşıyoruz.”
[Jacobin’deki İngilizcesinden Tankut Serttaş tarafından Sendika.Org için çevrilmiştir]
Sendika.Org, yayın hayatına başladığından bu yana işçi sınıfı hareketinin, solun ve genel olarak toplumsal muhalefetin gündemine ilişkin, farklı politik perspektiflerden düşünsel katkılara açık bir tartışma platformu olagelmiştir. Sitemizde yayımlanan yazılar yayın kurulunun politik perspektifiyle uyumluluk göstermeyebilir. Amacımız, mücadelenin gereksinim duyduğu bilimsel ve politik bilginin üretimini zenginleştirecek tüm katkılara, yayın ilkelerimiz çerçevesinde, olabildiğince yer verebilmektir.