Asgari ücretin 4 bin 250 liraya çıkmasının ardından zincir marketlerin baskısı da arttı: “Personel sayılarımız azaltıldı. Satış baskısı arttı. Çok sayıda mağazayı tek personelin açması gereken durumlar ortaya çıkıyor. Güvenli çalışma alanları istiyoruz”
Asgari ücretin 4 bin 250 liraya çıkmasının ardından sermayenin işçiler üzerinde baskısı da arttı. Pandemi ile birlikte zorlu çalışma koşulları altında çalışan zincir market işçileri üzerinde sömürü daha da arttı.
Sendika.Org’a konuşan bir Şok Market işçisi, asgari ücretin artmasının hemen ardından mağazalardaki personel sayılarının azaldılmaya başladığı, çoğu mağazanın tek bir personel tarafından açıldığı durumların ortaya çıktığını, başta kadın personeller olmak üzere bu durumun güvenlik zaafiyeti yarattığını belirtti.
Asgari ücretin açıklanmasının ardından aralık ayının son haftasında mağazalarda çalışan sayılarının düşürülmesi ile ilgili hemen bilgiler geldi. Toplamda 2 – 3 kişi çalışan mağazalar var. 3 kişi çalışan mağazalarda haftada 2 gün izin veriliyor. Çalışma saatleri farklı ama çalışan sayısının yetersizliğinden dolayı çoğu mağazayı tek bir çalışan açmak zorunda kalacak.
Şuan ki süreç çok kritik bir süreç bizim için. Yeri geliyor günde 250-300 adet fiyat etiketi değiştiriyoruz. 8.30’da mağazaya gidiyoruz ama 8.45’te bu işlemlerin tamamlanması gerekiyor ki 9.00’da müşteri almaya başlayabilelim. Ama tek çalışanın bu işlemleri yapması mümkün değil. Akşamdan yapsa yine fazladan çalışmış olacak.
Tek kaldığı süre içerisinde başına bir şey gelebilir. Aşırı zamlardan dolayı müşterilerde bize tepki gösteriyor. Eskiden şirkete tepki gösterdiklerini düşünüyorduk ama fiyatlara verdikleri tepkilere yanıt veremediğimiz için de biz hedef haline geliyoruz. Geçtiğimiz günlerde basına yansıyan bir olayda, bir kişi elinde bıçakla başka bir zincir mağazaya girerek ürünlere zarar veriyor. Enflasyon ve zamlardan dolayı böyle bir eylem yaptığını söylüyor ama o bıçağın hedefinde mağaza çalışanlarının olmayacağını bilemeyiz.
Çok sayıda da kadın personelin olduğu mağaza sektöründe, tek başına çalışmanın kadınlar için farklı tehlikeleri de var. Bir kişi çok kolaylıkla benim hangi günler mağazayı yalnız açtığımı belirleyebilir. Bu durum kadın personeller için farklı tehlikeler de ortaya çıkarıyor.
Şuan çalışma arkadaşlarımızın çoğu yeni iş arayışında ama ben iş aramak istemiyorum Burada bir emek veriyorum ve şirketin bunun karşılığını güvenli çalışma alanı olarak da vermesi gerekiyor. Bu bizim en doğal hakkımız.
Kadro sayıları düşmüş olmasına karşın halen satış baskısı altındayız. Mağaza personel sayısı, ortalama ciro üzerinden belirleniyor. Ne kadar çok ciro varsa o kadar personel veriliyor. Bölge yöneticileri mağaza müdürleri üzerinde “personel sayısını artırmak istiyorsanız cironuzu artırın” baskısı kuruyor. Aynı baskının mağaza müdürleri tarafından personel üzerinde kurulması da bekleniyor. Özellikle kasa arkası ürünlerin satış sayısı ile ilgili baskılar çok daha yoğun. Hem satış yapacağız, hem mağaza temizliği yapacağız, hem fiyatları bileceğiz ama kadro sayılarımız bu.
Bu sorunları ilettiğimiz zaman ise “Maaşınız gününde yatıyor, daha ne istiyorsunuz” yanıtı ile karşılaşıyoruz. Ama bizim maaşlarımızdan her ay ayniyat kesintisi yapılıyor. Bu kesinti mağazada kullandığımız elektrikten temizlik malzemelerine, tamirat tadilat işlemleri maaşımızdan kesiliyor. Bu kesintileri bordromuzda göremiyoruz. Mağazanın temizliği için kullandığımız süpürge faraş gibi malzemeleri kendi maaşımızdan alıyoruz.
Çalıştığım mağazada yönetici pozisyonunda olmama rağmen, ocak ayında yatan 2021 Aralık maaşım 2 bin 950 lira. Bir önceki ay 2 bin 700 lira yattı. Bordrolarımıza ulaşamadığımız için kesintileri de göremiyoruz. 3 ay da bir şok kart veriliyor. 300 lira yatıyor ama bu kartları da Şok Marketler dışında bir yerde kullanamıyoruz. Ayrıca yemek parası veriliyor ama o da aylık 269 lira. Günlük 10 lira bile etmiyor.
Sendika.Org