Bilimsel verileri toplum adına talep etmelerinin hekimlik görevleri olduğunu belirten TTB, “Talebimiz çok açık ve nettir: İnsanların daha fazla aşı tereddüdü yaşamaması için tüm aşı çalışmaları ile ilgili verileri hızla kamuoyuyla paylaşın. Süreci tüm sağlık örgütleriyle birlikte yürütün; hızlı ve etkin bir aşılama programı oluşturun” dedi
Tayyip Erdoğan’ın Turkovac aşısı ile ilgili bilimsel verilerin açıklanmamasını eleştiren Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) hedef gösteren sözleri karşısında TTB Merkez Konseyi’nden yazılı bir açıklama geldi.
Erdoğan, Turkovac aşısı ile ilgili bilimsel verilerin ve araştırma sonuçlarının paylaşılmaması halinde Turkovac’ı önermeyeceklerini açıklayan TTB’ye hitaben “Erciyes Üniversitesi büyük bir kadroyla Turkovac aşısını üretiyor, icat ediyor. Adamlar ‘böyle bir şey yok’ diyor. Siz ne sahtekârsınız, ne yalancısınız ya! Madem biliyorsunuz da Tabipler Birliği olarak bugüne kadar bir eseriniz var mı? Yok ama yapana da hep taş koydunuz. Sahtekârlar” demişti.
TTB Merkez Konseyi adına yayımlanan açıklamada ise Turkovac ile ilgili uyarılar tekrarlandı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Daha önce yapmış olduğumuz açıklamamızı bir kez daha hatırlatmak isteriz: ‘Türkiye’de üretilen bir aşının sadece ülkemizde değil dünyada da pandemiyi kontrol altına alma ihtimali, sevinçle karşılayacağımız bir durumdur. Ancak bunu yapmak için henüz uluslararası bilimsel hakemli bir dergide yer almayan Faz 3 çalışmalarının bilimsel ortamlarda değerlendirilmesi, ardından fazların sonuçları ve bilimsel verilerinin paylaşılması gerekmektedir. Tüm bu sürecin ardından Acil Kullanım Onayı alınmalıdır.’
Türkiye’nin kendi aşısını üretebilmesi gerektiğini belirten TTB, bu konuda başarılı çalışmalara imza atan Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün neden kapatıldığını sordu:
Yine ‘TTB’den Refik Saydam Hıfzıssıhha Kurumu’nun Yeniden Açılması Çağrısı’ açıklamamızda da belirttiğimiz üzere ‘Pandemide yaşadığımız bu zorlukları bir daha yaşamamak için yabancı sermayeye bağımlı olmadan kendi aşımızı kendimiz üretebilmeliyiz.’ Ancak açıklamamızda da sorduğumuz soruyu bir kez daha iktidara soruyoruz: Zamanında aşıları üreten ve ürettiği aşıları dünyaya ulaştıran bir ülke iken ve bunda Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün rolü de çok büyükken, Hıfzıssıhha Enstitüsü neden kapatılmıştır?
Tek referanslarının bilim olduğunu, bu tutumun da kamuoyu araştırmalarında da en güvenilir kurumlar arasında ilk sıralarda yer almasını sağladığını vurgulayan TTB, COVID-19’a karşı olumlu etkisinin bulunmadığı anlaşılan hidroksiklorokin ilacının ısrarla dağıtılmaya devam edilmesine karşı uyarılarının haklı çıktığını hatırlattı.
Bilimsel hassasiyeti koruyup bilimsel verileri toplum adına talep etmelerinin hekimlik görevleri olduğunu belirten TTB, “Talebimiz çok açık ve nettir: İnsanların daha fazla aşı tereddüdü yaşamaması için tüm aşı çalışmaları ile ilgili verileri hızla kamuoyuyla paylaşın. Süreci tüm sağlık örgütleriyle birlikte yürütün; hızlı ve etkin bir aşılama programı oluşturun” dedi.
TTB’nin açıklamasının tam metni:
Türk Tabipleri Birliği (TTB), tüm canlılar için aşı çalışmalarını bir değer olarak görmüş ve her zaman desteklemiştir. TTB bu tutumunu COVID-19 pandemisinde de korumuş; “Aşılar Tüm Canlıların Ortak Değeridir” açıklamasında da bir kez daha vurgulamıştır. TTB pandemiden çıkışın da tüm canlıların nitelikli, ücretsiz, erişilebilir bir aşı ve hızlı bir aşılama programından geçtiğini de defalarca belirtmiştir. Aşının COVID-19 pandemisindeki mevcut durumda tüm insanlık için en önemli araç olduğunu belirterek aşı çalışmalarını desteklemeyi toplumsal ve bilimsel bir sorumluluk olarak görmüştür. TTB bu tutumu nedeniyle bilimsellik ve toplum sağlığı gibi kaygıları olmayan aşı karşıtlarının hedefi dahi olmuş; iktidar bu çevrelere sürekli sessiz kalmıştır.
TTB aynı bilimsel ve toplumsal sorumluluğu, pandemi sürecinin şeffaf veriler ışığında sağlığın tüm bileşenleriyle yürütülmesi gerektiğini dile getirirken de taşımaktadır. Tüm uyarılarımız toplum sağlığı içindir. Sağlık Bakanlığı ve toplum da görmüştür ki TTB her uyarısında haklı çıkmaktadır: Çünkü tek referansı bilimdir. TTB’nin kamuoyu araştırmalarında en güvenilir kurumlar arasında ilk sıralarda yer almasını sağlayan da bu tutumudur. COVID-19’a karşı olumlu etkisinin bulunmadığı anlaşılan hidroksiklorokin ilacının ısrarla dağıtılmaya devam edilmesine karşı uyarımız bu örneklerden yalnızca bir tanesidir. Pandemi döneminde de aynı bilimsel hassasiyeti korumamız ve bilimsel verileri toplum adına talep etmemiz hekimlik görevimizdir.
TTB’nin Türkiye’deki aşı çalışmaları için de tutumu çok nettir ve tek önceliği bilimdir. Aşıları incelememizdeki temel kaynağımızın menşei, üretildiği ülke ve kullanılan teknik değil; Faz 3 ön verilerinin sonuç raporu ve yayımlanmış bilimsel değerlendirmeler olduğunu bundan bir yıl önce Sputnik V aşısı hakkında da belirtmiştik.
Daha önce yapmış olduğumuz açıklamamızı bir kez daha hatırlatmak isteriz: “Türkiye’de üretilen bir aşının sadece ülkemizde değil dünyada da pandemiyi kontrol altına alma ihtimali, sevinçle karşılayacağımız bir durumdur. Ancak bunu yapmak için henüz uluslararası bilimsel hakemli bir dergide yer almayan Faz 3 çalışmalarının bilimsel ortamlarda değerlendirilmesi, ardından fazların sonuçları ve bilimsel verilerinin paylaşılması gerekmektedir. Tüm bu sürecin ardından Acil Kullanım Onayı alınmalıdır.” Yine “TTB’den Refik Saydam Hıfzıssıhha Kurumu’nun Yeniden Açılması Çağrısı” açıklamamızda da belirttiğimiz üzere “Pandemide yaşadığımız bu zorlukları bir daha yaşamamak için yabancı sermayeye bağımlı olmadan kendi aşımızı kendimiz üretebilmeliyiz.” Ancak açıklamamızda da sorduğumuz soruyu bir kez daha iktidara soruyoruz: Zamanında aşıları üreten ve ürettiği aşıları dünyaya ulaştıran bir ülke iken ve bunda Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün rolü de çok büyükken, Hıfzıssıhha Enstitüsü neden kapatılmıştır?
TTB, aşı çalışmalarına ve buna emek veren tüm bilim insanlarına minnettardır. Ancak iktidarın bu süreçteki tutumu ne yazık ki pandemideki tutumundan farksız ve şeffaflıktan uzaktır. İktidarın aşı konusunda da şeffaflıktan uzak bu tutumu ne yazık ki insanlarda “aşı tereddüdü” oluşturmaktadır.
Talebimiz çok açık ve nettir: İnsanların daha fazla aşı tereddüdü yaşamaması için tüm aşı çalışmaları ile ilgili verileri hızla kamuoyuyla paylaşın. Süreci tüm sağlık örgütleriyle birlikte yürütün; hızlı ve etkin bir aşılama programı oluşturun.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi
Sendika.Org