İzmir Güzelbahçe’de yakılarak katledilen Muhammed Elbiş, Ahmet Elali ve Mamoun al-Nabhan’dan için 38 kurum ortak bir açıklama yayımlayarak, “Bu topraklarda birbirimizi düşmanlaştırmadan, yok etmeden bir arada yaşamanın yollarını bulabiliriz, bulmalıyız…” dedi
İzmir’de mülteci ve insan hakları örgütleri ile emek ve demokrasi güçleri yakılarak katledilen mülteciler için ortak açıklama yaptı. Güzelbahçe’de yakılarak katledilen Muhammed Elbiş, Ahmet Elali ve Mamoun al-Nabhan’ın mezarını ziyaret eden kurumlar yaptıkları açıklama ile “Giderek dozu artan ırkçı ve yıkıcı saldınlarla karşı karşıyayız. Insanlığımızı yaralayan, vicdanlarımızı ezen söylem ve tutumlari, irkçi saldırıları kınayalım, engelleyelim! Vicdanlarımızın sesini dinleyelim! Çünkü ırkçılık, buraya sığınanlara karşı gesteron şiddet, hepimizin insanlığını değersizleştirir. Bu topraklarda birbirimizi düşmanlaştırmadan, yok etmeden bir arada yaşamanın yollarını bulabiliriz, bulmalıyız…” dedi.
Halkların Köprüsü Derneği’nin çağrısıyla, 38 kurumun imzaladığı açıklamanın tam metni şu şekilde:
17 yaşındaki Muhammed Elbiş, 21 yaşlarındaki Ahmet Elali ve Mamoun al-Nabhan. Bu isimler, Güzelbahçe’de bir ırkçının yakarak öldürdüğü üç Suriyeli gencin isimleri… Bu mezarlıkta, bundan neredeyse iki ay önce, 16 Kasım’da, üstlerine benzin dökülüp yakılan üç gençten ikisi yatıyor. Buraya ırkçılığı kınamak, hayatını bu şekilde kaybedenlere taziyede bulunmak ve yaşamlarında esirgenen saygıyı hiç olmazsa cansız bedenlerine sunmak için ziyarete geldik. Acıyla, kaygıyla, vicdanlarımız sızlayarak ve utanarak; ırkçılığa karşı onları koruyamadığımız için ailelerinden af diliyoruz.
Suriyeli ve Afgan mülteciler, ülkelerini perişan eden savaştan kaçıp yaşama tutunabilmek için Türkiye’ye sığindilar. Mültecilik statüsünden faydalanmamaları için misafir olarak addettiğimiz, ülkelerine güvenle dönmelerini sağlayamadığımız, ucuz, güvencesiz işlerde çalıştırarak, ekonomik bir çıkar kaynağı haline getirdiğimiz, çoğu zaman barınma bile sağlayamadığımız mültecilere getiremedik. karşı vicdan borcumuzu yerine
Daha onların acısı dinmeden bu hafta yeniden korkunç haberlerie sarsıldık. Ankara Altındağ’da yaşanan ırkçı vahşet hala hafizalardaki yerini koruyorken, Ankara Pursaklar’da benzer bir şiddet olayının yaşanması… İstanbul Esenyurt’ta kalabalık bir güruhun Suriyeli esnafa her gün saldırdığı, Bayrampaşa’da Naif Alnaifin biçaklanarak öldürüldüğü haberleri… Ne yazık ki, ülkemizde giderek daha fazla körüklenen mülteci düşmanlığının sonucunda başımıza gelen bütün
kötülüklerin kaynağı olarak bu planli savaşin mağdurlari hedef gösteriliyor, günah keçisi ilan ediliyor.Giderek dozu artan ırkçı ve yıkıcı saldınlarla karşı karşıyayız. Insanlığımızı yaralayan, vicdanlarımızı ezen söylem ve tutumlari, irkçi saldırıları kınayalım, engelleyelim! Vicdanlarımızın sesini dinleyelim! Çünkü ırkçılık, buraya sığınanlara karşı gesteron şiddet, hepimizin insanlığını değersizleştirir. Bu topraklarda birbirimizi düşmanlaştırmadan, yok etmeden bir arada yaşamanın yollarını bulabiliriz, bulmalıyız…
İmzacı kurumlar:
Sendika.Org