İzmir’de Öğrenci Kolektifleri ve Üniversiteli Feminist Kolektif üyelerinin polis tarafından tehditlere maruz kalması karşısında sosyal medyada “#İzmirEmniyetiSuçİşliyor” etiketiyle emniyet ifşa edildi. İçişleri Bakanlığı ve İzmir Valiliği’ne seslenen üniversiteliler “Bizler değil #İzmirEmniyetiSuçİşliyor. Baskılar bizi yıldıramayacak” dedi
İzmir polisi Öğrenci Kolektifleri ve Üniversiteli Feminist Kolektif’ten üniversitelileri arayıp gizlice çekilmiş fotoğraflarından söz ederek “şu anda nerede, ne yaptığınızı biliyoruz” benzeri söylemlerle tehdit ederek ajanlık teklifinde bulundu.
Polisin bu baskı, tehdit ve tacizlerini yazılı bir açıklama ile duyuran Öğrenci Kolektifleri, İçişleri Bakanlığı ve İzmir Valiliği’ne seslenerek polisin suç işlediğini belirterek, “Buradan İçişleri Bakanlığı’na, İzmir Valiliği’ne ve bizleri bu ucuz yöntemlerle sindirebileceğini sanan polislere bir kez daha söylüyoruz; bizleri takibe alarak, gözaltı veya tutuklamalarla, hedef göstermeye çalışarak sindiremezsiniz. Devrimci gençliğin sesini yükseltmesine mani olamadınız, olamayacaksınız da!” dedi.
Polisin bu tür tacizleriyle ve yıldırma girişimleriyle daha önce de sıkça karşılaştıklarını belirten Öğrenci Kolektifleri, buna yanıtlarının da faşizme karşı mücadeleyi daha da büyütmek olacağını vurguladı.
Üniversiteliler barınma sorununa dikkat çekmek için yaptıkları “yurtsuzlar” nöbetlerinin, İzmir depreminin ardından örgütlenen dayanışma kampanyasının, “Okumuş insan halkının yanındadır” sloganıyla yoksul mahallelerde çocuklara yönelik düzenlenen dayanışma etkinliklerinin, cemaat yurtlarında katledilen arkadaşları için düzenledikleri protestoların, İstanbul Sözleşmesi eylemlerinin ve LGBTİ+ düşmanlığına karşı düzenlenen protestoların suç gibi gösterilmesine karşı asıl suç işleyenin İzmir Emniyeti olduğunu belirterek sosyal medyada #İzmirEmniyetiSuçİşliyor etiketiyle tepkilerini dile getirdi.
Paylaşımlara çok sayıda üniversiteli örgüt, üniversite haber portalları, kadın örgütleri ve milletvekilleri de sosyal medyadaki bu paylaşımlara destek verdi.
İzmir’de daha önce de üniversitelilerin yaptığı “Yurtsuzlar” nöbetlerine katılanların aileleri telefonla aranarak tehdit edilmişti. Hatta haber yapmak için bu nöbetlerden birini takip eden Sendika.Org muhabirinin ailesi de bu süreçte aranmıştı.
Öğrenci Kolektifleri’nin açıklamasının tamamı:
Aylardır ekonomik krizle boğuşan gençliğin, kadınların, işçilerin isyanını bir türlü bastıramayan AKP her zamanki klasik yöntemlerle üniversitelilere saldırıyor. İzmir’de mahkum edildiğimiz yoksulluğa, faşizme karşı ayakta olan arkadaşlarımız polisin arama, gizli çekim fotoğrafları ve “şu anda nerede, ne yaptığını biliyoruz” gibi tehdit ve ajanlaştırma teklifleriyle taciz ediliyor.
Mücadele tarihimiz boyunca sıkça karşılaştığımız ve şu anda da devam eden ajanlaştırma politikaları, devrimcileri sindirme, hedef gösterme ve türlü yıldırma politikaları, gençliğin faşizme karşı inatçı ve örgütlü mücadelesini büyütmekten başka bir duruma sonuç vermedi vermeyecek. Bizler devletin ve onun maşaları olan resmi-sivil faşist çetelerin bu ucuz hamlelerine karşı örgütlü gücümüzle alanları doldurmaya, “Ferman Devletinse Üniversiteler Bizimdir” demeye devam edeceğiz.
Üniversitelerimize kayyum atayan, bizleri geleceksizlik ve işsizlik ile baş başa bırakan, pandemi sürecini yönetemeyen, İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden AKP iktidarı, tüm bu politikalarına karşı sokakları, kampüsleri, meydanları dolduran üniversitelileri hedef alıyor. Özerk demokratik üniversiteyi savunan, kayyumlara direnen, bizleri geleceksizliğe mahkum etmek isteyenlere dur diyen İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan, nefrete inat yaşasın hayat diyen biz üniversiteliler buradayız.
Buradan İçişleri Bakanlığı’na, İzmir Valiliği’ne ve bizleri bu ucuz yöntemlerle sindirebileceğini sanan polislere bir kez daha söylüyoruz; bizleri takibe alarak, gözaltı veya tutuklamalarla, hedef göstermeye çalışarak sindiremezsiniz. Devrimci gençliğin sesini yükseltmesine türlü yöntemlerle mani olamadınız olamayacaksınız da! Devlet karşımıza hangi politikayla çıkarsa çıksın, saldırılarını ne kadar artırırsa artırırsın karşısında tarihini geçmişten ve bitmeyen mücadelesinden alan örgütlü bir devrimci gençlik var.
Baskılar Bizi Yıldıramayacak!
Kısılmak istenen üniversiteden memlekete yükselttiğimiz "Yurtsuzuz Geçinemiyoruz, Mücadele Ediyoruz" diyen üniversitelilerin sesidir.
Devlet türlü yıldırma politikasıyla saldırsa da karşısında tarihini geçmişten alan örgütlü bir devrimci gençlik bulacak!#İzmirEmniyetiSuçİşliyor pic.twitter.com/weLslZpbn2
— Öğrenci Kolektifleri (@kolektifler) January 9, 2022
Üniversiteli Feminist Kolektif tarafından yapılan açıklamanın tamamı:
Aylardır ekonomik krizle boğuşan gençliğin, kadınların, işçilerin isyanını bir türlü bastıramayan AKP her zamanki klasik yöntemlerle üniversitelilere saldırıyor. İzmir’de mahkum edildiğimiz yoksulluğa, faşizme karşı ayakta olan arkadaşlarımız polisin arama, gizli çekim fotoğraflama ve “şuanda nerede, ne yaptığını biliyoruz” gibi tehdit ve ajanlaştırma teklifleriyle taciz ediliyor.
Mücadele tarihimiz boyunca sıkça karşılaştığımız ve şu anda da devam eden ajanlaştırma politikaları; devrimcileri sindirme, hedef gösterme ve türlü yıldırma politikaları, gençliğin faşizme karşı inatçı ve örgütlü mücadelesini büyütmekten başka bir duruma sonuç vermedi vermeyecek. Bizler devletin ve onun maşaları olan resmi-sivil faşist çetelerin bu ucuz hamlelerine karşı örgütlü gücümüzle alanları doldurmaya, “Ferman Devletinse Üniversiteler Bizimdir” demeye devam edeceğiz.
Üniversitelere atadıkları kayyumlarla kadın ve LGBTİ+ kulüplerini kapatan, bizleri geleceksizlik ve işsizlik ile baş başa bırakan, pandemi sürecini yönetemeyen, İstanbul Sözleşmesi’ni feshederek kadınların ve LGBTİ+ların yaşam haklarına saldıran AKP’nin bu politikalarına karşı sokakları, kampüsleri, meydanları dolduran üniversiteli feministleri hedef alıyor. Özerk demokratik feminist üniversiteyi savunan, kayyumlara, kadın ve LGBTİ+düşmanlarına direnen, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan, “Nefrete inat yaşasın hayat!” diyen biz üniversiteliler buradayız.
Buradan İçişleri Bakanlığı’na, İzmir Valiliği’ne ve bizleri bu ucuz yöntemlerle sindirebileceğini sanan polislere bir kez daha söylüyoruz: Bizleri takibe alarak, gözaltı veya tutuklamalarla, hedef göstermeye çalışarak sindiremezsiniz. Kadınların ve lubunyaların sesini yükseltmesine türlü yöntemlerle mani olamadınız olamayacaksınız da! Erkek devlet, feminist mücadeleyi şimdiye dek her türlü saldırıyla yıldırmaya çalıştı ve bu saldırılar karşısında feministler olarak her defasında daha güçlü bir şekilde devletin karşısına dikildik.
Baskılar Bizi Yıldıramayacak!
İçişleri Bakanlığı, İzmir Valiliği ve ucuz yöntemlerle bizleri sindirebileceğini sanan polislere bir kez daha sesleniyoruz:
Gözaltılarla, takiplerle, hedef göstermelerle bizleri sindiremezsiniz! #İzmirEmniyetiSuçİşliyor pic.twitter.com/B3LeRGyD5l
— Üniversiteli Feminist Kolektif (@feministkolektf) January 9, 2022
Sendika.Org